Mahmut Çepoğlu
5 Eylül 2007
ıki gün sürecek olan ve “Tarihi Kentler Birliği”nin 2007 yılının son buluşma yeri Urfa oldu. Programının ilk günü Haleplibahçe’deki mozaiklerin üzerindeki halıfleksin açılmasıyla başladı. Yüzlerce izleyiciye Edessa Güzeli’ni tanıma fırsatı verildi. Hayretler, heyecan ve mutluluk doruk noktadaydı. Bu heyecan ve mutluluğu hayret dolu bakışlar izledi. Bu anı dostlarıyla telefonla bölüşenler ve bu fırsat bir daha ele geçmez deyip kameralara alan, fotoğraf makineleri ile tarihleştirenler çoğunluktaydı. Günümüzden geriye bir zaman tünelindeydi insanlar.
Katılımcıların mecburiyeti dışında, görevli olmanın gereği arzu ve istek doluydular. Akşamın serinliğinde Haleplibahçe’de verilen start Tarihi Kentler Birliği’nin başarılı geçeceğinin müjdesiydi. 228 belediyeden yaklaşık 500 davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantı çok önemli bir ev sahipliğinin başarısının yansıması görünüyordu. Belediye çalışanları, müdürleri, bşk yardımcılarını kutlamadan geçmeyeceğim. Böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmaları onların gelecekte daha büyük organizasyonlara imza anacağına inancım tamdır.
Diğer gün Reji Kilisesi olarak adlandırılan ve Kemalettin Gazezoğlu Kültür Merkezi olarak düzenlenen tarihi ismiyle Aziz Paul-Aziz Petrus Kilisesi’nde toplantı başladı. Toplantının tarihi ve otantik mekâna yarışır bir çalışmaydı. Çiçeği burnunda dün bir, bu gün iki, Kültür ve Turizm Bakanı Sn Ertuğrul Günay’ın büyük bir başarıya imza atarak Urfa’ya gelme erdemliliği göstermesi Urfalıları fazlasıyla sevindirdi. Çok şeyi başaracağının habercisiydi gelişi. ılimizin turizmde payına düşeni alacağına inanıyoruz.
Aynı gün kahve molasında Ebru Okutan hanım efendinin Başkanlığını yaptığı Göbekli Tepe Derneği’nin hazırlamış olduğu fotoğraf sergisi, geniş izleyici kitlesiyle birlikte Sn. Bakan Ertuğrul Güney’ın kurdelesini kesmesi günün önem ve manasına ayrı bir renk kattı. Sarı sıcaklar, insanların izledikleri tarihi ve kültürel mirasın görkemi ve ihtişamı karşısında unutulmuştu. ınsanları hem gördükleri ve toplumsal ilgiye yeterince mazhar olmaları yüreklerinin fazlasıyla serinletiyordu.
Kimler yoktu ki belediye başkanları temsilcileri yöneticiler bir şeyler görebilmenin güzelliğinde buluşma çabasındaydılar. Eski valilerimiz ve Urfa’ya büyük emek veren tarihi ve kültürü sevindirme anlamında başarı yakalayan Sn. Muzaffer Dilek toplantıya katılması yüreğimizi bir hoş tuttu. ÇEKÜL Vakfı Başkanı sn. Prof.Dr.Nurettin Sözen’in Urfa’ sevgisine onunla tarihi sokakları dolaşırken şahit oldum. Urfa’nın bağrından yetişmiş, doğup büyüdüğü toprakların tarihi ve mimarisini sahiplenen Sn. Nurettin Yardımcı’nın katkıları onun bize fazlasıyla yakınlaşmasına neden olmuştu.
“Tarihi Kentler Birliği” toplantısının yapılıp, kararların tarihi bir mekânda imzalanması ilimize önemli bir prestij kazandırmıştır.. Urfa artık bir yerlere taşındı. Ev sahipliği yapan belediye başkanı ve yardımcıları müdürler misafirlerle birebir ilgilendiler. Hz. ıbrahim’in misafirperverliğinin bin yıllar önceden yansımasıydı.
Belediye başkanı misafirleri şu sözlerle karşılaması hayli etkileyiciydi. “Sizleri binlerce yıllık sayısız uygarlığa kucağını açmış, dünyanın ilk yaşam yeri “doğuştan marka şehir şanlıurfa”da görmekten ve Tarihi Kentler Birliği Urfa Buluşması’na ev sahipliği yapmaktan duyduğum mutluluğu özellikle belirtmek isterim.”
Yukarı Mezopotamya’nın Hz. Nuh’un oğlu Yasef tarafından kurulduğuna inanılan Ur, Edessa, Rıha ve Urfa kenti arkeolojik kazıntıları, tarihsel dokusu, mimari yapılarıyla dünü bu güne taşıyan medeniyet ve uygarlıkları kenti olmasının güzelliğini gelen misafirlerle bölüşmenin hazzına erdik. Nasıl bir mirasın üzerinde yaşadığımızın farkında değiliz. Tarihi bilinç, kültürel gelişim bir ders gibi insanlara verilmelidir, bana göre.
Geçmişini bilmeyen gününü gün edemeyip yaşamına yön veremeyeceği gibi geleceğini de sahiplenemez. Bu anlamda üzerine bastığımız topraklarda fışkıran medeniyetlerden nasibimizi almamız gerektiği gibi bunu yer yüzü insanları ile bölüşmemiz gerekmektedir. Tüm yıkım ve talanlara rağmen koruma ve onarım ilimizde son yıllarda büyük bir başarı elde ettiğini görüyorum.
Kentleri kent yapan onlara verilen değerdir. Bunu anlayabilmek için tarih bilincinin geliştirilmesi lazım. Tarihi ve mimari yapıların yıkık, viran hallerini görüp, mağara konumuna düşürülmesi, tezek ve saman ambarı halinde olması tahammül sınırlarını artık zorlamakta. Kurtarılmayı bekleyen bu yapıları turizme kazandırmanın çaresini bulmalıyız. Yazıma Belediye başkanımız Sn. Fakıbaba’nın sözleri ile bitiriyorum. “Urfa, dünyada benzersiz bir yere sahiptir. Böyle bir şehirde Belediye Başkanı olmak bana onur veriyor, beni heyecanlandırıyor ve bana ayrı bir sorumluluk yüklüyor.” Bu sorumluluğu başkanın fazlasıyla yerine getireceğine inanıyorum.”