Fuat Rastgeldi
20 Nisan 2009
Mahmut Nedim Kürkçüoğlu Konağı 11 Nisan 2009 tarihinde Şanlıurfa Kurtuluş Müzesi olarak açıldı. Yaklaşık 2 yıl restorasyonu süren konağın Kurtuluş Müzesi olarak açılması, başta ben olmak üzere bir çok Urfalıyı sevindirdi. Hem Urfa Kurtuluşunu gösteren tarihi bir müzemiz oldu, hem de harabe şekilde bulunan yapı Urfa’ya kazandırıldı.
Açılışa tüm Urfalılar davetliydi. Kalabalık bir grup müzenin açılışına katıldı. Salonda Avukat Müslüm Akalın, 1919-1920 yıllarında önce işgalci İngilizler, sonra da Fransızlar tarafından karargah olarak kullanılışının tarihçesini anlattı. Sayın Valimiz restorasyon hakkında bilgi verdi. Bu restorasyona emeği geçenlere plaketler verildikten sonra açılış merasimi bitti. Misafirler Müzeyi gezdiler. Kokteyldeki sohbet sonrasında misafirler dağıldılar.
BİNANIN TARİHÇESİ
Kürsüye çıkıp konuşma yapanlar tarihi konağın tarihçesinden bahsetmediler. Misafirler açılışı yapılan büyük salonu ve taş süslü kemerli sahnenin neyin nesi olduğunu birbirlerine sordular.
Konağın biraz yukarısında bulunan Devlet Hastahanesi’ni Urfa Mutasarrıfı Ethem Paşa 1902 yılında bitirdikten sonra Mahmut Nedim hastane inşaatında çalışan Beyrutlu Garebet ustayı tutarak 1903 yılında bir tiyatro binası yapımına başlar. . İnşaat 3 yıl sonra 1906 yılında biter. Bitiş tarihi haremlik-seramlık kapısı üzerinde yazılı idi. Mahmut Nedim bey tiyatro binası bittikten sonra fikir değiştirir. İkamet olarak kullanmaya karar verir. Tiyatro binasının alt kat büyük salonunu kısımlara ayırır. Bir salon, 6 oda ve sahne kısmını da hamam olarak bölür. Üst katta ise uzun bir hol, 7 oda, 1 banyo dizayn edilir. Haremlik-seramlık şeklinde binalar da ilave ederek, 3500 metrekarelik alan üzerinde 3 binada, 3 salon, 22 oda, ambar, ahırlı bir konak yaparak buraya taşınır.
Konak yapıldığı yıllarda çok meşhurdur. Urfa’nın kasabalarında, köylerinde yapılan güzel bir yapıya, masraflı bir yapıya veya yapımı uzun süren inşaata “Mahmut Nedim Konağı oldu” lafı yakıştırması yapılırdı.
Mahmut Nedim’in zenginliği, konağının odalarının çokluğu ve misafirperverliği nedeni ile Urfa’ya gelen diplomat, saygınlığı olan kişiler bu Konakta misafir edilirdi. Örneğin Kaçkar Hanedanı, son İran Şahı Urfa’ya geldiğinde Mahmut Nedim Konağında misafir edilmiş.
İngilizler 7 Mart 1919 tarihinde Urfa’ya gelince ikamet için bir çok yer, kışla teklif edilmesine rağmen bu konağı ister. Mahmut Nedim ve ailesi tahliye edilir. İçerisinin eşyaları ile İngilizlere teslim edilir. İngilizler karargah olarak bu binayı kullanırlar. Sonra da 30 Ekim 1919 tarihinde de Fransızlara devrederler. (Bu bina haricinde Devlet Hastanesi, Dedeman Oteli’nin yerinde bulunan Osman Remzi Kürkçüoğlu evi ve 3 yerde de Karakol yeri bulmuşlar. 10 Nisan 1920 tarihinde Fransızlar Urfa’dan ayrılırken, geri dönme düşüncesi ile bu binanın boş kalma şartını da koyarlar. Avluda bulunan mağaraya da bir kısım eşyalarını saklarlar.
Bu binanın istenmesinin sebebini o tarihte 30 yaşlarında bulunan Yusuf Rastgeldi şöyle anlatırdı: “Mahmut Nedim Konağı yüksek bir yerde inşa edilmişti. Kaleye benzerdi. Etrafı açık olduğundan gelen-giden takip edilebilirdi. Ayrıca Urfa’ya hakim bir yerdeydi. Penceresi ve balkonundan bakıldığı zaman bütün Urfa evlerini görürdü. Akabe ve Harran Ovası kontrol edilebilirdi. 1920 kışı çok karlı geçiyordu. Urfa evlerinin damları toprak olduğundan kar yağdığında damlardan hemen kar atılır ve dam loğlanırdı. Fransızların elinde uzun mevzi mermi atan flinta tüfek vardı. Dama kar atmaya çıkan kişileri vururlardı. Bu nedenle kar atılmayan bütün evler damladı. Ayrıca bazı damlarda siper olsun diye kum torbaları koydular. Torbaların ağırlığından bir çok evin damı çöktü. Basmahane binasının yanında bulunan İslim Bibimin (Zeki Coşkun’un annesi) evi bu nedenle çöktü.”
Yusuf Rastgeldi, “İngilizlerin Mahmut Nedim Konağını seçmelerinin nedenini Fransızlara 4 Mart’ta saldırdığımızda daha iyi anladık” derdi.
