Papa Türkiye geldi. Başbakanla görüşmesi hava alanında sağlandı. Bundan da iyi bir karşılama olmazdı herhalde.Biri gelirken biri giderken. Papa program gereği anıtkabiri ziyaret etti. Papa’nın Atatürk’ü okuduğunu, mozoleye çelenk koyduğunda “yurtta sulh cihanda sulh” ibaresini yazmakla kendini kanıtladı. Basında da hayli ilgi çekici konular öne çıkarıldı. Kimi basın gezi ve ziyaretin magazinsel yanına dikkat çekerken, […]
Bu yıl asılan afişlerde “Öğretmenler Günü” kutlamalarını bir haftaya yayıldığını görmek beni mutlu etti. Resmi törenler ve söylevler mecburi. Tiyatro, müzik ve çeşitli etkinlikler elbette eğitimcilerin su gibi ihtiyaç hissettikleri şeyler. Sosyal dayanışma, meslektaş olarak kaynaşma insan ve öğretmen olmanın gereğidir. Ben “sanki hiç öğretmenlik yapmadım” gibi geliyor bana. Yirmiyi aşkın yılları sınıflarda tükettim. Sanki […]
Bir şehrin sevgisi o şehrin yetiştirdiği değerleri önemsenmesinden ve sahip çıkılması ile eşdeğerdir. Özellikle böyle çalışmalar şehirde yetişmiş ülke sathında tanınan, bilinen, düşünür, edebiyatçı, önemli siyasetçilerin adına; çeşme, park, okul yaparak veya yapılan yerlere onların ismini vererek onların da isimleriyle aramızda yaşamasına vesile olurlar. Bu şehre özgü motif ve renklerin şehirle buluşması demektir. Örnekleyerek sürdüreyim. […]
ınsanın olduğu her yerde, her türlü olaylar mutlaka olacaktır. Sosyal bir varlık olan insan düşünerek akıllıca davrandığı gibi, kimi zaman içgüdüsel davranışlarıyla, dürtüleriyle, refleksleriyle de çevresine olduğu kadar, “keskin sirke olup küpüne zarar” vermenin huzursuzluğunu yaşıyoruz. Toplum olarak nedense hep güçlü görünmek olaylarda üstün gelme kaygısı yatmaktadır. Eylem ve tepki bir anda düzensizlik ve kaosa […]
Öncelikle “iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına” sözüyle konuyu eleştiriye açıyorum. Kimi zaman yazılarımda rastladığım anlatım bozuklukları ve noktalama işaretlerinin eksikliğinin sıkıntısını çekiyorum. Onca titizlik ve hassasiyeti göstermeme rağmen, gözden kaçanlar oluyor. Bazen yazılarımın gecikmesinin nedenlerinden biri olarak da saya bilirsiniz. Günlük olaylar çok işlendiği için yazıları yazmamaya çalışıyorum. Ayrıca; günlük problemlerle haşir neşir iken, iş içinde […]
Yeryüzünde gökyüzünde gelmiş geçmiş bütün seslerin varlığından bahsedilir. Ben bilimsel anlatımdan ziyade, yeryüzünde yaşayan, ancak kendini ifade edemeyen susturulmuş seslerin sesi ile yazımı seslendirmek istiyorum. Her sesin bir şey anlatmak istediği kadar her sessizliğinde bir sesi olduğu gerçeği inkar edilemez. Önce; rüzgarın, yağmurun, şimşeğin, gök gürültüsünün sesi oluştu. Ardından tüm hayvanlar, insanlar arasından sesler duyulmaya […]
Güneydoğuda talihsizlikler birbirini kovalarken, ardından sel felaketi yoksulluklara eksikliklere, yanlışlıklara, dertsiz dertlere yeni bir boyut kazandırdı. Gün geçmiyor ki medyanın odağına yerleşmesin. Yeni haberler iri puntolarla okuyucuların gözlerini tırmalamasın. ınsan hakları ve demokrasi, Töre meselesi ve cinayetler… Başlık parası ve çok evlilikler, eğitimsizlik, işsizlik, doğurganlık ve çocuk ölümleri, bulaşıcı hastalıklar, Ölümle sonuçlanan aşiret kavgaları, barış […]
Nedense biz soyluluğun gereği olarak hep “zade” sıfatını kullanırız. Bu sıfatı afete uğrayanlara verilmesi beni hayli huzursuz etti. “Zade” aslında “oğul yada oğulları” anlamını taşır. Neden afet mağduru değil de afetzadeler. Sanki onları afet doğurmuş. Oysa onları yok eden afettir. Biz afetlerden bile mağdur insanlara kariyer çıkarıyoruz. Hani şark çıbanına “güzellik” deyip kendimize yakıştırmışız ya […]
Mahalle de sokakta rastlaştığımız, beraber oyun oynadığımız, birlikte büyüdüğümüz insanları arkadaşlık duygusu içinde bağrımıza basarız. Büyüyünce kahve sinema derken o zaman ve mekan içinde yeni arkadaşlıklar devam eder. Zaman olur ki sitayişle andığımız arkadaşlıklardan kimi izler gelir ufkumuza oturur. Anılar canlanır, sözler hatırlanır, siyah beyaz bir film şeridi akpak bir perdede açılır gözlerimizin önüne… Bir […]
Allah yalnız insanlara deprem, sel felaketi, fırtına, hortum çıkarıp bela vermez. ınsana bazen evlat, bazen eş, bazen de mal-mülk verir, bela olur. ışte bu Nobel ödülü de öyle oldu. Çeşitli konuşmaları ile demokratik bir ülke olan Türkiye de düşüncelerini sakınmadan açıkladı diye mahkemelerde yargılandı. Saldırılara uğradı, uşak, döl sıfatları yakıştırıldı. Ülkenin yazarlar, çizerler onu sahiplenmeyi […]