Ebru Okutan Akalın
5 Haziran 2007
“şanlıurfalı kimi seçeceğini iyi düşünmeli”
-Enerji ilimizin başta gelen sorunu olmaya devam ediyor. Bu iktidar
öncesinde TEDAş’ta yapılan yolsuzlukların sonuçlarını halen çekmekteyiz.
-Bana göre, uluslararası güçler GAP’ın böyle kalmasını, gelişmemesini
istiyor. Bunun için çeşitli yollar izleniyor. Bunlardan birisi bölgeyi karalamaktır
–şanlıurfa’da eğitimin durumu içler acısıdır. ıl ve ilçelerde
istatistiklere göre derslik başına düşen öğrenci sayısı 71.
HP şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik, ilimizin acil çözüm bekleyen sorunlarını, GAP’ı ve 22 Temmuz seçimlerini Hizmet’e değerlendirdi.
Yazı ışleri Müdiremiz Ebru Okutan’ın çeşitli konulardaki sorularını yanıtlayan Melik, “şanlıurfalılar kimi seçeceğini iyi düşünmeli” mesajı verdi.
Enerji sorununu, şanlıurfa’nın acil çözüm bekleyen en önemli problemlerinden biri olarak gördüğünü söyleyen Melik, “AKP iktidarı öncesinde TEDAş’ta yapılan yolsuzlukların sonuçlarını halen çekmekteyiz. Kaçak elektrik denilerek geçiştirilen sorun insan hayatını tehdit eden boyutlara varmıştır. Kızamık aşısının sık sık giden elektrik karşısında saklama koşullarının bozulması, Viranşehir’de SSPE hastalığını arttıran sebeplerden biri olmuştur. şanlıurfa’ya acilen kaynak ayrılmalı ve tüm elektrik iletim hatları yenilenmelidir” dedi.
GAP’ta sulama yatırımlarının gecikmesi ile ilgili olarak AKP hükümetine eleştirilerde bulunan Melik, “Atatürk Barajı’ndan yılda 450 milyon dolarlık elektrik elde edilmektedir. Bu gelirin sadece 2 yılını Suruç Sulama Projesi’ne aktarabilselerdi iş çoktan tamamlanmış olacaktı” görüşünü dile getirdi
Size göre Urfa’nın en önemli sorunları nelerdir?
Urfa’nın sorunları o kadar çok ki oturup anlatmaya kalksam birkaç gün durmadan konuşabiliriz. Ancak bir sıralama yapayım dersem ilk aklıma gelenle başlayalım..
Elektrik sorunu Urfa’nın başta gelen sorunu olmaya devam etmektedir. Bu konu bakanlık düzeyinde kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan bir sorun gibi gösterilerek geçiştiriliyor. Oysa sorunun özü öyle değildir. Bu iktidar öncesindeki Tedaş’ta yapılan yolsuzlukların sonuçlarını halen çekmekteyiz. Bilindiği üzere o dönemin müessese müdürü 1,5 yıl hapis cezası almış ve hatta bu ara dava tekrar alevlenmiştir. Bu konuyu meclise taşıyarak soru önergesi de verdim. şimdi o dönem döşenen iletim hatlarının kalitesizliği yüzünden çok sıkıntı çekmekteyiz. Sıkıntının boyutları çok çeşitli yönlerde hayatımızı etkilemektedir. Zira elektrik kesintileri günlük yaşamdan tutun sağlık ve sanayi sektörüne kadar çok geniş bir yelpazede şehrin gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Ben bu konuyu kaçak elektrik meselesine indirgememiz gerektiğini meclise sunduğum soru önergesi ile de bildirdim. Konunun çok ciddi ve acil bir biçimde araştırılıp çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Gördüğüm kadarıyla soruna oldukça hakimsiniz peki çözüm öneriniz var mı?
Elbette ki var. Sorunun çözümü çok basit. Urfa’ya kaynak ayrılmalı ve tüm elektrik iletim hatları aksanları ile birlikte tekrardan döşenmelidir. Size çarpıcı bir örnekle sorunun sağlık boyutunu da anlatmak isterim. Geçtiğimiz yıl Viranşehir’de yaşanan sıkıntıdan sonra tüm iletim hatları yenilendi ve sorun kısmen de olsa çözümlendi. ile Sıkıntı SSPE hastalığı oranının Viranşehir’de artışıydı. Bunun nedeni hastalığı engelleyen kızamık aşısının sık sık giden elektrik karşısında saklama koşullarında tutulamamasıydı. Neticesinde aşı bozuluyor ve uygulanan hastalarda SSPE denilen beyne giren bir virüsle tüm ömrü yatalak geçirmeye neden olan o korkunç hastalığa yakalanılıyor. ışte Urfa’nın kaçak elektrik denilerek geçiştirilen elektrik sorunu insan hayatını tehdit eden boyutlara ulaşıyordu.
