İbrahim Halil Okuyan
30 Ocak 2007
Üstüste gelen yıllardan elde edilen kültürel veriler, yetkili ve etkili yöneticilerin ve bilim adamlarının açıklamaları, Urfa’da 2007 yılının turizmde önemli bir hamle yılı olacağını gösteriyor. Mevcut potansiyeli Göbeklitepe’de elde edilen arkeolojik bulguların arttırması, bulguların Avrupa bilim ve turizm çevrelerinde revaç bulması ve bununla ilgili neşriyatların yapılması “turizmde artış yılı” görüşünü kuvvetlendirmektedir. şüphesiz bu sevindirici bir şey ama biz bu duruma ne derecede hazırlıklıyız? Bu da oldukça düşündürücü. Yıllardan beri olan gelişmelere paralel bir altyapı ve üstyapı kazanımlarını katabilseydik bugün herhalde daha iyi durumda olurduk. Ama geçmişteki noksanlıklara ve ihmallere esef etmenin de zamanı değil. Bugünden itibaren kolları sıvar, elele verirsek herhalde yine birçok noksanlarımızı tamamlayabilir, turizmdeki yüz akımızı arttırabiliriz. ılkönce kendimizi bir yerli veya yabancı turistin yerine koyup görmek istediklerimiz ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda şehrimizi dolaşalım. ınanç turizmi açısından oldukça zengin mekânlarımız var. Dergâh, Hazreti ıbrahim aleyhisselâmın doğduğu yer olduğuna inanılan Mağara, Kalenin bulunduğu tepeden Nemrut tarafından mancınıklarla ıbrahim Peygamberin ateşe atılışı, bir mucize olarak ateşin Allah’ın emriyle “ıbrahime karşı serin ve selâmet oluşu” gerçeğinin yaşandığı alanlar, göller burada. Bütün semavi dinlerce kutsal kabul edilen balıklar burada. şehrin doğusunda yer alan Hazreti Eyyûb’un çile çektiği, sununda yaralarından arınıp sağlığına kavuştuğu kuyu burada. Viranşehir’e doğru gidilince Eyyûb Nebi Beldesi ve yakınlarıyla ilgili türbeler bu il’in sınırları içinde… şehrimiz Belediyemizin sistemli ve fedakârca çalışmaları sayesinde bir düzene giriyor. Temizlik, güzellik artıyor. Lokantalar, oteller gelişiyor. Ama daha çok artmalı, gelen turist gezilerden sonra uykusu için başka illere gitme mecburiyetinde kalmamalı. “Günübirlik”likten kurtulmalı, Urfa’nın ziyaretlerine, yemeklerine, eğlenmesine, sıra gecelerine, uykularına doyarak gitmeli. Bunun için de daha çok lokanta, daha çok otel, daha çok müze ve ziyaret mahalleleri gerekiyor. Temiz çevre, esnafımızın, çarşılarımızın daha çok ilgi ve özünde olan misafirperverliği, candanlığı göstermesi gerekiyor. Dükkânların erken açılması, geç kapanması gerekiyor. Dürüst hizmet verilmesi bekleniyor . Ki, “Bir gelen bir daha gelsin, gelmese de dostunu gönderebilsin.” Eğitilmiş, gönül adamı insanlarımız, tanısınlar, Karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörü ile yoğrulmuş olsunlar. Alt yapı noksanlıklarımız arasında tuvaletler önemli bir yer tutuyor. şURKAV Çarşısındaki gibi kadın-erkek ayrımlı ve yeter sayıda tuvaletler Urfa’da en az 4-5 yere yapılmalı. Bunlar ne kadar çabuk ele alınsa gene de 1-2 yıl sürer. O zamana kadar uygun Cami tuvaletlerinden istifade edilmeli. Pek de uzun sürmeyecek bir araştırma ile bunlar tesbit edilir. Cami dışından kapı açılır. Kadın-erkek WC’lerini geçişleri ayrılır. Böylece iş acilden halledilmiş olur. Gelen turistlere karşı mahcup duruma düşmemek için zaruri altyapı hizmetlerinin bir an önce tamamlanması, 11500 yıllık tarihi Urfa’nın “defalarca gelinebilecek ve dostlara tavsiye edilecek bir yer olduğunun” kabullenilmesi hep birlikte çalışma ve her türlü değerlerimizi pazarlayabilmemiz ile mümkün olacaktır. Turizm pastasından pay alabilmenin yolu ancak bu şekilde olabilir.