Konuk Yazar
26 Eylül 2016
Adil Ünür
Tanımış olmaktan,
arkadaş, dost hatta kardeş ötesi olmaktan onur duyduğum öyle değerli
hemşerilerim var ki onların Urfa’ya olan bağlılık ve katkılarını ben Ardıç
kuşuyla Ardıç ağacı arasındaki ilahi ilişkiye benzetirim.
Yaşamlarını
Urfa’da sürdürmekte olan aziz hemşerilerim Burhan Akar, Asuman Cevahir,
Gülender Açanal , Bekir Sıtkı Açanal, Müslüm Sunay, Ahin Güneş, Yusuf Sabri
Dişli, Ayşe Açanal, Remzi Kara, Ömer Behram, Müslüm Akalın ; “teşbihte
hata olmaz” benim yüreğimdeki Urfalı Ardıç Kuşlarından ilk anda aklıma
gelendir.
Onlar, doğdukları
Urfa’da benliklerine nakış gibi işlenmiş kültür, ahlak, vicdan, bilgi ile diğer
insani değerler katkılar da yaparak, aldıklarından çok fazlasını bugün Urfa’ya
verme, Urfa’yı aydınlatma ve geliştirme gayreti içinde olan Urfa’nın Ardıç
kuşlarıdır.
Neden, niye mi bu
benzetme?
Anlatmaya gayret edeyim dilim döndüğünce.
Ardıç kuşunun en
sevdiği yiyecek Ardıç ağacının meyveleridir. Onları öyle bir ilahi keyifle yer
ki, midesinde tohumların kabukları kimyasal reaksiyonlarla açılır ve sindirim
sistemiyle toprağa atılan tohumların çimlenmesiyle Ardıç ağaçları yeniden
filizlenir. Aralarında asla bitmeyecek bir sevda olan Ardıç kuşu, Ardıç
ağacından aldığını ağaç dikme imkânının olmadığı Anadolu’nun sarp ve dağlık
mevkilerinde bile fazlasıyla verir. Aynı benim Urfa’dan aldıklarının çok
fazlasını Urfa’ya veren Urfalı Ardıç Kuşlarım gibi…
Halbuki kuşların
çoğu artık kentlerin ve kasabaların çöplüklerinden beslenmenin daha kolay
olduğunu keşfedip oralarda yaşıyorlar. Zahmet çekmektense kolay geçinmenin,
kolay yaşamanın yolunu arayan, ardına bakmayan, “Biraz parası olsun, emek
vermeden yaşayıp geçip gitmek mümkün” diyen insanlar gibi yani.
Urfa’da hormonlu
bir yapı ile hormonlu bir Urfalılığın türemiş olmasına inat organik Urfa ile Urfalılığın
devamı için kanat açan ,kanat çırpan tüm Ardıç kuşlarına selam olsun. Sürç-i
lisan ettiysek af ola..
Selam ve
güleryüzlü saygılarımla…