Remzi Mızrah
29 Ocak 2007
Hep kullanılan bir cümledir, “Nereye Elini Atsan Tarih Fışkırıyor” cümlesi
En çokta şanlıurfa’ya yakışıyor bu cümle. Gerçekten şehrimiz tam bir elini nereye atsan tarih fışkırıyor şehri. En son fışkıran tarih ise Haleplibahçe projesinin altyapı çalışmaları sırasında bulunan mozaik oldu.
Mozaikler, taş, pişmiş toprak veya camdan, dört yâda beş cm büyüklüğünde “Tessera” adı verilen binlerce küçük parçanın bir araya getirilmesiyle oluşturulan bir mimari unsurdur. Çok zaman ve emek isteyen bu sanat eserleri antik dönemde, Ortaçağda çok popülerdi. Mozaiklerde genellikle mitolojik hikâyeler, geometrik desenler doğa ve günlük yaşama ilişkin sahneler konu edinmiştir.
Ülkemizde, Hatay Mozaik Müzesi ve Gaziantep Mozaik Müzesi bu eserlerin sergilendiği iki müzemizdir.
Şanlıurfa mozaikler bakımından önemli bir şehir olmasına rağmen maalesef bu mozaikler korunamamış ve birçoğu yok olup gitmiştir. Urfa mozaiklerinin çoğu bölgede 376 yıl egemen olan “Edessa Krallığı” devrine aittir. Gelişmiş bir kültür birikimine sahip olan bu krallık dönemine ait 30 dan fazla mozaik keşfedilmişse de bunlardan çok az bir kısmı kayıt altına alınmıştır. Teknik ve üslup olarak ıranik- Part ve Klasik Yunan-Roma etkisini yansıtan bu mozaiklerin birçoğu bugün Yakubiye mahallesi denilen ve o dönemde mezarlık olan alanda bulunmuştur.
Daha çok mezarları süsleyen bu mozaikler o dönem Edessada mozaik sanatının eriştiği seviyeyi gösteren ve dönemle ilgili birçok ipucu veren önemli buluntular olmuşlardır.
Abgar Mozaiği(1979), Aftuha Mozaiği(1901), Aile Portresi Mozaiği(1952), Barba’şamin oğlu Barma’na Mozaiği, Gerno oğlu Ma’na Mozaiği(1998), Barhadad Mozaiği(1991), Cenaze Töreni Mozaiği(1956), Gavsi Oğlu Balay Mozaiği, Orfeus Mozaiği(1956), Üçayak Mozaiği(1956), Zenodora Mozaiği, Zümrüd-ü Anka Mozaiği (Phoenix-1956) urfada bulunmuş ve kayıt altına alınmış mozaiklerdir. Elimizde kayıtları olsada bu mozaiklerin birçoğu kaybolmuş, bir kısmı yapılaşmaların altında kalmış, bir kısmıda bulundukları dönemde urfada müze olmadığından ıstanbul’a gönderilmiştir.
Çoğunluğunun III. Yüzyılın başlarına tarihlenen bu mozaiklerin yanında, Viranşehir ilçesinin Yolbilen köyü, Ortayolbilen mezrasında I. Yüzyıla tarihlenen bir mozaik ve yine Siverek şekerli köyü yakınlarında da bir olmak üzere iki taban mozaiği daha bulunmuştur.
Haleplibahçede alt yapı çalışmaları sırasında bulunan mozaik ise, bu eserlerin urfada ki zenginliğini kanıtlayan son halkadır. Çalışmaların devam ettiği Haleplibahçede bir kısmı açılan ve muhtemelen bir kilisenin taban mozaiği olduğu sanılan eserde Keklik motifine rastlanmıştır.
Haleplibahçe Mozaiği, farklı bir dönemle ilgili bilgiler vermesi ve yapılış amacıylada,. önemlidir. Bilindiği gibi diğer mozaiklerin tamamı mezarlarda yapılan ve öteki dünya inancını vurgulayan eserlerdir. “Haleplibahçe Mozaiği, ise hem bir ibadet alanını süslemiş olması hem de halk kültüründe önemli bir motif olan “Keklik” tasvirine yer vermesi açısından diğer Edessa mozaiklerinden ayrılmaktadır.
Kazı çalışmaları devam ediyor. Daha uzun bir zamanda sürecek gibi. Ama şu bir gerçekki eğer Urfa mozaiklerini korumayı başarsaydık, bugün Türkiye’nin üçüncü mozaik müzesinin urfada kurulması bir hayal olmazdı.
Daysan nehrinin eski yatağı olan Haleplibahçe daha birçok sürprize gebe.
Bekleyip göreceğiz.