Bülent Okutan
28 Şubat 2007
Bir kavga döğüştür gidiyoruz. En ufak şeyde parlıyor, hatta film setlerini basıyoruz. Aslında bu kadar sert mizaçlı değiliz biliyormusunuz? Ama bunu anlatamıyoruz. Hep dolduruşa geliyoruz. Yani saf temiz kalpli ve iyi niyetliyiz. Urfa’da Urfalılardan başka her şey herkes savaşçı ve sert bunu kimse bilmez. Urfalı barışçıdır, Urfalı sevecendir. Urfalı gönülsevendir. Ama gelde anlat. Bizde hal böyle iken bazı objelerimiz bile bizi sollar. Güvercinler bile bizde bizden daha sert mizaçlıdır. Bunu kimse bilmez. Oysa ben araştırdım. Kasım’dan Nisan’a kadar Urfa semaları savaşçı güvercinlerin arbedesine sahne olur her yıl. Onlar insanoğlu varolduğundan bu yana hep savaş karşıtlarınca barışın simgesi olarak görünmüşlerdir ve öyle bilindiler. Barış yanlısı eller belki de milyonlarca kez onları gökyüzüne gülümseyerek saldı. Güvercinler… Bu sevimli yaratıkların şanlıurfa’da konumu ve kimliği ne yazık ki o barış sembolü olmaktan çok uzak. Çünkü onlar birer savaşçı. Kentin özellikle mistik yapısını yansıtan Haşimiye, Eyyübiye, Yakubiye ve Süleymaniye semtlerinde yaklaşık 500 evde on bin kadar cins güvercin gün gelip de savaşsınlar, sahiplerine ganimet getirip para kazandırsınlar diye besleniyor. Urfa akşamlarının kebap dumanları çökmüş bu çukurdaki semtlerinde güneş etkisini yitirirken damlarda bir hareketlilik başlıyor. Sessizliğin yerini güvercin ötüşünün uğultusu, ayaklarındaki halhalların şakırtısı alıyor. Çünkü meraklıların güvercinleri ile buluşma saatidir artık. Damlara çıkılıyor, önce antrenman amaçlı sürülere kısa mesafeli uçuşlar yaptırılıyor. Ardından gürleşsin diye kanat kuyruk tüyleri temizleniyor, kesilip düzeltiliyor ve vitamin katkısı yemler özenle yediriliyor. Amaç en bakımlı, en güçlü sürüye sahip olmak. Sürü ne kadar iyi olursa sahibi de bu camiada o kadar isim yapacaktır sonucunda. Hele bir de günü gelip savaş başlayınca kimin daha iyi olduğu bir kez daha anlaşılacaktır. Urfa’da yaşayan güvercinlerin hikáyesi bu. Her ne kadar dişileri olmadığından eşcinsellikle suçlansalar, hemcinslerini çatlatıp öldürseler veya savaş ganimeti gibi çalsalar da onlar yine de barışın simgeleri… LıDER PEşENKLER Güvercinlerin hikayesini kentte bu konudaki en iddialı yetiştiricilerden şemsettin Aybar şöyle anlatmıştı bana o günlerde; ”Dedem de, babam da kuş yetiştirirdi. Bu iş büyük merak gerektirir. Onlara evlat gibi bakmayı gerektirir. Biz de onu yapıyoruz. Bende iki yüz elli erkekli bir sürü var. Altı tane de dişi. En değerlileri Zeytuni, Taklacı, ıspir Bagdadi, Nakışlı olanlardır. Fiyatları üç milyondan başlar. Bir milyara kadar çıkar. Daha geçenlerde dışarıdan gelen biri Taklacı’nın tekine 800 milyonu sayıp alıp götürdü. Herkesin sürüsünün bir lideri vardır. Onlara Peşenk diyoruz. Başkası savaşta Peşengini indirirse ayıpların en büyüğünü yaşarsın. Çünkü o gün sürü ne kadar büyük olursa olsun, dağıtıp yeniden bu işe başlamak zorunda kalıyorsun. Savaş dediğimiz kasımda başlar, nisanda biter. Her gün sürüleri gökyüzüne salıp, akşamı iple çekeriz. Çünkü sürü yorulmadan uçacaktır, başkasının kuşunu kandırıp sana getirecektir. Sahibi komşun da olsa artık o kuş senindir. Karışma saati geldiğinde hepsi birbirine girer. ıki yüz kuş savaşa girer, iki yüz on çıkar. Havada kalma yarışı, ölüm kalım yarışıdır. Onlar birer Kamikaze uçağı, intihar komandosu. şimdi savaşa hazırlık zamanıdır.” DÖRT BıN YILLIK SAVAş Milattan Önce ıkibinli yıllarda Kral Nemrud’tan bu yana şanlıurfa’da süregelen gökyüzü savaşları var. Güvercin yetiştiriciliği. Halen kentte yaklaşık 500 evde on bin civarında güvercin bulunuyor. Bunların hemen hemen tümü erkek. ıki yüzlü gruplarda ancak dört-beş tane dişi bulunuyor. Dişilerin görevleri doğurganlık ve yeni gelen erkekleri yuvaya bağlamak. ANTRENMAN Yılın altı ayı gökyüzünde hemcinsleri ile büyük bir güç gösterisi ve çalma savaşı veren güvercinler, diğer altı ay ise sahipleri tarafından bu savaşa hazırlanıyorlar. Savaşa hazırlık dönemi çoktan geçti. Kanatlar, kuyruklar daha gürleşsin diye budandı, bol vitamin katılmış yemler yedirildi, kısa mesafeli antrenman amaçlı uçuşlar yaptırıldı. Savaş kasımda başladı, altı ay sonrasında ise Nisanda sona erecek. GÜÇLÜ OLAN KAZANIYOR Kentteki tarihi Attar Pazarı’nda bulunan kuşçuların mekânı Çardaklı kahvede her gün bir araya gelen yetiştiriciler, bu yılki savaşın gündüz başlama saatini o zaman kararlaştırdılar. Kasımdan Nisan ayına kadar binlerce güvercin her gün saat 16.30’da gökyüzünde buluşacak. Damlardan kalkan yüzlü, iki yüzlü gruplar kentin merkezindeki Sarayönü semtinin üstünde bir araya gelecekler. Karışma adı verilen bu olay saatlerce sürecek. Güçsüzler çatlayıp düşecek, güçlüler diğer sürülerden kandırdıklarını kendi sahiplerine götürecekler. Bu kentte güvercinleri vurmazlar biliyormusunuz. Onlar kumrular kadar (halk arasında Yusufututan diye tabir edilen kuşlar) gibi sevilirler. Bakmayın Hırant Dink’i vuranlara, bakmayın film setini basanlara, bizler aslında beslediğimiz güvercinlerden bile daha barışçıyız. Hırant Dink’in dediği gibi kendimizi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebiliriz, ama biliyoruz ki bu şehirde kimse güvercinlere bile dokunmaz. Birileri yoldan çıkartmadığı sürece…