Fuat Rastgeldi
1 Temmuz 2009
Urfa’ya has olan kara gözlü ceylanları, kınalı keklikleri, arap atlarını, kelaynakları yüzlerce endemik canlıları yok ettiğimiz gibi; şimdi de Balıklıgöl’ün suyunu kurutarak balıkları yok ediyoruz.
Ki bu balıklar Peygamberler şehrinin sembolü, Hz.İbrahim’in kutsal emaneti olup dört bin senedir mevcutlar. Bu balıkları yemedik, besledik, sevdik.
Urfa’ya gelen yerli-yabancı turistlerin vitrini, dünyanın ve Türkiye’nin tek tabii akvaryumu, inanç turizminin kaynağı, Urfamızın sembolü olan Balıklıgöl’ün suyunu kurutarak yok ediyoruz.
Urfa’nın tabiat güzelliklerini görerek türkülerini yazanlar, besteleyenler, söyleyenler. Rahmetliler şimdi Urfa’ya bir baksalar türkülerini şöyle değiştirirler:
Karaköprü narlıktır. Karaköprü apartmanlıktır
Güzellik bir varlıktır Gayrimenkul varlıktır
Şal aba giyenler Kat elbise giyenler
Sevdiğine layıktır. Zenginliğe layıktır.
Urfalıyam bağlıyam Urfalıyam dertliyem
Bahçalıyam bağlıyam Bahçasızam bağsızam
Ben yürekten vuruldum Balıklıgöl’ü kuruttuk
Ciğerimden dağlıyam Bağlıklara ağlıyam
Urfamızın dört etrafı bahçalar Urfamızın dört etrafı arsalar
Yar oturmuş pencerede saz çalar Spekülatörler oturmuş masada parseller
Senin için kazanmışam akçalar Ahireti için kazanır paralar
Kalenin ardında anam laleler biter Kalenin ardında anam kanalizasyon akar
Lalenin kokusu anam dünyaya yeter Kanalizasyonun kokusundan anam burnunu tutar
Musa Kaldı kardeşimizin besteleyip, söylediği çok güzel bir Balıklıgöl türküsü var. Bu türkünün yakında bomba gibi patlayacağına emindim.
Babası Azer
Yürekler ezer
Ceylanlar gezer
Balıklıgöl’de
Şimdi bestekârımız Balıklıgöl kuruyor diye ağıt yakmalı