Ömer Elçi
7 Şubat 2013
Kızlar, Korukezen, İsaören, Esemkulu, Tülmen, Küçük Tülmen, Kırkpınar, Kepirce, Tatarhöyük ve kırsaldaki daha nice köyde 12 yıl önce kaç adet çam vardı?
Urfa’dan Yaylak beldesine kadar ki alanda onlarca yıldır fıstık, bağ, badem, zeytin vb ağaçlar olsa da yıl boyunca yeşil kalıp; doğaya ayrı güzellikler katan çam ağaçlarını bir başka severim…
Tülmen köyünün girişini, mezarlığını, futbol sahasını, köyün tepesini, eski Bozova yolunu vb. yollarını görmeyenler varsa, görmelerini dilerim.
1985 yılından itibaren özel idaredeki bazı arkadaşlardan ricayla temin edebildiğim çam fidanlarını köyün mezarlığına vb. yerlere dikmeye çaba harcadım. Yıllar sonra merhum ziraat teknisyeni Ramazan Taş ile Tülmen köy yolunun yarı bölümünü çamlarla buluşturduktan sonra; 2000 yılından itibaren ise Dr.Adnan Elçi ile de köy giriş yolları ve köy mezarlığından başlayarak her yıl belirlediğimiz alanları çamlarla donattık…
Birkaç yıl sonrasında Tülmen köyündeki çamları görenler bizlere müracaat ederek köylerine de çam dikmek isteklerini dile getirmeye başladılar…
Yıllarca özel sektörden satın almayla, (5-6 yıldan beri de Orman Müdürlüğünden temin edilen fidanlarla) iki kişinin çabasıyla köylerde 40’ı aşkın toprak anayla buluşturulan çam 70 bini geçmişken, yaşam sürerse hedef 100 bin.
Şehrimizin, ülkemizin, dünyamızın bizlere sağladıklarının, Allah’ın bize verdiği yaşamın karşılığı olarak bizlerde her şeyi devletten beklemeden yaşadığımız yerlere karınca kararınca çaba harcamanın bilincine olalım…
Yeter ki isteyelim…
*
Urfa’da yıllar öncesinde insanlar çoğu şey için “olmazzz”, kırsalda ise “nabe” derlerdi…
Bazıları “Aklımız gözümüzdedir, göreceğiz ki inanacağız” der. Görme sürecine göre ise bazıları çok yol kat etmişlerdir…
Olmazı, nabeyi olura çevirmek sabırdır; sabrın sonunda Urfa genelinde 40’ı aşkın köyde diktiğimiz, dikilmesine yardımcı olduğumuz çamlar köylerde güzellikleriyle büyüyorlar…
Yolculuklarda köylerde ağaçlandırılmış alanları gördüğümde gülümserken, ağaçsız köylerde burukluklar yaşarım. Bölgemizde, şehrimizde nice köy vardır ki ağaçsızdır; yaz sıcaklıklarında insanlar duvar diplerine sinip sıcak rüzgârlardan etkilenirler…
Bilmezler veya bilmek istemezler dinimizdeki “Kıyametin kopacağını bilsen bile ağaç dik” emrini…
Bilmezler, öğrenmek istemezler ağaçların havayı temizlediğini, yağmur bulutlarını çektiğini, doğadaki canlıları sahiplendiğini, erozyonu önlediğini, doğal dengeyi koruduğunu…
Bazıları “Ağaç dikersek kuşlar gelip konar, ürünlerimizi yer” demeyi bilirler; arabalarını, evlerini, eşyalarını değiştirmeyi bilirler ama yaşadıkları yerleri birazcık özveriyle; topluma yarar sağlayacak çalışmalarla değiştirmeye çaba harcamayı bilmezler…
*
Geçmiş yıllarda Urfa Valiliği bu tür paylaşımımdan hareketle köy yollarının ağaçlandırılması projesini devreye koydu. Ağaçlandırmayı yaptıran Özel İdare, yüklenici fidan çukurlarını gerekli derinlikte açmadığından, can suyunu vermediğinden dolayı fidanların tümü telef oldu. Önerilere “İşiye bağ, sen ne bilisen” işgüzarlığından hem ödenen paralar boşa gitti, hem de “gördiz mi buralarda ağaç olmaz” yanlışlığının sürdürülmesine vesile oldu.
