İbrahim Halil Okuyan
18 Ocak 2011
(Yazımızın devamı)
Gelelim “YOR KAFANI” grubunda yapılan tartışma sonunda öne çıkan kırık camlarımıza.
1-Şanlıurfa’da son zamanlarda tüm trafik ışıklarında çocuklar peyda oldu.
Daha önceleri İstanbul’da görürdüm,
Böyle devam ederse yakında kırmızı ışıkta beklerken o çocukların bazıları İstanbul’daki gibi özellikle bayan sürücülerin arabalarına müdahale edecekler.
2-Annem son zamanlarda, bazı arkadaşlarının apartmana girince çantalarını isteyen çocuklarla karşılaştıklarını söyledi.
Şanlıurfa’da;
Artık her gün gündüz zamanı eve giren hırsızlar, Kuyumcuları soyan hırsızlar ve buna benzer olaylar arttı.
Eskiden Şanlıurfa’da insanlar pencereleri acık yatarlardı.
Lütfen yukarıda anlatılan teoriyi dikkate alarak acil müdahale edelim yangın daha büyümeden.
“Suçlar artıkça utanma duygusu azalır.”
Johann Cristoph Schiller.
3-Son günlerde binaların önündeki park yerleri alttaki dükkân sahipleri tarafından “Trafik Konileri” ile rezerve ediliyor, Gittikçe de artan bir tempoyla çoğalıyor böyle yerler, Arabayı park edecek yer bulamıyoruz.
Emniyet Müdürlüğü önünde bile park edilmez levhası konacağı ve buna uyulması sağlanacağı yerde “Trafik Konisi” ile park engellenmektedir.
Dükkân sahipleri üzerlerine reklamlarını da koyuyorlar. Müdahale etmek için dükkân sahipleriyle vatandaşın kavga mı etmesi lazım.
Bu insanların buna hakkı yoksa bunların kaldırılması lazımdır.
Neyi bekliyorsunuz daha.
4-Minibüslerde şoförlerin; Gittikçe artan oranda korna çalması, yollarda gelişigüzel durmaları, istedikleri yerde yolcu almaları, yüksek sesle müzik çalmaları, yolda karşılıklı durarak birbirleriyle sohbet etmesi, para bozdurmaları, Cep telefonlarıyla konuşmaları, sürekli kırmızı ışık ihlali yapmaları vb konular rahatsızlık verici boyuttadır.
Şoförler uyarılmalı ve trafik canavarı gibi hareket edenlerin minibüs kullanması yasaklanmalıdır.
Minibüslerin hattını belirleyen büyük puntoda numaralar olmalı, Balıklıgöl hattı renkleri farklı olmalıdır.
5-Özellikle Kavşaklarda, trafiğin yoğun saatlerinde trafik polisi kurallara uyulması noktasında görev yapmalıdır.
6-Bir başka trafik canavarı okul servisleridir.
Kural tanımaz durumdadırlar.
Arkalarında vatandaşın şikâyet edeceği trafiğe ait bir numara olmalıdır.
7-Minibüs hatlarındaki sorun, “Akıllı Bilet” le hal olacak bir sorun değildir.
Tez elden gözden geçirilmelidir.
“Kötü kuralları halka uygulamak en büyük zulümdür”. Voltaire.
8-Okullarda çocuklar trafik konusunda bilinçlendirilmelidir.
9-ÖFKE
İnsanlar; Anlaşılmadığını hissettiğinde, Haksızlığa uğradığında, Tehdit algıladığında, İncitildiğinde, fiziksel ya da sözel saldırıya uğradığında, Hayal kırıklığına uğradığında öfkelenir. Hatta bunlar yapılmamış olsa bile, Yapılacağını düşünen kişilerde öfkelenebilirler. Öfke uygun ifade edildiğinde, Son derece sağlıklı ve doğal bir duygudur. Ancak kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüşürse iş hayatında, kişisel ilişkilerde ve genel yaşam kalitesinde sorunlara yol açmaktadır. İnsanların öfkelenmelerine yol açan sebepler azaltılmalıdır.
10-Araç kullanırken; sigara içen, telefonla konuşan ve de emniyet kemeri takmayanları görmek istemiyoruz.
11-Şanlıurfa gelecek yıllardaki nüfus projeksiyonu da dikkate alınarak ulaşım mastır planı hazırlanmalıdır.
12-Özellikle tarihi yapıların olduğu kesimlerde bazalt taştan yollar ve raylı sistemle ulaşım çözümleri düşünülmelidir.
