Fuat Rastgeldi
14 Ocak 2010
Bugün Urfa şehir yerleşim alanı iki kısımdan oluşmaktadır. Surlar içerisindeki eski tarihi Urfa, sur dışında sonradan oluşan yeni Urfa…
Sur içerisindeki eski Urfa alanı sınırları kaleden başlayarak kale kapısı, Tılfındır tepesi, Bediüzzaman Mezarlığı, Samsatkapısı, Saray, Saray kapısı, Karakoyun deresi sınırı, Bedendibi, Mahmutoğlu kulesi, Beykapısı, Ağırvan, Harrankapı ve yine kale ile sınırlı olan alandır.
Ortaçağ’da şehrin etrafına yapılan surlar bir çok savaşları görmüştür. Bu savaşlar neticesinde Arap akınları İmaeddin Zengi, Alaaddin Keykubat surları aşarak Urfa’yı almıştır ve surlara büyük zararlar vermişlerdir. İki defa büyük deprem ve Dayışan ırmağının feyezan senelerinde meydana gelen seller surları tahrip etmiştir. Tarih boyunca Urfa surları yüzlerce defa tamir edilerek asırlarca ayakta durmayı başarmıştır. Dedelerimiz 19’uncu yüzyıl sonlarına kadar mevcut olan bu surlar içinde yaşamıştır. Sabahleyin kapılar açılmadan evvel tellal çağırırmış; “Bir vukuat var mı?” Yani bir hırsızlık, cinayet gibi bir suç varsa, suçlu şehirden kaçmadan yakalansın. Sonra da kapılar açılırmış. Bu sur kapılarının anahtarları ise, müftehi ailesinde kalırmış. (Bu aile Açanal soyadını almıştır)
19’uncu yüzyıl sonuna kadar sağlam olan Urfa surları, Urfa’nın gelişmesi ve surların önemini yitirmesi neticesinde biz Urfalılar yıkmışız, yok etmişiz. Taşları diğer yapılarda kullanılmış, sur alanı ise talan edilmiştir. Bugün köşede bucakta ancak bu surların izleri kalmıştır.
Mahmutoğlu Kulesi, Harran kapısı, Balıklıgöl civarında, Bediüzzaman Aile Mezarlığı yanında kısım kısım harabeleri durmaktadır. Benim araştırma ve tespitime göre, 5 adet Sur kapısı vardır. Bu kapıların haricinde Dayışan ırmağının çıkış yerinde su kapısı da varmış. (Tiyatrolar Dayışan ırmağının kenarında olduğu için Tiyatro kapısı ismi de geçiyor) Aynı kapıya değişik isimler verildiği için kitaplarda bir çok sur kapısı ismi görülür.
1. Harran kapısı yıkılmayan tek sur kapımızdır. Tarihte Barlaha kapısı ismi ile de anılmıştır.
2. Beykapısı (Büyükkapı)
3. Saray kapısı (Saatler kapısı)
4. Samsatkapı (Samsat şehrine giden yol üzerinde olduğu için bu ismi almıştır. Bu kapı bende bulunan bir fotoğrafta 12 Eylül caddesinin başlangıcında yıkık olarak görülmektedir.) Yusuf Rastgeldi’nin ifadesine göre, Harran kapı mimarisinin benzeri imiş.
5. Kale kapısı (4. Murat bu kapıdan Urfa’ya girdiği için sonradan 4. Murat kapısı ismini almıştır. Daha sonraları da Sakıbın kapısı olarak da isimlendirilmiş olabilir. Bu kapı ŞURKAV Taziye evi önündeki cadde açılırken, yakın bir zamanda yıkılmıştır.
Saydığımız bu kapıların ayrıca; Kemerler kapısı, Batı Kapısı, Güney Kapısı, Güneş Kapısı, Bal-el Emir, Kısas kapısı gibi isimleri de vardır.
Urfa surlarının varlığını göstermek için;
-Eski sur sınırı tam tespit edilmeli, envanterleri çıkarılmalı
-Kalan sur harebeleri yakın bir zamanda yok olmadan koruma altına alınıp restore edilmeli.
-Hiç olmazsa örnek olarak bir kısım sur onarılmalı ve Urfa’nın eskiden sur içerisinde bulunduğu gösterilmeli
-Sur içinde kalan alanın tümü SİT alanı olmalı
-Samsatkapı, Beykapı ve Kale kapısı yeniden yapılmalı
-Elimizde tek kalan Harran kapı koruma altına alınmalı, etrafında sonradan yapılan yapılar temizlenmeli…
-Bedendibi ve Tılfındır tepesindeki surlar ortaya çıkarılmalı,
-Mahmutoğlu kulesi restore edilmeli,
-Avşaroğlu garajı bitişiğinde ve Harran kapı ilerisinde bulunan burç kalıntıları restore edilmeli. En az bir burç yeniden yapılmalıdır.
-‘Surların restorasyonu büyük paralar ve zaman gerektiriyor’ demek mazeret değildir. İlk adımın atılması, koruma altına alınması gelecek bürokratlara temel atılarak yol gösterilmesi bugünkü yetkili idarecilerimize ve bize düşüyor kanısındayım.
Yarın: Baba Şehir Urfa (4)