Cihat Kürkçüoğlu
26 Mart 2021
ŞANLIURFA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI
SAYIN ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL’E AÇIK MEKTUP
“ŞANLIURFA VAKIF ESERLERİ MÜZESİ KURULMALIDIR”
Dr.A.Cihat KÜRKÇÜOĞLU
Sayın Başkanım;
İnsanların yararına olan bir hizmetin sürüp gidesiye yapılabilmesi için hayırsever şahıslar tarafından bırakılan mülk ya da paraya VAKIF, bu mülk ya da paranın kimler tarafından ne şekilde kullanılacağını bir takım şartlara bağlayan, kadı ve şahitler huzurunda imzalanan şer’i senede VAKFİYE denilmektedir.
Urfa’mız vakıf eserleri sayısı bakımından Türkiye’nin önde gelen illerindendir. Elindeki parasını yemeyip bu parayla toplum yararına han-hamam-çeşme-köprü-cami benzeri eserler yaptıran hayırseverler hazırladıkları vakfiyelerinde (vakıf senedi) bu eserleri bozan, tahrip eden, vakfiye şartlarına göre yürütmeyenler hakkında “Vakıf gelirini haksız olarak yiyenler, dünya ve ahirette mutluluk yüzü görmesinler.”, “Şayet bir zaman sonra vakfı değiştirmeye, bozmaya temayül eden olursa veya vakfın bozulmasına sebep olursa, yerleri ve gökleri yaratan ve bize bunca nimetleri veren Allah’ın kahır ve gazabına uğrasın. Dünyada ve âhirette rahat yüzü görmesin ve iki cihanda rezaletten kurtulmasın.” şeklinde ağır beddualarda bulunulmuştur.
Vakıf eserleri içindeki halı-kilim-kitap-kitaplık-ahşap kapı pencere kanatları-şamdan gibi eşyalar da hayırseverler tarafından vakfedilmiş eserlerdir. Onlara da zarar vermek, bozulmalarına ve kaybolmalarına sebep olmak aynen vakıf eserine zarar veren beddualar hükmüne girer.
Urfa’daki vakıf eserler bünyesindeki taşınır kültür varlıkları yıllardır bakımsızlıktan zarar görmüş, el yazması kitap, halı, kilim gibi çok sayıdaki eser ya kaybolmuş veya bakımsızlıktan çürüyüp yok olmuştur. Bazları da Urfa’da müze olmadığı için Ankara ve Gaziantep’teki vakıf müzelerine gönderilmiştir. Bu kapsamda; Rızvaniye Camii’ne ait altın yaldızlı tezhipli 300 yıllık bir Kur’an-ı Kerim’in ve iki halımızın Ankara Vakıf Eserleri Müzesi’nde, Nakibzade Medresesi Kütüphanesi’ne ait süslemeli ahşap kapı kanatlarının Gaziantep Mevlevihanesi Vakıf Müzesi’nde olduğunu biliyoruz.
Sayın Başkanım,
Şanlıurfa Vakıflar Bölge Müdürümüz Sayın Mehmet Ali Palalı Bölge Müdürlüğü bünyesindeki uzman arkadaşlarıyla vakıflarımızın taşınır kültür varlıklarını toplayıp bir araya getirmiş, onların bakımlarını yapıp muhafaza altına almış bulunmaktadır. Bildiğim kadarıyla bu çalışmalar sonucunda; içlerinde kök boyalı 300-400 yıllık 50’ye yakın halı, 15’e yakım kilim, 7-8 adet bronz şamdan, 1 adet buhurdan, el yazması kitap ve Kur’an-ı Kerim’ler, tarikat sancağı ve 12 adet Surre Alayı Sancağı, körüklü fenerler ve lambada gibi çok değerli eserler toplanmıştır.
Bilhassa 12 adet Surre Alayı Sancağı Türkiye’deki en büyük Surre Alayı Sancağı koleksiyonunu oluşturmaktadır. Bakımsızlıktan tel tel dökülen ve atılacak duruma gelmiş olan bu sancaklar Bölge Müdürümüz Mehmet Ali Palalı, Uzman Arkeolog Selman Kardeşlik’in gayretleri ve dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Av.Nihat Çiftçi’nin maddi katkılarıyla restore edilerek Urfa’mıza kazandırılmıştır.