Urfa Bozova karayolun genişletilmesi çalışmalarında yüzlerce yetişkin çam ağacını Karaköprü Belediyesinden getirilen kazıcıyla çıkartıp; Karaköprü belediyesine çam desteği sağladığımız gibi, civar köylerden gelen köylülerle de düzgünce söküp çamların civar köylerde yeniden dikilmesi farklı mutluluğumuz olmuştu…
Hayvancılığın yoğun olduğu Kızlar, Korukezen vb. köylerde beraberce diktiğimiz veya köylülerin diktikleri çamların başına kırmızı soğan torbalarını geçirmeye çocuklaşarak gülümsemiştik…
Hobi olarak girdiğiniz alanda kendinizi geliştirmek, İlgi ve ihtiyaçları değerlendirmek ;olası oluşumlara çözümler bulmak zorundasınız.
Son yıllarda köylerin ortak alanlarına çam yerine zeytin dikilmesi durumunda ,kırsalda yaşayanların zeytin ihtiyacının karşılanması için 2 yıl sonra bazı köy yollarına zeytin, badem, fidanı dikme girişimimiz de söz konusu olacaktır.
Özel sektörden teminle veya hazırlanacak ortamda dikilmesi planlanan fidanları yetiştirmek, tohumları filizlendirmek sonrasında yolları yeşillendirmek; köy vakfı gibi bir sistem oluşturmak güç değil, düş değil…
Yeter ki isteyelim…
*
Orman Bölge Müdürlüğü, Orman Müdürlüğünü 2012 yılında 1 milyondan fazla fidan dikimi,100 bini aşkın fidan dağıtımı nedeniyle tekrar kutlarım.
Orman Müdürü Sayın Fadıl Topdağ ve müdürlük çalışanları Urfa için büyük şanstır ancak ağaçlandırma yapılması planlanan alanlara bazı köylülerin hazine ve mera alanlarını kendi adlarına zapt etme planlarıyla itiraz etmesi bahtsızlıktır, şanssızlıktır…
Güç bizdedir yanlışlığıyla kırsaldakilerce yasak olmasına rağmen sürülen yerlerdeki toprakların yağışlarla yok olması ve çıplak kayalıkların ortaya çıkmasına ise ne denilmesi gerektiğini bilmiyorum…
Urfa merkezde oturanların çoğunluğun kırsalla da bağlantısı var.
Ağaçlandırma için fidan yardımında bulunan Orman Müdürlüğü var ama köyümüzü, köyümüzün dağlarını ağaçlandırmak istiyoruz diyen yok…
Çam fidanları Sonbahardan itibaren dikilebilir, Nisan ayını beklemeyin.
Orman Müdürlüğü Karaköprü’de, gidin talebinizi iletin; temin edilecek fidanları ister köylerin ortak alanlarına, ister arazilerin yanlarına dikin; Urfa’nın yeşillenmesinde sizlerinde katkısı olsun…
Orman Bakanlığının özel orman projesini bilen, bilmek isteyen de yok…
Tülmen’i, giriş yollarını; Kırkpınar, Korukezen vb. görün; gördüklerinizden daha kapsamlısını yaşadığınız, yaşayacağınız yerlerde sizlerde oluşturun…
Daha yaşanabilir, daha yeşil Urfa.
Yeter ki isteyelim diye çaba harcayacaklarla bir başka güzel olabilir.
Yağ var, un var, şeker var fakat helva yapan yok ama helva yok diye bağıranlar çok…
Yeşil Urfa istemlerinin düş değil gerçek olması hiç mi hiç zor değil…
Yeter ki isteyin…
Yarın, haftaya demeden; bu gün, hemen şimdi karar verin ve yeşil gözleri kırsalın gözleriyle merhabalaştırın…
Yaşamda yola tek başınıza çıkabilirsiniz, süreçte “yürüyebilir miyim” diyeceklerle yürüyüşü sürdürürken birde bakarsınız ki mevsimlerde şarkı söyleme mutluluğuna erişmiş grup olmuşsunuzdur…
Yeter ki isteyin…