13-Yukarıda izah edildiği trafikle ilgili kurallara uyma alışkanlığı kazandırılmalıdır.
14-Araçların kornalarında desibel sınırlandırılması olmalıdır.
15-Gerekirse gönüllü trafik denetçileri kullanmalıdır.
Amaç sürücü hatalarını fonografla belgeleyerek, sürücülerin daha dikkatli olmalarını zorunlu hale getirmek olmalıdır.
16-Bazı kavşaklarda başka şehirlerde kullanılan ışık ihlallerini otomatik olarak belgeleyen sistemler kullanılmalıdır.
17-Gerekli kontroller yapılarak kurallara uyan sürücülerin aptal konumuna düşmeleri önlenmelidir.
18-Yollar üzerinde yeterli tabela yoktur.
İnsanlar yollarını ne kadar kolay bulurlarsa trafik o kadar acık olur.
19-Şehrimiz de adeta “Trafik Terörü” oluşturan konulardan biri de kamyonlara ilişkindir.
Bu taşıtların şehir içerisinden geçmesi taşıdıkları yük ne olursa olsun ve güzergâhları nereyi gösterirse göstersin ciddi ve sıkıntılı durumlar oluşturmaktadır.
Son günlerde Emniyet Müdürlüğünün bu kapsamdaki denetlemelerinin yeterli olmadığını tespit etmiş bulunmaktayız.
Taşıdığı yükler açısından ise kamyonların daha büyük sıkıntılar yaşattığı/yaşatacağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Zira LPG türü yanıcı ve yakıcı madde taşıyan araçların yerleşim birimleri içerisinden geçmesi trafik politikamızdaki zaafımızı ortaya koyan bir örnek oluşturmaktadır.
Bu gidişe “DUR” denilmeli ve kamyonların şehir içine girişi kesinlikle engellenmeli, görevini yapmayanları uyarılmalıdır.
20-Kaldırımlara engelliler için yapılan rampalar motosiklet kullananlar tarafından kaldırıma çıkış yerleri olarak algılanmakta ve motosikletler kaldırımları yol olarak kullanmaktadırlar. Engellenmelidir.
21-Belediye bordürler arasında bazı yerlerde boşluk bırakarak motosikletlerin geçmesine olanak sağlamaktadır.
Çok yanlış olup kapatılmalıdır, bu tip boşluklar.
22- Dolmuş duraklarına parke edenlere göz yumulmamalı ama bunun yanında da durak dışında duran dolmuşlara da müsaade edilmemelidir.
23- Halk Otobüsü işinde özel sektörle birlikte Belediye de olmalı.
Yeni güzergâhlara Belediye kendi araçlarıyla girmeli. Caydırıcı rekabet gücü olarak kullanılmalı (diğer şehirlerde olduğu gibi).
24-Ambulanslar devamlı siren çalmaktadır. Ambulans şoförlerin bu imkânı kötü amaçla da kullandığını düşünmekteyiz.
Trafik Polisleri bu durumu kontrol etmelidir.
25-Kırmızı ışık ihlalleri polis arabalarınca da sık sık yapılmaktadır (!).
26-Trafik polisi yollarda tuzak kurup hız kontrolü yapmak dışında da çok önemli görevleri olduğunu ve bunlar arasında “Trafik Eğitimi” vererek, insanlarda kurallara uyma bilinci oluşturma görevinin en başta geldiğini düşünmekteyiz.
Türkiye’de yaşanabilir iller sıralamasında 2009 da 78 sırada olmamız arzu edilen bir durum değildir.
Suçluların yakalanmaması daha “Cüretkâr” ediyor bu tür insanları, Daha “Tedirgin” ediyor şehrimizin insanlarını.
Bu Görev; Başta aileler olmak üzere; Belediye Başkanlığı, Milli Eğitim Müdürlüğü ve Emniyet Müdürlüğünündür.
SONUÇTA; ”Neme Lazım Be” demeden;
Küçük suçların göz ardı edildiğinde ileride bunun büyük suçlara zemin sağlayacağını bilinci ile,
Çocuklarımızı; Ana Okullarından başlamak üzere Trafik konusunda eğitmeli ve kuralları öğretmeli, uyarmalı gerekirse cezalandırmalı ama sonuçta “Trafik Kurallara Etme Bilinci” oluşturulmalıdır.
Saygılarımla.
İbrahim Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
13.01.2011 Şanlıurfa