Asrın başında, Birinci dünya savaşının galipleri, dünya haritasını önüne açmış, ellerine bir cetvel bir de kalem almışlardı. Kana buladıkları coğrafyada yeni yeni ülkeler kuruyorlar, yeni yeni monarklar yaratıyorlardı. Anadolu toprakları da çok iştah kabartıcıydı; buralarda da tarihsel hayaller can bulabilirdi, hayata geçebilirdi ama bir sorun vardı: Atatürk Merak edenler bu konuları tarih kitaplarından okuyup öğrenebilirler. […]
Nejat Karagöz 14 ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde Türkiye iki defa sandığa gitti. Hükümet ve muhalefet kanadının 3, 6 ve 9 partiden oluşan ittifaklarla girdikleri bu seçimde sonuçlar 21 yıllık AKP iktidarının bir süreliğine daha devamı yönünde tecelli etti… Bu sonucun millete ve memlekete hayır getirmesini temenni etmenin sadece temennide kalacağının artık gizlenemez, örtbas edilemez […]
Nejat Karagöz Liberalizm, dünya üzerinde daha çok sol jargon olarak bilinen ve kişisel özgürlükleri toplumsal adalet düzeni içerisinde başa oturtan, ekonomik özgürlükleri de bu bağlamda ele alan bir siyasal ideoloji… Tanımında –kişisel alanlara müdahil olmadan- din ve inançlar üzerine fikir/hüküm içermeyen liberalizmin klasik, sol, ileri, yeni gibi coğrafi şartlara bağlı ya/ya da bundan beslenen fakat […]
Nejat Karagöz 6 Kasım 2002’den beri, 20 seneyi aşkın bir zamandır iktidarını kesintisiz sürdüren bir hükümet için zeval vaktinin yaklaştığını milletçe görüyoruz. 90’lı yıllarda, müesses nizamın,zaman zaman gerek temel insan hak ve hürriyetlerine, gerek genel ahlaka ve gerekse yerleşik geleneklere mugayir tutum ve davranış, tasarruf ve uygulamalarının toplumun bir kesiminde yarattığı öfkeyi arkasına alan AKP, […]
Nejat Karagöz Kebap şişi kalınlığında demirler, Taşıyıcı kolonları (Dükkân büyüsün diye) kesilen çok katlı mezar odaları, İmar affına uğramış, nesebi düzeltilmiş kaçak ve kusurlu yapılar, Betonundan, demirinden, kalıbından, zemininden, duvarından, sıvasından, boyasından, kapısından, penceresinden, fayansından çalınmış yapılar… Aslında bu çalınanları topladığınızda binlerce, on binlerce insanın hayatına karşılık geliyor. Birkaç müteahhidi, biri iki çalışanı, mal sahibini […]
Din referanslı siyasal hareketlerin iktidara gelme süreçlerinde pazarladıkları özgürlük, demokrasi, hak-hukuk söylemlerinin koskocaman birer yalan olduğu, İran’ın dinci faşist yönetimi tarafından, sırf başını kendi belirledikleri kurallara (!) göre örtmediği gerekçesiyle MahsaAmini adlı bir genç kadının öldürülmesiyle kim bilir kaç milyonuncu kez kanıtlanmış oldu. Esasen din tandanslı siyasal hareketlerin omurgasını (Omurgasızlığını mı demeli yoksa?) oluşturan bu […]
Sıklıkla medyayı, akabinde karakolları, mahkemeleri meşgul eden bir konu: Sağlık Çalışanlarına karşı şiddet! Ana- babaların özenle büyütüp okuttukları, insanların sağlıkları için cansiperane çalışan, fedakâr sağlık çalışanları elbette bu şiddetten mağdur ve müteessirdirler. Bu meslek grubuna mensup, doktorundan hastabakıcısına, pansumancısına kadar hepsine sağlığımız adına müteşekkiriz… Bu kadar mı?Elbette değil! Sağlık çalışanlarına karşı girişilen şiddet ve yapılan […]
Sevgili okurlarım, Urfa’da doğup büyümüş, Urfa’da yaşayan sizlere küçük bir iki soru sormak istiyorum: Beki Yıldız Caddesini bilir misiniz? Ya Bekir Coşkun Bulvarını? Peki, Suud Kemal Yetkin Mahallesini? Yılmaz Kayral sokağını? Bilemediniz, bilemezsiniz… Çünkü bu şehrin sokak, mahalle, cadde isimlerini koyanlar, bu isimlerden hem nefret eder, hem de feci şekilde korkar! Onları varı yoğu hafız, […]
İkinci dünya savaşından yerle bir halde çıkan Almanya’nın aşılmaz ekonomik sorunları, işgal kuvvetlerinin de zihnini meşgul ediyordu. İşgal komutanının ekonominin başına atadığı ve sonra da beceriksiz bulup görevden aldığı Herr Konrad Adaneur, uzun soluklu siyaset macerasının sonunda, 1949’da ilk serbest seçimler yapıldığında Şansöyle (başbakan) oldu. Ekonominin başına da Ludwig Erhard’ı getirdi. Ludwig Erhard işgal kuvvetleri […]
Altı asırlık bir imparatorluğun enkazı üzerine kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti… Daha emekleme yıllarında sanayinin, teknolojinin, bilimin, aklın, irfanın sihrini keşfetmiş kadroların sihirli dokunuşlarıyla –üstelik düşman çizmelerinin izi daha silinmemişken- şaha kalkmış bir ülke… Öte yandan bu kadrolarla politik hesapları olan, belki de şahsi histerileri nedeniyle garazı olan kadrolarca tasfiyeye uğratılmak istenmiş, henüz bir asırlık Cumhuriyetin […]