TARİH: 4 MART 1920
Mondros Mütarekesine göre, silahlanma ve silah yardımı yasaktır. Urfalılar Siverek’te bulunan 2 adet Orduya ait Cebel topunu gizlice Urfa’ya getirirler. Topa güvenerek 4 Mart 1920 tarihinde Mahmut Nedim ve Osman Remzi Kürkçüoğlu binalarına saldırmayı planlarlar. 4 Mart sabahı topun birisi hiç atış yapmaz. Diğeri de Yusuf Rastgeldi’nin anlattığına göre, 4-5 atıştan sonra arızalanır ve susar. Bu durumda Urfalı Milislerin geri çekilmesi gerekir. Başlarında harp düzenini bilen asker bulunmadığından, ne zaman nereden hücum edileceğini bilmeden, yeni yeten eli tutan gencinden 90 yaşındaki ak sakallı ihtiyarına kadar ellerinde ağızdan dolma tüfek, tabanca, kılıç, hançer, kama, kazma-kürek sapı ile Allah Allah sesleri eşliğinde Mahmut Nedim Konağı ve Osman Remzi Kürkçüoğlu evine dört bir yandan hücum ederler. Fransızların yeri savaş için çok müsait olup, askeri eğitimlidirler. Ellerinde top, flinta tüfek, mitralyöz (Makinalı), el bombası bulunmaktadır.
İlk saldırıda Urfalı milislerden çok sayıda şehit düşer. İkindi vaktine kadar müsademe devam eder. Urfalılar 4 Mart 1920 günü en kanlı çarpışmalardan birini yaşamış olur. Yüzden fazla şehit, 400’den fazla yaralı verir. Şehitlerin bir kısmı köylüdür. Sahipleri alır, köylerinde defnederler. Bu şehitlerin çoğunun ismi bilinmemektedir. Bu saldırı günü için Fransız askerleri hatıralarında, “Eğer saldırı devam etseydi, karşı koyamayacaktık” diye yazar. (Bence cephaneleri bitmişti.)
İşte bu saldırının izleri bugün Mahmut Nedim Konağının duvarlarında görülebilir. (Bir çok savaş izi de hatalı restorasyon yüzünden silinmiştir)
Savaş sonrası Mahmut Nedim ailesi ve kardeşi Osman Remzi Siverek’ten döner, yine konağa taşınır. 1941 yılında Mahmut Nedim vefat eder. Çocukları Neşet, Lami, Celal, Suphi, Vehbi beyler ve Kürkçüoğlu ailesi 1970’den sonra konağı terk etmeye başlarlar. Mehmet Nabi İnceler (İnci Baba) hissederlardan konağı satın alır. Tarihi bir otel yapmayı planlamaktadır. İnci baba vurularak yaşamını yitirince, konak yine kendi kaderine terkedilmiş olur. O zamanın Urfa Valisi Sayın Muzaffer Dilek konağı satın almak için çok uğraşır. Tayini çıktığı gün tapu işlemlerini bitirir. Sayın Valimiz Yusuf Yavaşcan da restorasyonunu yaptırarak Urfa’ya çok güzel bir eser kazandırmış olur. (Tiyatro salonunun balkon altı orjinali bozularak dışarıya açılan bir oda yapılmış. Mimarisinde o oda salon kısmının devamıdır.
KURTULUŞ MÜZESİNE İLAVE OLARAK
YAPILACAK İŞLER…
-Urfalıların elinde bulunan Kurtuluş gününe ait hatıra, belge, silah, resim gibi malzemeleri müzeye getirmelidirler.
-Ön tarafta bulunan boş arsanın Konak mimarisine uygun olarak park-bahçe şeklinde düzenlenmelidir.
-Müze binası sahibi Mahmut Nedim Kürkçüoğlu ailesine ait bir köşe yapılması gerekir. Torunu Eczacı Mahmut Nedim Kürkçüoğlu Urfa’da yaşamaktadır. Elinde dedesine ait bir çok belge mevcuttur. Bu belge, eşya ve bilgilerden istifade edilmelidir. (Konakta Mahmut Nedim Kürkçüoğlu isminin geçtiği bir kelime bulunmamaktadır)
-Tiyatro binası kapı yanına asılan tabelada binanın yapılış tarihi ve sahibi hakkında bilgi noksanlığı vardır, düzeltilmelidir.
-Konağın Haremlik-selamlık ara kapısı üzerinde bitişi gösteren 1906 tarihli yazılı taş yeniden yapılmalıdır. .
-Özel İdareye gelir getirmesi düşüncesiyle kebapçıya kiraya verilmemelidir.
-Bu eseri Urfa’ya kazandıran başta Danıştay 12. Daire Üyesi eski Urfa Valisi Sayın Muzaffer Dilek’e, göreve başladığı günden itibaren, restorasyonu titizlikle takip eden Sayın Valimiz Yusuf Yavaşcan’a ve yardımcılarına, Mimar Abdülkadir Öcal’a, 12’lerin mumyadan heykellerini yapan Urfalı kızımız Meral Kaysı’ya, Müzeye ellerinde bulunan tarihi belge, eşya ve fotoğrafları getiren hemşehrilerimize, 12’lerin yağlı boya portrelerini yapan ressam Remzi Kara’ya ve adını bilmediğim ustasından amelesine kadar emeği geçen tüm çalışanlara teşekkürlerimi arz ederim.