Şanlıurfa’da kesilmiş olan büyük ve küçükbaş hayvanların etleri, hijyenik olmayan koşullarda kamyonet üzerinde taşındı. Gün geçmiyor ki, başka bir skandal yaşanmasın! Son günlerde sık sık duyulan skandal olayların adresi, bu kez Şanlıurfa oldu. Yol üzerinde objektiflere yansıyan olayda, büyük ve küçükbaş hayvanların kilolarca eti kasası açık bir kamyonete üst üste atılıp hijyenik olmayan koşullarda taşındığı […]
Sultan Abdülaziz evladı… Kerimeleri Fatıma Sultan oğulları… şehbender Kılıç Ali Paşa mısın? Cuma namazı çıkışı çocuklara cülus bahşişi… Diyarbakırlı yoksullara bedava elektrik… Ulufe dağıttığın kesimi genişletme hevesin niye? Bu hayırseverlik de ne? Halkın umudunu siyasi geleceğinin hanesine katmak mı? Suya ulaşmak isteyen insanın çabasını boşa çıkarmak mı? Kurtla yiyip koyunla ağlamak mı? ınsanı […]
Rüzgar, güneş, su etkisiyle ağacın, dağın, taşın değiştiği; sürekli dönüşümün yaşandığı bir evrende insan değişmez mi? “Değişmez.” diyen biri varsa zihinsel yanılsama içindedir. Bu düşünce, değişime kaşı çıkan bir beyni, gelenekseli yıkma çalışmalarını reddeden bir toplumu imler. Bu düşünce, insanın ve toplumun değişmezliğini varsayar; giderek dünyanın eski dünya olduğuna, yaşananın tekrarlandığına, değişim varsa […]
Rönesans ve Aydınlanma sonrası egemenliğini ilan eden Modernizm, ülkenin insanını güvenceye- belki de disiplin altına- almak, için değişik kurumlar yarattı. Bu kurumlardan en önemlisi askeri güçtür; gücünü şiddetten alır,ötekini şiddet ile yener. Sorun ülke dışında ise kolaydır, çözülür. Toplumsal uzlaşma kolay sağlanır. Sorun, ülke içinde ise şiddet bir çözüm olmaktan çıkar, çözümsüzlük alır başını gider. […]
1980 öncesi insana ve ülkeye ilişkin endişelerini dile getiren, buna farklı kulvarda çözüm arayan kentin gençliği ihtilal sonrasında bellek yitimi ile tanıştı. Geçmişe ait ne varsa bir bir yıkıldı… Siyasal düşünceleri nedeniyle çoğu, hazan yaprakları gibi sağa sola savruldu. ınanmak, ağır bir yüktü omuzlarda… Umutsuzdu ve umutsuzluğu, teknik buluşlarla el ele verip bireyin değişimini hızlandırdı. […]
Yazmak “yazma ihtiyacı”ndan kaynaklanıyor. Yazmaya uğraşanların sorunu “yazma ihtiyacı”nın gecikmesi. Anlatacak kadar bizi etkileyen olaylar, öyküye dönüşen durumlar yaşamıyoruz. Başımızdan geçmediği gibi aklımızdan da geçmiyor. Hayatı bir biçimde kazanma mücadelesi, yazma eylemini ikinci plana atıyor. Yaşamın hay huyunda sokaktaki köpek yavrusu; kucağında çocuğuyla bir ana; kaldırıma çöken yaşlı adam bizde bir öfke yaratmışsa bu öfke […]