Bir diğer çok önemli problem eğitimdir. Halen il, ilçe ve merkezlerde istatistiklere göre derslik başına düşen öğrenci sayısı 71 kişi. Urfa’nın en önemli okullarından Vakıflar ilköğretim okulu projeye göre 25 kişilik sınıflar şeklinde olacaktı, oysa 45 öğrenci ile eğitim verilmektedir. Tabii bizim muhalefet partisi milletvekili olarak çözüm gücümüz yok. Ancak sorunu gündeme taşıyarak tartışılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Çözüm noktasında yine iktidar partisi milletvekili arkadaşlarımızın çabası gerekiyor.
Mecliste Urfa ile ilgili birçok konuyu gündeme taşıdığınızı biliyoruz. Bunların dışında da tartışması hep süren namus cinayetleri ile ilgili de mecliste oluşturulan komisyonda görev aldınız. Bu komisyonda gördüklerinizle size göre namus cinayetlerinde Urfa’nın yeri nedir?
Namus cinayetlerinde 1.sırayı Güneydoğu alıyor. Ancak Türkiye’deki tüm resmi kurum ve kuruluşlardan alınan bilgilere göre bu bölgede işlenen cinayet sayısında bilinenin aksine Urfa’nın 1. sırada olmadığını gördük.
Karadeniz Bölgesi de maalesef bu işin içindedir. ıstanbul da vardır.Ama dışarıya namus cinayetleri en çok Urfa’da varmış gibi yansıtılmaktadır. Bu da Urfa’nın olumsuz tanınmasına neden olmaktadır. En kötüsü de Urfa’da devlet yokmuş imajını vermektedir.
Sizce Urfa doğru tanınıyor mu?
Urfa doğru tanıtılmıyor. Özellikle son dönemlerde televizyonlarda oynatılan dizilerde töreler çok yanlış anlatılıyor. Namus cinayetleri ön plana çıkarılarak güzel olan taraflarımız gösterilmiyor. Öyle bir hal aldı ki bu dizilerde neredeyse namus cinayetleri sıradan bir olaymış ve yaşamımızın bir parçasıymış gibi yansıtılıyor. Törelerimizin güzel yanları da vardır büyüklerimize saygı küçüklerimize hoşgörü ve anlayış, güçlü aile bağları gibi…Bunların hiçbirisini bu dizilerde görmek mümkün değildir.
Peki doğru tanıtım nasıl yapılmalı?
Bana göre doğru tanıtımda en önemli rolü sivil toplum örgütleri almalıdır. Resmi kurumlara yön veren kanunlardır. Oysa Sivil Toplum Kuruluşları özgürdür ve çok yeni fikirlerle öne çıkıp tanıtımımıza katkıda bulunabilirler. Urfa sorunları olan bir şehir olmakla beraber çok olanakları olan bir şehirdir. Ciddi yatırım yapıldığı zaman sadece tarım ve turizmi yönüyle elde edilen gelirle tüm Türkiye’nin paylaşabileceği kapasiteye sahip bir şehirdir.
AKP hükümeti GAP’ı
Bir kenara attı…
Tarım demişken ben hemen GAP’ı sormak istiyorum size.GAP son yıllarda neredeyse yanlış bir projeymiş gibi yansıtılmaya çalışılıyor.Yatırım gittikçe azalıyor ve sizin bu konuyu da meclise taşıdığınızı biliyoruz. Neden GAP eski ilgiyi görmüyor?
Ben Urfa ve Bölge kötüleniyor derken bunu kastediyorum. şimdi GAP’ın 3 boyutu var GAP Atatürk döneminde düşünülen bir projedir. 1930’lardan itibaren gündemde olan bir projedir. GAP’ın 3 boyutundan birisi Bölgesel boyutu 2. si Ulusal ve 3. sü Uluslararası boyutudur. Bölgesel boyutu malum göreceli olarak Türkiye’nin en geri kalmış bölgesi olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile diğer bölgeler arasındaki kalkınmışlık farkını azaltmaktadır. Çünkü kişi başına düşen milli gelire baktığımız zaman Antep’i çıkarırsak diğer illere göre çok düşüktür. Onun için bölgenin kalkınması lazım. Ulusal boyutuna baktığımız zaman tarımınızı ıslah edersiniz ve tarıma dayalı sanayiyi de geliştirerek ülke ekonomisine katkıda bulunursunuz. Üçüncüsü uluslararası boyutudur. Türkiye’nin, Bölgenin, Ortadoğu’nun en önemli en önemli sularının muhakkak kontrol altına alması gerekir. Bunun içinde hidroelektrik santralleri yetmez .Kesinlikle sulama sistemleri yapılmalıdır. Ben burada komşu ülkelere su verilmesin demiyorum aksine verilmelidir. Ama sular kontrolümüzde olmalıdır. Onun için bu bölgede projenin tamamlanması lazımdır. şimdi elektrifikasyon anlamında % 80’ler seviyesinde, ancak sulamada %12’lerdedir.
