Mehmet Göncü
21 Nisan 2010
Bazı ciddi Bilim kuruluşlarınca yapılan araştırmalar, son yarım yüzyılda gezegenimizde zamanından önce meydana gelen doğa olaylarında çok büyük bir oranda artışların olduğunu göstermektedir.
Buna sebep olarak da, insan kaynaklı faaliyetler gösterilmektedir.
İsterseniz konuyu biraz açalım.
Dünyamızda meydana gelen Deprem, Sel, Kuraklık, Kasırga, Tayfun, Tusinami, Heyelan, Taşkın ve son olarak İzlanda’da olduğu gibi Yanardağların indifa etmesi sonucu lav, kül ve duman püskürtmeleri gibi hadiseler gezegenimiz için normal doğal olaylardır.
Ancak; Bu olaylar çeşitli sebeplere bağlı olarak bir zaman süreci içerisinde meydana gelirse, olağan bir tabiat olayıdır.
Eğer dünyamızdaki bu faaliyetler bilim adamlarının belirledikleri tahmini süreden önce meydana gelirse, işte o zaman sebep olarak insan faaliyetleri öne çıkmaktadır.
Gerçi; bu doğa olayları ister insan faaliyetlerinden kaynaklansın, isterse normal sürecinde meydana gelsin, tüm canlılar için birer felakettirler.
İşte bu felaketlere insan faaliyetleri sebep olmuşsa, üzücü olan da budur.
Bu faaliyetleri hiç kuşku yok ki hepiniz biliyorsunuzdur ama ben yine de bir kere daha tekrar edeyim.
Şöyle ki;
1-Atmosfere aşırı miktarda fosil yakıtlardan çıkan karbondioksit gazı salmak.
2-Abartılı bir şekilde tüketilen organik atıklardan meydana gelen metan gazının atmosfere karışması ve kimya sanayide kullanılan Nitrus oksit gibi bazı gazların ve asitlerin havaya karışması
3-Başta karbondioksit gibi gazları emecek, yani adsorbe edecek olan dünya ormanlarının son yüzyılda çok büyük bir bölümünün yok edilmesi
4-Abartılı tüketim için yapılan üretim sonucu endüstriyel atıklardan çıkan asit yağmurlarının bitkilere verdikleri zararlar… Örneğin, Sibirya’daki çam fidanları bu asitler nedeniyle artık yeterince gelişmekte zorlanıyor.
5-Dünya ormanlarının azalması sonucu, meydana gelen çok çok büyük orandaki erozyon nedeni ile okyanus tabanında ve denizlerde biriken trilyonlarca ton ağırlığındaki toprak sebebi ile Magma tabakasından sürekli olarak çıkan çeşitli gazların yolları tıkanmakta ve magmanın deşarj kanallarının kapanmasına neden olmaktadır.
6-Küresel ısınmaya bağlı olarak; kutuplardaki ve dünyanın çeşitli kıtalarındaki yüksek dağlardaki buzulların erimesi gibi vs. nedenleri sayabiliriz.
Bana göre; Bu durum karşısında asla karamsarlığa veya umutsuzluğa kapılmayalım. Eğer doğanın dengesini biz insanoğlu bozmuşsak, yine bu dengeyi sağlayacak olan biz insanlar olmalıyız.
Neler yapabiliriz?
1-Her boyutta israftan ve aşırı tüketimden kaçınarak…
2-Çok gerek duymadıkça, özel ulaşım araçları yerine, toplu ulaşım araçlarını tercih ederek.
3-Enerjide fosil yakıtlar yerine; Güneş, rüzgar, dalga ve jeotermal enerji kaynaklarını kullanarak.
4-Gerek kullanmada, gerek sanayide ve gerekse Tarım da su kaynaklarını kullanırken, azami tasarrufa riayet ederek.
5-Bana göre en önemlisi de budur. Bilim adamlarının ve uzmanların belirledikleri çeşit ve miktarda yine uzmanların belirledikleri alanlara ağaç dikmek ve bu ağaçları korumak ve bakımlarını yapmak.
6-Bu faaliyetlerle yeniden dünyamızı eski ihtişamlı ve güzel günlerinde olduğu gibi yüzde yetmiş beş oranında ağaçlandırmak.
Bu manada; Ben şahsen ilimiz adına çok sevinçliyim. Bir devlet projesi olan “GAP Eylem Planı dahilinde ilimiz merkez ve ilçelerinde çeşitli kurumlar tarafından yüzbinlerce fidan toprakla buluşturuldu. Milyonlarca fidan da çok yakın bir gelecekte toprakla kucaklaşacak.
Sonuç olarak; Üzerinde yaşadığımız, havasını teneffüs edip, suyunu içtiğimiz ve çeşitli nimetlerini yediğimiz bu güzel gezegenimizi annemiz gibi sevip saymak zorundayız. Aksi halde bu güçlü validemiz bizi kucağından atabilir.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda, lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…