Fuat Rastgeldi
26 Kasım 2009
Nabi zamanı Padişahları:
Ahmet Hanoğlu Sultan İbrahim 1640-1648 8 yıl
İbrahim Hanoğlu IV. Mehmet 1648-1687 29 yıl
İbrahim Hanoğlu II. Süleyman 1687-1691 4 yıl
İbrahim Hanoğlu II. Ahmet 1691-1695 4 yıl
IV. Mehmet Hanoğlu II. Mustafa 1695-1703 7 yıl
IV. Mehmet Hanoğlu III. Ahmet 1703-1736 33 yıl
Nabi’nin doğumu 1642, Ölümü 1712 olduğuna göre, Padişah İbrahim zamanında çocukmuş. Nabi 1665-1666 yıllarında 23-24 yaşlarında İstanbul’a gitmiş. 1685 yılına kadar IV. Mehmet emrinde çalışmış. 1685 yılında Halep’e gitmiş. Bu tarihler incelenecek olursa, Nabi 19 yıl İstanbul’da IV. Mehmet ile beraber yaşamış. Ava meraklı olan IV. Mehmet ile beraber Edirne’ye ava gidermiş. Halk arasında söylenen Padişah ile Nabi hikâyeleri, fıkraları bu Sultan IV. Mehmet iledir.
Padişah II. Süleyman, II. Ahmet, II. Mustafa zamanında Nabi Halep’tedir. III. Ahmet zamanında İstanbul’a gelir. İki yıl sonra da vefat eder. Bu hesaba göre, Nabi beş Padişah devri görmüş oluyor.
Nabi’nin eserleri:
(Bkz. Prof.Dr.Meserret Diriöz-Sayfa 125)
A- Manzum eserleri:
1. Nabi Divanı: 1841’de Mısır Bulak’ta, 1875’te İstanbul’da Şeyh Yahya Efendi Matbaasında Arap harfleriyle basılmıştır. Hemşerimiz Prof.Dr. Ali Fuat Bilkan, 1997 yılında Milli Eğitim Bakanlığı yayınlarında 2 cilt (1349 sayfa) kitap olarak basılmıştır. Bu Nabi Divanı yazıldığı dilin aynısı olduğundan istifade edilememektedir.
2. Farsça Divânçe: Nabi’nin 32 Gazelini içermektedir.
3. Tercüme-i Hâdis-i Erba’in: 42 kıta hadisin tecrübeleri Nabi tarafından yapılmıştır.
4. Hayrî-name: Oğlu Ebül hayr Muhammed’e hitap ederek yazdığı eseridir. Çok meşhurdur. (Eserin ismi Hayriyye olarak yanlış bilinmektedir.)
5. Hayr-Abâd: Takriben 2007 beyitten oluşan mesnevisidir.
6. Süriyye (Sür-Name): Eser IV. Mehmet emriyle Şehzadeleri Mustafa ve Ahmed’in Edirne’deki düğününü (1675 yılı) anlatmaktadır.
B- Mensür Eserleri:
1. Vakayi-i Fethiye (Feth-name-i Kamaniçe) Nabi’nin manzume olarak yazdığı ilk eseri olarak bilinir. IV.Mehmet’in 1672 yılında yapmış olduğu 6 aydan fazla süren birinci Lehistan seferini anlatır. Nabi de Padişah yanında bu sefere katılmıştır.
2. Tuhfet-ül Haramy: Nabi’nin Hac Seyahatini anlatır. (1989 yılında Urfa Belediyesi tarafından bastırılmıştır)
3. Zeyl-i Siyer-i Ne bevi: Nabi’nin son yazdığı eser olup 2 cilttir. 2. cildi bitirmeden Nabi vefat etmiştir.
4. Münşe’ât: Nabi’nin mühim eserlerinden birisidir. Hayatı boyunca yazdığı tebrik, teşekkür, arîza gibi çeşitli mektuplardan meydana gelmiş bir kitabıdır.
Nabi’nin bilinen ve çeşitli tarihlerde basılan kitapları bunlardır.
Nabi 1665’ten 1712 tarihine kadar yaklaşık 47 yıl gibi uzun bir zaman Osmanlı İmparatorluğunun Divan Katipliği, Defterdarlık gibi bir çok yazılı görevlerde bulunmuştur. Bu uzun zaman içerisinde Nabi’nin yazmış olduğu binlerce resmi evrak olduğunu tahmin ediyorum. Osmanlı arşivi incelendiğinde Nabi’ye ait bir çok evrakın bulunacağına eminim.
Prof.Dr.Meserret Diriöz hanım efendinin “20 yılda yazdığım” dediği 687 sayfalık ‘Nabi Divanı’nda…
İstanbul’da iken evinin yandığını, bu evde de Nabi’nin tüm şiirlerinin beraber yandığını,
Halep’te iken 2 defa Şam Defterdarlığına tayin edildiğini,
III. Ahmet tahta çıktığında Hazîne-i Humayun’un mührü ve mühürlü bir kese altın gönderdiğini,
Hayriye adlı kitabın asıl ismi Hayrî-Nâme olduğunu,
Nabi’nin bir edip, bir musiki-şinâs, bir âlim, bir mutasavvıf, bir halk adamı, bir Kemâl ve marifet sahibi bulunan büyük şair olduğunu,
1976 yılında Doçentlik tezi olarak hazırladığı, 1994 yılında bastırdığı Nabi Divanı kitabından öğrenmiş bulunuyoruz.
Nabi için yapılacaklar:
– Nabi Urfa’da ve Türkiye’de unutulmuş bir şair. Nabi’ye Urfalı, STK, Belediye ve Valilik sahip çıkıp tanıtmalı.
– Okullarda önce öğretmenlere, sonra öğrencilere Nabi hakkında bilgi verilmeli
– Eserleri bugünkü Türkçemize çevrilip yayınlanmalı,
– Nabi’nin bir çok mektubu var. Bunlar toplanıp, bir kitap haline getirilmeli,
– Sempozyumlar, Paneller, adına yarışmalar düzenlenmeli,
– Osmanlı arşivi ve 25 yıl yaşadığı Halep’te Nabi hakkındaki bilgiler aranmalı,
– Üniversitelerde Nabi tezi hazırlanmalı,
– Nabi Kültür ve Sanat Haftası düzenlenmeli, (Yunus Emre’nin mezar yeri tam belli değil. Bir çok il Yunus’a sahip çıkmak istiyor. Eskişehir Valiliği 6-10 Mayıs tarihlerinde Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası düzenliyor. Eskişehir’e bağlı Mihalıççık ilçesinde mezarının çok turist çektiğini ağabeymiz Mehmet Hulusi Öcal 26 Ekim 1998 tarihli Güneydoğu gazetesindeki makalesinde yazmıştı.)
– Urfa’nın geniş bir alanı Nabi meydanı olarak düzenlenmeli. Büyük boyda bir heykeli dikilmeli.
– Nabi’nin evi restore edilip, Nabi Konukevi ve Müzesi yapılmalı,
– Mezarı Urfa’ya getirilmeli. Haleplibahçe civarında bir türbe yapılmalı
– Konya ilimizin Mevlana’dan istifade ettiği gibi Urfa’da Nabi’den istifade etmelidir. İnanç turizmine bu anlamda destek sağlanmalı
(Yazımız bayram sonrası, 1 Aralık Salı gününden itibaren devam edecektir)