Biz diyoruz ki; bu ülke Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde planladığı tüm baraj ve hidroelektrik santrallerini bitirmeli ve yine bu iki nehir havzalarındaki ovalar sulanmalıdır ki hem bölge halkı, hem de bütün ülke zenginleşsin, elektrik enerjisi sorunu asgariye insin ve sanayisi için gerekli hammadde üretilsin.
Atatürk Barajı’ndan yılda 450 milyon dolara yakın elektrik elde ediliyor. Hükümet bu parayı iki yıl Suruç Ovası’na, iki yıl da Viranşehir ve Kızıltepe Ovalarına harcasaydı projede önemli adımlar atılmış olurdu.
Bu devlet, dörtbuçuk yılda 1,5 milyar dolar bulamaz mıydı? Sadece Suruç ve Viranşehir ovalarını kastediyorum. Bu hükümet döneminde makam aracı alımını veya lojman yapımına ne kadar gitti?
Bu ülke son altı yılda ana para ve faiz olarak toplam 800 milyar dolar para ödemiştir, ancak yine Urfa ile sınırları içinde ve bu Proje’nin çok önemli bir parçası olan Suruç Ovası’nın sulanması için gerekli olan 700 küsur milyardan daha az bir parayı, yani sekizyüzde 1’ini bulup da Suruç Ovası’nı sulamaya kavuşturamamıştır.
Binlerce kişinin çalıştığı Viranşehir ovalarına su taşıyacak olan ana sulama kanalı için gerekli, yaklaşık 300 milyon doları da bulamamıştır.
Bendeki kanaat; uluslararası güçler bu projenin böyle kalmasını, gelişmemesini istemektedir. Bunun için de çok çeşitli yollar izlenmektedir. Bunlardan birisi bölgeyi karalamaktır. Bölgede arazi satışı olduğu söylentileri ortaya atılmaktadır. Bu doğru değildir. Son 50 yıldır Urfa ilinde yabancıya satış yoktur, ama projeyi durdurmak için çeşitli kollardan saldırılmaktadır. Urfa’da insanlar arasında Yahudilere satış yapıldığı, bazı uluslararası firmaların Yahudi kökenli olup olmadığı söylentileri uzun süreden beri tartışılıyor. Bu hiç önemli değildir. Bu şekilde söylentilerle sanki bölgenin yabancıların eline geçtiği ve yatırımın yabancılara gittiği gibi sonuçlar çıkartılmaya çalışılıyor. şu anki AKP hükümeti de buna meyillidir. Zaten bu projeye inanmamaktadır. ınanmadığı için de tartışmaya da gerek yoktur.
Bölge halkı yaşadıkları topraklardaki olanaklar göz önüne alındığı zaman, milli gelirden en az payı alan insanlardır. Halen yüzde 60’ -Gaziantep’i çıkarıyorum- yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Ülkemizde şehirleşme oranının en düşük olduğu iller bu bölgededir. Eğitim, sağlık, ulaştırma ve belediye hizmetleri başta olmak üzere bütün çağdaş olanaklardan en az yararlanan illerdir.
Devlet Planlama Teşkilatı’nın yayınladığı raporlarda proje kapsamındaki iller -Gaziantep hariç- gelişmişlik sıralaması bakımından en alt sıralarda yer almaktadır. 81 il içinde Diyarbakır 63’üncü, Adıyaman 65’inci, Batman 70’inci, Mardin 72’nci, Siirt 73’üncü, şırnak ise 78’inci sırada yer almaktadır.
Peki ıktidar Partisi Milletvekilleri neler yapıyor?
Milletvekili arkadaşlarımızın da aynı görüşleri paylaştığını düşünmekteyim. Bunu sohbetlerimiz sırasında da dile getirmektedir. Ancak esas görevleri hükümetlerini etkilemektedir. O görevi tam yaptıkları kanısında değilim. Zaten 4,5 yıldır GAP projesindeki gelişmelerde bunu teyid etmektedir. Atatürk Barajı’nda yıldan 450 milyon dolardan fazla elektrik elde edilmektedir. Bu gelirin sadece 2 yılını Suruç projesine aktarabilseydi proje çoktan tamamlanmış olacaktı. Maalesef Urfa yalnız, başıboş kalmış bir şehirdir. Önümüzde yeni bir seçim var. Urfalı’ların kimi seçeceğini iyi düşünmesi gerekiyor. Gerçi bir seçim şansı da yok önüne konulan listeye oy veriyor.