Selahattin E. Güler
8 Mart 2021
URFA TARİHİNDE BU AYDA NELER OLDU?
Mart 500. Bir yıl önce toprağa bırakılan yumurtalardan çıkan çekirgeler, halkın üzerine saldırdılar ve Urfa’nın bütün mahsulünü yuttular. Uçmaya başladıkları sırada geniş bir sahaya yayıldılar ve geçtikleri bölgeleri çöle çevirdiler.
Mart 842. Yağmursuz bir kış ve sert donlardan sonra tohumlar filizlenmedi. Yönetimin, yoksulun kanını emecek kadar acımasızca vergilerin ödenmesini zorlamasından dolayı meydana gelen para kıtlığı ve buğdayın çok yüksek olan fiyatı, kıtlık ve hastalıklarla uğraşan yoksulların üzerine ağır ve ezici bir yük getirdi. Yoksullar, ateş yakmak için odun ve ekmek yerine yemek için bir parça çayır otu toplamaya giderken, açlıktan ve soğuktan dolayı oldukları yerde can veriyorlardı.
10 Mart 1071. Büyük Selçuklu sultanı Alp Arslan, Siverek civarındaki kaleleri ele geçirdikten sonra Urfa üzerine gelerek kenti kuşattı. Bu sırada Urfa, Bulgar Kralı Alusian’ın Bizans’ın hizmetinde çalışan oğlu Vasil’in idaresinde idi. Sultan, 8 gün savaş yapmadan kentin teslim edilmesini bekledi.
Hücum borusunun çalması üzerine kente karşı saldırılar başladı. Oklar yağmur gibi kentin içine düşüyordu. Mancınık ve diğer aletlerle şiddetli saldırılarla birlikte, civardaki bağ ve bahçeler de tahrip edilerek kentin hendeği odunlarla dolduruldu. Sultan’ın 50 günlük bu çabası, sağlam surlara karşı maalesef sonuçsuz kaldı.
Mart 1087. Büyük Selçuklu komutanı Emir Bozan, üç aylık bir kuşatma sonucu Urfa’yı ele geçirdi. Urfa ve Harran’ın yönetimi kendisine verildi.
7 Mart 1098. Urfa hakimi Toros’u ortadan kaldırmak isteyen grup, Pazar günü halkın büyük bir kısmını ayaklandırarak Toros’a bağlı yüksek memurların evlerini basıp yağmaladıktan sonra yukarı kaleyi de ele geçirdiler.
8 Mart 1098 Pazartesi günü Toros’un içinde bulunduğu kent suru civarını da kuşattılar. Zor durumda kalan Toros, onlara haber göndererek, canına dokunmayacaklarına dair yemin ettikleri takdirde, içkaleyi ve kenti kendilerine vereceğini ve kendisinin de karısıyla birlikte Malatya’ya çekileceğini bildirdi.
Budvin, Aziz Havariler Kilisesi’nde ona hiçbir kötülük yapmayacağına dair bu haçlar üzerine yemin etti. Aynı zamanda Toros’un kendisine yazmış olduğu mektupta istediklerini de aynen yerine getireceğine bütün melekleri, peygamberleri, patrik ve havarileri, papaları ve bütün din şehitlerini şahit göstererek yeminler etti. Baudouin’in bu yemininden sornra, Toros, kaleyi ona teslim etti ve isyancılar da oraya girdiler.
9 Mart 1098 Salı. Halk kılıç ve sopalarla Toros’un üzerine saldırıp ve onu surların üzerinden galeyana gelmiş olan halkın içine attılar. Toros, bunlar tarafından parçalanarak öldürüldü. Yeminlerine ihanet eden bu adamlar, Toros’un ölüsünün ayaklarına bir ip bağ-layarak ona hakaret etmek üzere kentin sokaklarında sürüklediler. Başını da bir mızrağın ucuna geçirip küfrettiler ve daha sonra Havari Thaddaeus’un yaptırmış olduğu Halaskâr Kilisesi’nin önüne attılar. Bu olaylardan sonra Urfa, Frank komutanı Budvin’e verildi. Budvin de kontluğunu ilan etti.
24 Mart 1919. Öğlen vakti günü İngilizler, Binbaşı Beddy komutasında 650 kişilik bir piyade birliğiyle Urfa’ya gelerek kenti işgal ettiler. Bu durum, özellikle Urfa Ermenileri tarafından sevinçle karşılandı. İşgal komutanı, kentteki seçkin yerleri zorla boşaltarak askerleriyle yerleşti.
15 Eylül 1919’da imzalanan ve Ortadoğu’da İngiliz-Fransız rekabetinin bir sonucu olan “Suriye İtilafnamesi”ne göre, Urfa, Antep ve Maraş Fransızlara bırakılacak; buna karşılık Musul da İngilizlere verilecekti. Kısa bir süre sonra İngilizler, henüz Fransızlar gelmeden hazırlıklarını tamamlayıp yavaş yavaş kenti terkettiler. Urfa’da İngiliz işgali 7 ay 6 gün sürmüştü.