Ömer Elçi
31 Mayıs 2012
Türkiye genelinde ortalama her gün 10-11 kişi trafik kazalarında yaşamını yitirirken, onlarcası da günlerce hastanelerde tedavi görüp bir kısmı da ömür boyu engelli olarak yaşamak zorunda kalıyor..
“75 milyonla kıyaslandığında bu ne ki?” Diyenler; son 30 yılda 165 bin ölüm, 3,5 milyon yaralanma; son 30 yılın içindeki son 10 yılda 8 milyon trafik kazasında Türkiye genelinde 43 bin kişinin yaşamını yitirdiğini, 1 milyon 717 bin kişinin de yaralandığını bilmiyorlar veya bilmek istemiyorlar…
2000 yılındaki maddi kayıp 5,5 milyar dolar olarak hesaplandığında, 2012’nin yıllık maddi kaybı herhalde 10 milyar dolardan aşağı olmayacaktır.
“Mal gelir can gelmez” diyenler akabinde ”mal canın yongasıdır” diye eklerken, her ne hikmetse direksiyona geçtiklerinde kuralsızlığı kural haline getirebiliyor veya kuralsızlığı kural haline getirenlerin mağduru olabiliyor.
Türkiye trafik terörünü önleyici tedbirleri almak zorunda.
1988 yılından beri toplanamayan Karayolu Güvenliği Üst Kurulunun 30 Mayıs’taki toplantısında Türkiye’nin trafik sorunlarının çözümü yönünde inşallah radikal kararlar alınır.
2012 yılının ilk 4 ayında 466’sı ölümlü kaza olmak üzere toplam 91 bin 178 trafik kazası meydana gelmiş. 50 binden fazla insanın yaralandığı trafik terörüne ”Ülke insanlarının her meselesi benim meselemdir” diyen Başbakan Sayın Erdoğan ve 8 bakanın gerçekçi yaklaşımı Türkiye’nin günü ve geleceği açısından çok önemli.
*
Aşırı hız, alkollü araç kullanımı, ışık ihlalleri, dakikalarca telefon görüşmesi, dikkatsizlik, emniyet kemeri takmama, kendi bencilliğine far lambası taktırma, uykusuzluk, hatalı solama, lambasız (traktör, mobilet, bisiklet, at arabası) akşam sonrası trafikte seyirle ne yazık ki yollar kan gölü…
Anneler-babalar yaslı, eşler dul, çocuklar yetim, ocaklar sönükleşirken seyredilenler, okunanlar çok çabuk unutuluyor.
Kuralsızlığı kural edinenlerin sorumsuzluğu, sorumsuzlukları seyreden bazı sorumluların sorumsuzluğu; sorumsuzluğu kabullenmeyenlerin yetkisizliği, çözüme çözüm olamayanların çaresizliği sürdükçe 15 milyondan 16 milyona ilerleyen taşıtla önümüzdeki yıllarda Türkiye genelindeki trafik terörü mağdurları korkarız ki çok daha korkutucu oranlara yükselebilir…
Hükümetin eğitim, sağlık, ağaçlandırma gibi alanlarda olduğu gibi “Trafik terörüne dur seferberliği”nin de başlatılması, Türkiye’nin eğitimi kadar, sağlığı kadar, kalkınması kadar, istikrarı kadar önemli değil midir?
*
Urfa’da birçok kişi emniyet mensuplarının ikazlarının sürücülere kar etmediğine, bazı sürücülerin densizliklerine şahit olmuştur…
Aşiretim varcılar diyen patavatsızlar, aralı pullu ve de çulluyum diyebilen izansızlar trafik uyarı levhalarını bilmez, ışık ihlalini marifet sayıp aceleyle ecele savrulurken, kendileriyle beraber yaşamdan beklentileri olanları da
Ha ho, lımını, kader, keder,?…?…?
Her araca polis tahsis edilemez ama insanlarımızı Milli Eğitim Bakanlığının ilköğretimden başlayarak eğitmesi, Emniyet Genel Müdürlüğünün, il müdürlüklerinin yazılı ve görsel medyayla her kesimi eğitmesi, trafik denetimcilerinin ve fahri trafik müfettişlerinin sayılarının arttırılması, sürücü okullarının kağıt üzerinde değil de gerçekçi eğitime yönelmesi, toplumun her kesimindeki insanların makul ve mantıklı yaklaşımları, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının siyasallık bataklıklarından arınarak trafik sorunlarının çözümüne katkı sağlamaları hepimizin yakındığı trafik sorunumuzu inşallah daha aza indirger.
Yerelde her yıl trafik sorunumuzu irdeliyoruz ama insanlarımız her gün trafikte haho, lımını, kader deyip kederlendikçe kederleniyor….