Ali H. Demir
22 Mayıs 2007
Eğitim sisteminde yönetici atamaları Danıştay tarafından bir kez daha yürütmenin durdurulması kararıyla sekteye uğradı. Yönetici seçimi Milli Eğitim Bakanlığı için oldukça önemli bir yere sahip konuların başında gelmektedir. Çeşitli dönemlerde farklı şekillerde yönetici seçme sistemleri uygulandı. Milli Eğitim Bakanlığında çeşitli yöneticilik makamları bulunuyor. Bu makamların tümü için standart bir sistemden söz edebilmek mümkün değildir. Bazı makamlarda uzun yıllar vekaleten yöneticiler görevlendirilirken bazı makamlara bir takım referanslarla atamalar yapılıyor. Bir kısım makamlara ise o birimlerde uzun yıllar görev yapan kişiler alınan bir makam onayına dayalı olarak doğrudan da yönetici olarak atanabiliyor. Bazen de üst birimlerde görev yapanlar uygun gördükleri birisini atamaya yetkili makamlara teklif ederek alınan onaya bağlı olarak da yönetici görevlendirmesi yapılıyor. Bazen getirilen kriterlere uyan kişiler bulunamayınca uymayanlar yıllar yılı o yönetim makamlarını vekaleten veya geçici olarak yürütebiliyorlar.
Yöneticilik makamları eğitim sisteminin istenen ürünleri vermesinde en önemli mekanizmalardan birisidir. Yönetici başında bulunduğu sistemin, örgütün çalışma şeklini büyük oranda belirlemektedir. Kurumlar, örgütler yöneticilerinin bilgi, beceri, anlayış, tutum ve davranışlarından büyük oranda etkilenmektedir. Bir örgüt veya kurum içinde bulunan kişiler başlarındaki yöneticilerinin durumlarına göre tavır almaktadırlar. Örgütler veya kurumlar için asli unsur insandır. ınsan unsuru ise yöneticiler tarafından yönlendirilirler. Yönetici kişi başında bulunduğu kurumda yer alan kişilerden daha çok yeterli olmalıdır. Yöneticiler başında bulundukları kurumlarda yürütülen her işten en iyi şekilde haberdar olabilecek durumda olmalıdır. Liderlik konusunda yapılan kuramsal çalışmalar yöneticilikle liderlik arasında önemli farklardan söz ederken gerçek yöneticilerin liderlik özelliklerine sahip kişiler haline geldiklerinde emri altındaki insanlarla inanılmaz başarılar elde ettiklerini gözlemlemişler ve etkin yöneticilerin bilgileri, görgüleri, davranışlarıyla çevresindekilere örnek teşkil edecek kişilikte insanlar olması gerektiği ortak kanısında birleşmişlerdir.
Milli Eğitim Bakanlığının her düzeyindeki yöneticilerin bu temel özelliklere sahip olan kişilerden oluşması için bir çok önlemin alınması gerekir. Bunun sağlanabilmesi her şeyden önce yönetici seçme sistemlerinin bu kriterlere göre ayarlanmasıyla mümkün olabilir. şimdiye kadar getirilen seçme sistemlerinin bu kriterlere uyma endişesiyle oluşturulduğunu söylemek zor görünmektedir. şimdiye kadar uygulanan seçme sistemlerinde liyakati, kariyeri, bilgiyi, beceriyi, tutum ve davranışlardaki niteliği önceleyen bir kritere rastlanmamaktadır. Bir ara sınav şartı getirilir gibi oldu ancak bu da kısa sürede işlevsizleşti. Aslında sadece sınav şartını getirmenin niteliği getireceğini beklemek de yanlıştır. Sınav seçme sistemi içinde kullanılması gereken kriterlerden sadece bir tanesi olabilir.
Eğitim ve yönetim sistemi öyle dizayn edilmeli ki ilk andan itibaren eğitim sürecinin her aşamasında etkin, nitelikli, başarılı, bilgisi, görgüsü ve davranışlarıyla liderlik özelliğine sahip kişiler sistem içinde sürekli süzülmelidir. Sistem içinde niteliğe yönelik kriterlere duyarlı geçiş noktaları oluşturulmalı ve sürecin her aşamasında istenen niteliklere sahip kişiler diğerlerinden seçilerek, süzülerek ayrılmalıdır. Bu seçilenler arasından en üst niteliklere sahip olanlar belirlenmeli, takip edilmeli, başarılı çalışmaları bir şekilde not edilmelidir.
Bu sürecin iyi işlemesi için her şeyden önce sistemin tümü kaliteye odaklı olmalıdır. Sistem çalışanla çalışmayana hak ettiği şekilde muamele edilecek şekilde dizayn edilmelidir. Dolayısıyla yönetici seçme sistemini iyileştirmeden önce genel eğitim sisteminin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Yöneticiliğin angarya haline geldiği, yönetici olmanın somut hiçbir getirisinin olmadığı bir sistemde en iyileri seçebilme şansı sıfıra yakındır. Eğitim sistemimizde görev, sorumluluk, iş yükü, işin zorluk derecesi gibi kavramlar çerçevesinde sistemin yeniden ele alınması bir zorunluluktur. Mevcut yapıda zor işlerle uğraşanlar en az haklara sahipken yine en ağır sorumlulukları yüklenenler en az yetkiye sahip olanlardır. Eğitim sistemimizde iyi bir görev analizi yapılmalıdır. Eğitim sistemimizde görev, sorumluluk, yetki açısından tüm makamların yeniden elden geçirilmesi gerekmektedir. Personelin değerlendirilmesi sistemine büyük, acil ve köklü müdahaleler yapılmalıdır.
Mevcut sistemde hizmet süresi, üstlerle uyum, emirlere riayet ve sorun çıkarmayan bir yapıda olmak yönetici olarak seçilmede yeterli kriterler olarak görülmektedir. Yine objektifliği her zaman tartışmaya açık sicil sistemi ile ödüllendirme sistemi de bu kriterlere katkı sağlayan unsurlardır. Mevcut sistemde yöneticilik eğitimi, liyakat, bilgi, beceri, tutum ve davranışlar yani niteliği önceleyen açık kriterler görülmemektedir.
Eğitim sistemimiz sadece yönetici seçme sistemi açısından değil, işleyiş açısından, katılım açısından, personel değerlendirme sistemi açısından ortaya çıkan ürünlerin verimliliği açısından, karar mekanizmalarının işletilmesi açısından, eğitim sisteminin işleyişini düzenleyen kuralların belirlenmesi sürecinin niteliği açısından, merkez ve taşra teşkilatının yapılanması, işleyişi açısından ve daha diğer pek çok açıdan ele alınması, irdelenmesi gerekir. Bu alanlarda yaşanan temel sorunlara çözüm getirilmeden eğitim alanında bir reformdan söz edebilmek gerçekçi değildir.