Köşe Yazısı

CUMHURİYETİN 102. KURULUŞ YILI

Av. İzzet Doğan

Av. İzzet Doğan

Tüm Yazıları Gör

Atatürk Erzurum Kongresinin ertesi günü Mazhar Müfit’i çağırıyor ve ‘Sonuna kadar saklı kalacak. Bir ben, bir Süreyya, bir sen bileceksin…’diyerek şunları yazdırıyor:
“Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır.

Yıllar sonra…

Mustafa Kemal Atatürk 28 Ekim 1923 günü akşamı Çankaya Köşkündeki akşam yemeğinde İsmet İnönü, Fethi Okyar, Latife Uşaklı, Ali Fuat Cebesoy, Halit Karsıalan, Kemalettin Sami Gökçen, Fuat Sirmen, Ruşen Eşref Ünaydın ve Kâzım Özalp ile toplanmış, yeni anayasa maddeleri üzerine bir tartışma başlamıştı.

102. yılını kutladığımız Cumhuriyet ilk kez bu masada, Atatürk tarafından dile getirildi. Mustafa Kemal ; heyecanlı bir ifade ile önce masadaki arkadaşlarına baktı, ardından bıçağını hafifçe bardağının köşesine vurarak konuşacağı işaretini verdi. Tarihe tanıklık eden Çankaya’daki o köşkün salonunda, ulusun ve ülkenin yazgısını değiştiren o cümle yankılandı;
‘Efendiler! Yarın, Cumhuriyeti ilan edeceğiz!’

Salonda kısa süreli bir şaşkınlık, sessizlik ve meraklı bakışlar sonrasında alkışlar yükseliyor, Cumhuriyet yönetim şekli çerçevesinde anayasa maddeleri üzerine bir çalışma başlıyor. Ertesi gün, yani 29 Ekim’de Cumhuriyet’in ilanı TBMM’de oy birliğiyle kabul ediliyor, Mustafa Kemal Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçiliyor.

Osmanlı Devleti açısından bir yönetim şekli olan saltanat, kelime anlamı olarak padişahlık veya hükümdarlık olarak tanımlanabilir. Bu yönetim şeklinde sahip olunan hükümdarlık babadan oğula geçmekteydi. Buna göre tahtın sahibi padişah ve ailesi oluyordu. Tahta sahip olan kişi ülkenin de tek yöneticisi olarak varlığını korumuştur.

Cumhuriyet ise ulusun, egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı devlet biçimiydi.
Mustafa Kemal Atatürk ‘Nutuk’ adlı yapıtında Cumhuriyetin kurulacağını şöyle anlatır:

“Cumhuriyet Nasıl Kuruldu? Nutuk 11. Bölüm Cumhuriyetin Kurulacağını Nerede, Kimlere Söyledim Yemek yenirken; “Yarın cumhuriyet ilan edeceğiz!” dedim. Efendiler, Yarın Cumhuriyet’i İlan Edeceğiz! Orada bulunan arkadaşlar, hemen düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. Hemen o dakikada nasıl davranılacağı üzerinde kısa bir program saptadım ve arkadaşları görevlendirdim. Düzenlediğim programın ve verdiğim yönergenin uygulanışını göreceksiniz. Baylar, görüyorsunuz ki cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara’da bulunan bütün arkadaşlarımı çağırmaya ve onlarla görüşüp tartışmaya gerek ve gereksinme görmedim. Çünkü, onların öteden beri ve doğal olarak bu konuda benim gibi düşündüklerinden kuşkum yoktu. Oysa, o sırada Ankara da bulunmayan kimi kişiler hiçbir yetkileri yokken, düşünce ve olurları alınmadan cumhuriyetin ilan edilmiş olmasını, gücenme ve ayrılma nedeni saydılar. Cumhuriyetin Kuruluşuna İlişkin Yasa Tasarısını İsmet Paşa İle Hazırladık O gece birlikte bulunduğumuz arkadaşlar erkenden ayrıldılar. Yalnız İsmet Paşa Çankaya’da konuk idi. Onunla yalnız kaldıktan sonra, bir yasa tasarısı hazırladık. Bu tasarıda 20 Ocak 1921 günlü Anayasanın devlet biçimini saptayan maddelerini şöylece değiştirmiştim: Birinci maddenin sonuna: “Türkiye Devletinin hükümet biçimi cumhuriyettir.” cümlesini ekledim. Üçüncü maddeyi şöyle değiştirdim: “Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisince yönetilir. Meclis, hükümetin yönetim kollarını bakanlar kurulu aracılığı ile yönetir.” Bundan başka, Anayasanın temel maddelerinden olan 8’inci ve 9’uncu maddeleri de, değiştirilerek ve açıklığa kavuşturularak şu maddeler yazıldı: “Madde – Türkiye Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. Başkanlık görevi, yeni Cumhurbaşkanının seçilmesine değin sürer. Eski başkan yeniden seçilebilir.” “Madde – Türkiye Cumhurbaşkanı, Devletin Başkanıdır. Bu kimliği ile gerekli gördükçe Meclise ve Bakanlar Kuruluna başkanlık eder.” “Madde – Cumhurbaşkanı, başbakanı Meclis üyeleri arasından seçer. Öbür bakanları da başbakan, yine Meclis üyeleri arasından seçtikten sonra hepsini Cumhurbaşkanı Meclisin onayına sunar. Meclis toplantı halinde değilse, onaylama Meclisin toplantısına bırakılır.” Bu maddelere komisyonda ve Mecliste, din ve dille ilgili, bildiğiniz bir madde de eklenmişti.”

Yeniden geçen yıl da yazdığım makalede sözünü ettiğim ve severek izlediğim Sabancı Grubunun videoları geldi aklıma.

Bakınız ne kadar anlamlı, ne kadar güzel, ne kadar gerçek sözler:

“Başka bir istiklal yok, Başka bir istiklal marşı yok,
Başka yeşil mavi, kırmızı beyaz yok,
Başka onbaşı yok, Başka Ayşe Begüm onbaşı yok,
Başka toprak yok, toprağı vatan yapan seksen beş milyon yok,
Başka İzmir yok, dağlarda açan çiçekleri yok, başka Kahramanmaraş yok,
Başka yol yok, başka yolu yok
Başka söz yok”

Nice yıllar dileğimle Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum.

0 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir