Mehmet Salih ŞANSAL
17 Haziran 2016
Genel nüfusu Suriyelilerle birlikte 2,5 milyonu bulan
Urfa’ya hükümet tarafından yeterince kaynak sağlanmadığını zaman zaman gündeme getirir dururuz.
Haklıdır bu talepler genellikle
ancak bir de madalyonun öteki yüzü vardır.
İnsan kaynağı eksikliği, plansızlık,
öngörüsüzlük, siyaset kurumunun alet olarak kullanılması, liyakat yerine
partiye yakınlığa göre atama gibi..
Bunlara başka daha bir çok
olumsuzluğu ekleyebilirsiniz.
Alın size Suruç Pompaj Sulaması.
Projeyi yakından takip edenler çok
iyi hatırlayacaktır, ‘Damla sulama ve yağmurlama sulama’yla üretim
yapılacağı hükme bağlanmıştı.
Gelin görün ki şu anda sulu tarıma
açılan 350 bin dönümlük alanın en az yüzde 80’lik kısmında ‘Vahşi
Sulama’ yapılıyor.
Hem de Harran Ovası’nda bu yanlışın
ortaya çıkardığı fatura gözler önünde olmasına rağmen..
Bu hem daha fazla su israfı,
hem daha fazla enerji sarfiyatı demek.
Şu tezata bakar mısınız?
Bir yanda tarlasına suyu, elektriği
bulamayanlar çiftçi, diğer yanda müthiş bir israf…
Bir yanda baraj yakınında içme suyu
bile bulamayan köylü, diğer yanda boşa harcanan Fırat suyu..
*
Suruç Pompaj Sulama Projesi’ndeki
sıkıntıların bir kısmı çiftçilerle alakalı. Yapımcı firmadan kaynaklanan
problemler de var tabiki..
DSİ’nin tespitlerine bir kulak
verdiğimiz zaman şunları işitiyoruz:
‘Tüm mesele
sahadaki malzemelerin bir şekilde kaybolması. Kimin aldığını, niçin
kaybolduğunu bilmiyoruz. Firma diyor ki; 2014’ün ikinci yarısından
itibaren ‘biz malzemelerin hepsini yerleştirdik, hatta bir daha
yerleştiriyoruz, sonra birileri alıp götürüyor.
Suruç Pompaj
Sulama Projesinde görev yapan 24 tane güvenlik görevlisi var. Onların çabaları
da yeterli olmuyor.
Bazı sorunlar
üreticinin sisteme müdahalesinden kaynaklanıyor. ‘Sulama Birliği’ işlevi
görecek firma, eksikliklerden dolayı işi devralmaya, sahaya inmeye
yanaşmıyor: ‘sözleşmede bazı maddeler var. Firma, ‘Eksikler giderilmezse, biz
çiftçinin zarar ziyanını karşılamak zorunda kalırız, bu da bizim
iflasımız olur’ diyor.
Şu anda
sayaçların takılması gerek ama takılamıyor. Çünkü hidrantların boruları yok,
alınmış.
Enerji olarak
bir kıstasımız var fazla su harcanmaması adına.. Kullanılan su miktarı ne
kadarsa, ona yüzde yirmi olası kayıplar ilave edilecek, ‘Şu kadar suyu temin
etmen gerekiyor. Eğer servis pompa istasyonuna gelen fatura bundan çok daha
fazlaysa DSİ olarak firmanın istihkakından kesiyoruz. Bu da onlar
açısından çok büyük bir sıkıntı . Çünkü kontrol edilemiyor.
Bir başka sorun
da servis yollarının çiftçiler tarafından tarlaya ilave edilmesi. Böyle olunca
hidrantlara ulaşma, onları takip etme, patlakları onarma konusunda sıkıntılar
yaşanıyor.
Eksiklerle
ilgili olarak tüm tutanaklarımızı tuttuk, hem Genel Müdürlüğe, hem de projeyi
takip eden şube müdürlüğümüze yolladık. Şimdi bu eksiklikleri yüklenici firma
bir kez daha gidermek zorunda. Pompa istasyonunda kullandığımız bazı parçalar
hariç ki onlar yurt dışından geliyor. Diğer malzemelerin çok büyük bir
kısmı Türkiye’de üretiliyor.
Şu anda sulama
faaliyetleri bazı aksamalara karşın devam ediyor. Eksiklerimizden daha çok,
üreticilerin vanaları gidip kendi kafalarına göre açması, kapaması, bir noktaya
gitmemek için vanaları, şanzımanları kırmaları gibi olumsuzlarla
karşılaşıyoruz. 4-5 gün su veremediğimiz de oluyor, sonra bunu telafi ediyoruz.
Şu anda 350 bin
dönümlük alan sulanıyor. Ancak 898 noktadan şebeke dışına su alındığını
tespit ettik. Bu sadece ana kanaldan.. Bir de tahliyeler, hat sonu vanaları
açılarak su alınıyor. Bu nedenle sulu tarım yapılan alan miktarının
bundan çok daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz.
Şu anda çok
büyük bir alanda salma sulamayla tarım yapılıyor. Böyle olunca 2 kişinin suyunu
bir kişi kullanıyor.
350 bin
dönümlük alana su veriyoruz ama 700 bin hektarlık su kullanılıyor. Böyle olunca
su israfı taban suyu yükselmesi gibi olumsuzluklar dışında, normalin iki katı
enerji sarfiyatı ortaya çıkıyor. Bu, bazı noktalara suyun ulaştırılamaması
riskini beraberinde getiriyor.
Çiftçilerle
zaman zaman bir araya geliyoruz. Kendilerine de izah ediyoruz. Şu anda
yaşadığımız sıkıntıların çok büyük nedenlerinden biri ‘Salma Sulama’dır.
Üretici
genellikle ekonomik nedenleri gerekçe göstererek modern sulama yöntemlerine
yanaşmıyor’
*
Suruç Pompaj sulamasında mevcut
tablo böyle..
Gerçek olan şu ki Suruç Pompaj
Sulama Projesi tamamen damlama ve yağmurlama üzerine dizayn edilmiş. Su
ihtiyaçları buna göre yapılmış ancak yasal zorunluluk konulmamış.
Nedeninin siyasi kaygılar olduğunu
tahmin etmek güç değil.
‘Yasaklarsak bunu Suruç özelinde
değil, bölge geneli için almamız gerekir. Bu da bize oy kaybettirir’ diye
düşünmüşlerdir belkide..
Şu anda sulu tarıma açılan alanların
çok büyük bir bölümünde pamuk tarımı yapılıyor. Ürün desenini
geliştirmek adına yapılması gereken çalışmalar ayrıca ele alınması gereken bir
konu..
Suruç Pompaj Sulama Projesi’ndeki
hedefleri tekrar anımsatmakta fayda var.
Toplam 96 bin hektar tarım arazisi
suyla buluşturulup damla ve yağmurlama sulamayla ekonomiye yılda 270 milyon TL
gelir sağlayacağı, bölgede yaklaşık 200 bin kişiye doğrudan istihdam ve iş
imkânı oluşacağı hesap edilmişti.
Bu hedeflere ulaşmak isteniyorsa
şimdiden bazı radikal adımlara ihtiyaç var.
Hem de çok acil.
Yarın çok geç olmadan….