İbrahim Halil Okuyan
21 Şubat 2007
Ülkemizde demokratik parlamenter rejimi geliştirmeğe başladığımız 1950 li yıllardan sonra sosyal sigortalar, sendika ve sendikacılıkta da ilerlemeler oldu. Çalışma alanlarında faaliyet gösteren TÜRK-ış, HAK-ış, DıSK gibi Konfederasyonların bünyesindeki Sendikalar ışverenlerle Toplu-ış Sözleşmeleri imzalarken, ısveren Sendikaları ve son zamanlarda memur sendikaları da yasal muhatapları ile sözleşmeler akt’etmeğe başladılar. Siyasal gelişmeler sırasında Toplu ış Sözleşmesi imkânını ilk önce elde eden işçiler işverenlerle sıkı pazarlıklara girişerek ve bunun mücadelesini yaparak oldukça yüksek yevmiyeler ve buna bağlı olarak aylıklar elde ettiler. Öyle ki, işçi olan bir şoför, arabasını kullandığı memur olan müdüründen yüksek maaş alabiliyordu. Uzun ve değişken siyasi iktidarlar da bunda bir sakınca görmüyorlar, ücret artışını devlet kesesinden rahatça kullanıyorlardı. Gün geldi, deniz bitti, kara göründü. Yatırımlar ve dolayısıyla işler azaldı. ışçiler işlerini kayb’etmeğe başladılar. Toplu Sözleşmelerde ihmal edilen sosyal haklar düşünülmeğe başlandı. Bugün artık yevmiyenin aşırı artışından ziyade işin devamlılığı ve alınabilecek sosyal hakların fazlalığı dikkate alınıyor. şüphesiz Türkiye’nin geçirmiş olduğu acı tecrübeler içerisinde ışçi ve ışveren için, yöneticiler için bu da önemli ve kıymetli bir aşamadır. Hiç olmazsa Toplu-ış görüşmeleri sırasında kimin neleri talep edebileceği, kimin neleri verebileceği hususunda bir kıstas rahatlığı sağlar. Kimse aşırıya kaçmaz. Ortalama 2 yılda bir yenilenen Toplu-ış Sözleşmelerinden birisi de geçtiğimiz günlerde Viranşehir Belediyesi ile Genel-ış Sendikası arasında akt’edildi. Burada dikkatimizi çeken makul bir yevmiye artışı yanında faydalı sosyal hakların verilişi idi. şüphesiz en önemli başarı Sözleşmenin uzun zaman sürümcemede kalmadan imzalanması, grev ve lokavt’a gerek duyulmamasıdır. Bizce, akt’edilen başka sözleşmelerde metine konulmayan bir maddenin Viranşehir Belediyesi ve Genel-ış işçileri arasında benimsenmesi ilgi çekici bir ilerlemedir. Bahis konusu Maddeye göre; “ışçi evinde ailesine karşı şiddet uygulamışsa ve bu arzu edilmeyen durum Belediyece kabul edilir hale gelmişse ışçinin yüzde 50 yevmiyesi kesilecek, ailesine verilecektir.” Zannımca bu maddenin nakti yönünden ziyade ahlâki yönü bir terbiye ve edep unsuru olmağa namzettir. Pek işlemese de uyarıcı. Ayrıca ışçinin çocuklarına ilkokuldan Üniversiteye kadar bulundukları tahsil durumuna göre verilecek zamlarda mutabakat sağlanmıştır. ıleriki yıllarda inşallah daha iyi düzenlemeler de yapılır. Kızını okula göndermeyen işçi ise yardımdan yararlanamayacak. Toplu-ış Sözleşmelerinde Genel teamüller kadar bölgesel özelliklerin de dikkate alınarak sözleşmelerin imzalanması elbette takdir edilecek bir husustur. Viranşehir’deki bu Sözleşmenin her iki taraf için de hayırlı ve başarılı olmasını ahenkli bir çalışma getirmesini dileriz.