Reşat Kızılateş
26 Mayıs 2008
Evvel gün yolumuz Maraş’a düştü. Gaziantep’in Başpınar’daki Organize Sanayi Bölgesi’nden geçerken her zaman olduğu gibi gıpta ile baktık sanayi tesislerine…
Sevinç ve üzüntüyü asıl Maraş’ı görünce bir arada yaşadık. Sevincimiz; herkesin malumu irili ufaklı sanayi tesislerinin sayılarının artması, krize rağmen insanların harıl harıl çalışıyor olması ve bir çok bölgeye buradan mal gönderiliyor olması…
Mobilyadan metal sanayine, yağ sanayinden ambalaj sanayine kadar onlarca sanayi tesisi kurulmuş son yıllarda…
Üzüntümüz; yine herkesin malumu Urfa!
Hiç kimse başını kuma gömmesin.
Burası tarım kenti deyip geçmeyelim!
Urfa’daki özel teşebbüs ortada yok. .
Urfa sahipsiz!
Evet sahipsiz. Sahipsiz olmasaydı bu hale gelmezdi. Ne bir devlet adamı var, ne bir bürokratı ne de yatırım yapacak takatı olan girişimci var!
Üç-beş çırçır fabrikasından başka ne var Allah aşkına!
Kaç bin kişi istihdam edilmiş sanayi tesislerinde…
Urfa bu geri kalmışlığı hak etmiyor.
Elinde tespih sallamakla, üç gün sonra yiyeceği yemeğin hesabını yapmakla, hep aynı kişilerden oluşan sıra sohbetlerinde zaman tüketmekle bir yere varılmıyor.
Elinde parası olanların yatırım yapması lazım. (Bazıları bunu bankaya para yatırma olarak algılıyor!)
Bir şehrin büyümesi, o şehrin refah seviyesinin yükselmesine bağlı… Refah seviyesinin yükselmesi, dengeli bir istihdamla, istihdam ise iş olanaklarının artırılmasıyla mümkün olabilir…
ış olanaklarının arttırılması demek sanayi ve tarımın geliştirilmesi demek!..
Urfa’da her iki alanda da bir şey yok ortada…
Bu memlekette para var, ama icraat yok! ınsanlar paralarını ölü yatırımlara bağlamış… Varsa yoksa gayrimenkul! Nasıl olsa kolay iş!
Gayrimenkul fiyatları boşuna mı bu kadar yüksek…. Yüksek, çünkü insanlar bunu bir geçim kaynağı olarak görüyor. Ve fiyatları da kendileri belirliyor!
Yüz kişinin bir arada çalıştığı kaç işletme var Urfa’da!?… Kaç girişimci bir araya gelip bir fabrika kurmuş!
Lafa gelince kendini Urfa’nın ileri geleni sayanlar, yatırıma gelince geri durmaktadır. Ya kolay para kazanma yolları tercih edilmekte ya da başka memleketlerde iş yapılmaktadır…
Orta ölçeğin üstünde sanayi tesislerine ihtiyacımız var.
GAP bitti, bitecek dedik…Hani tarım sanayisi nerde? Tarımın geliştiği yerde ona paralel olarak tarım sanayisinin de gelişmesi de gerekmez mi?
Uluslararası hava limanı olacaktı!? GAP’ın kalbi buradan atacak, dev uçaklar inip kalkacak, her gün tonlarca tarım ürünü gönderilecekti.
Yıllardır hayali kuruluyordu bunların…
Dışardan destekli birkaç işletme var… Onlar biraz canlandırdı… Ama bir Denizli, bir Kayseri, bir Antep’i bırakalım. Maraş ve Adıyaman’ın bile gerisinde kalıyor Urfa.
Ekonomik gücü yerinde olan insanların harekete geçmesi lazım! Sanko, kendi memleketini kalkındırmada güzel bir örnek! Bizim Sanko’larımız ne zaman olacak?
Organize sanayi geliştirilmeli… ıstatistiklere göre 5 bin kişi çalışıyor burada! Urfa gibi bir kent için bu rakam çok az!
Dışardan gelip Urfa’ya yatırım yapanların da yeni istihdamların yaratılmasına katkı sunması gerekiyor!
Urfa’ya gelip tesis kuracaksın, çalışanların çoğunu dışardan getireceksin, kazandığın para ile gidip başka yerlerde yatırım yapacaksın! Bu olmaz işte!
şu ölü yatırımlardan kaçınmak lazım artık!
Fabrika bacaları lazım bu memlekete… Tarım sanayisine yönelik olması daha yerinde olabilir…
Süslü, nakışlı binalar yapılsın ama bir yere kadar!..
“Urfa çok gelişmiş” diyenler biraz da bu binalara bakıp konuşuyor! Urfa’da fabrika bacaları değil, binalar yükseliyor. Urfa genişlemiyor; genişleyen, çarpık kentleşme, yoğun nüfus ve işsizlik…