Toplanarak depoda muhafaza edilen bu eserlerimizin bir depo yerine uzmanların denetimindeki bir müzede korunmasının en doğru yol olacağına inanıyorum.
Türkiye’deki vakıf eserlerin ve bu eserlerin bünyesinde yer alan taşınır eserlerin korunması, bakım ve onarımlarının yapılması Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğundadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü halı-kilim-kitap- ahşap kapı pencere kanatları-şamdan gibi vakıf eserlerinin vakfiyeleri doğrultusunda dünya durdukça durmasını sağlamak amacıyla Ankara Vakıf Eserleri Müzesi / Edirne Selimiye Vakıf Müzesi / Gaziantep Mevlevihanesi Vakıf Müzesi / İstanbul Halı, Kilim Ve Düz Dokuma Yaygılar Müzesi / İstanbul Akaretler Mustafa Kemal Müzesi / İstanbul Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Müzesi / İstanbul Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi / Kastamonu Şeyh Şaban-ı Veli Vakıf Müzesi / Konya Sahip Ata Vakıf Müzesi / Tokat Mevlevihane Vakıf Müzesi olmak üzere 10 adet müze kurmuş bulunmaktadır.
Sayın Başkanım,
Elimizdeki eserlere baktığımızda Şanlıurfa’mız için bir Vakıf Eserleri Müzesi oluşturmak zorunda olduğumuza inanıyorum. Bu müze için gerekli olan binayı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden istememiz halinde karşımıza bir sürü bürokratik sorunların çıkacağını, “yok efendim şu şehir de istiyor, bu şehir de istiyor, bu müzeyi Urfa’ya kurarsak diğer şehirler de ister, ödeneğimiz yok” gibi mazeretlerin ileri sürüleceğini tahmin ediyorum.
Bunun için en doğru çözümün; Büyükşehir belediyemizin bir müze binası yapması ve bu binayı bir protokol ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devretmesi, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün de bu müzede uzman personel görevlendirerek yukarıda saydığım taşınır vakıf eserlerimiz ile Gaziantep ve Ankara müzesine giden eserlerimizi de getirterek bu müzede sergilemesi olacağını düşünüyorum.
Göreve geldiğinizden bu yana kültür varlıklarımıza önem veren, sokak sağlıklaştırmalarını ve tarihi yapıların restorasyonlarını, onların çevrelerinin açılmasını gerçekleştiren Büyükşehir Belediyemiz bu kapsamda Kızılay İş Hanı’nı, eski ŞANMED Hastanesi’ni, Ticaret ve Sanayi Odası binasını yıkarak Sarayönü Meydanı’nını oluşturmuş bulunmaktadır. Bu hizmetlerinizden dolayı zatıalinize teşekkürlerimi sunuyorum.
Sayın Başkanım,
Bu vesile ile; Sarayönü meydanında yer alan ve sanıyorum 1970’li yılların sonlarında yıktırılan Eski Adliye binasının dış cephe fotoğrafları esas alınarak bodrum+2 katlı olarak taş mimari ile meydandaki eski yerine yeniden yapılmasını, binanın iç kısmının Şanlıurfa Vakıf Eserleri Müzesi olarak dizayn edilerek Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmesini zatıalinize öneriyorum.
Önerimizin gerçekleşmesi halinde hem yıktırılan “Eski Adliye” binamız yeniden ihya edilecek, hem meydan eski kimliğine kavuşacak, hem de Urfa’mız ihtiyaç duyulan Vakıf Eserleri Müzesi’ne sahip olacaktır.
Kültür varlıklarımıza sahip çıktığınızı bildiğim için bu önerimi değerlendireceğinize inanıyorum.
Selam ve saygılarımla.
Çok güzel ve uygulanabilir bir öneri. İnşallah Cihat hocanın bu olumlu önerisi belediyemiz tarafından yerine getirilerek Urfaya böyle güzel bir eser kazandırılır. Kalbi Urfa için atanlardan Allah razı olsun.
Sayın Kürkçüoğlu’nun değerlendirmesini ve önerisini gönülden destekliyorum. Böyle bir müze, Urfamızın yakın tarihinden nadide vakıf eserlerinin sergilenmesini sağlayarak turizm alanında da cazibesini artıracaktır.
acaba ulu cami etrafında yeni yapiları yıkıp caminin tarihi meydana getırseniz ıyı olmazmı baskanım