Mehmet Göncü
30 Aralık 2009
Bu yıl içinde, Şanlıurfa Vakfı mensubu bir grup arkadaşla birlikte bazı geziler düzenledik.
Bu seyahatlerden birini de, Zeugma antik kentle Gaziantep Arkeoloji müzesine yaptık.
Hiç kuşku yok ki, her çıktığımız geziden bir çok yeni bilgiler elde ediyorduk. Ya hele, Gaziantep Arkeoloji Müzesinde gördüğümüz Mamut fosili ile Timsah fosilinin ilimiz Suruç Ovası’nda bulunan bir bataklıktan çıkarıldığı gerçeği karşısında ise adeta şaşırıp kaldık.
Demek ki ilimiz geçmiş tarihinde ormanlık alanlarla kaplıymış. Ben şahsen bu konuda bir çok kitap okumuştum ama, tarih öncesi dönemlerde yaşamış olduğunu bildiğimiz Mamutların da bir zamanlar Urfa ovalarında gezmiş olduklarını bu gezi ile öğrenmiş olduk.
Bu konu beni gerçekten çok sevindirdi. Bölgemiz tabir caizse her boyutuyla bir tarih hazinesidir. Bu manada böyle bir zenginliği ortaya çıkarıp sergiledikleri için Gaziantep Valiliği Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nü yürekten kutluyorum.
Ayrıca Gaziantep Müzesinin dizayn şekline de hayran kaldım. Sürekli gelip giden otobüsler dolusu yerli ve yabancı turist müzeyi ziyaret ediyor, zengin tarihimiz hakkında bilgi ediniyorlardı.
Bu güzellik karşısında sözüm o ki ilimizde de böyle bir Kültür Sarayı ve bir Arkeoloji Müzesinin mutlaka kurulması gerektiği hususudur. Bu husus gerçekleşirse Suruç’ta bulunan fosiller gibi, birçok tarihi eser ve mozaikler ilimiz müzesinde sergilenmiş olacaktır. Bilinen o ki, mevcut Müzemizdeki eserlerin büyük bir bölümü yer yokluğu nedeni ile şu an yeterince sergilenememektedir.
Bu bağlamda; Sayın Valimiz Nuri Okutan’ın ilimize bir Kültür Sarayı ve bir Arkeoloji Müzesi yapma tasarısının olduğunu duyuyoruz. Keza; Kültür ve Turizm Müdürümüz Sayın Selami Yıldız’ın da, bu güzel düşüncelerin bir an önce proje ve yapım aşamasında gerçekleşmesinin istek ve arzusunda olduğunu da biliyoruz. Biz yazarlar da bu konuyu her platformda dile getiriyor ve özellikle Sivil Toplum Kuruluşları temsilcilerine ve Sayın siyasilerimize bu işin önemini ve güzelliğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz.
Bilindiği gibi Urfa, Göbekliepe’de gün yüzüne çıkan eserlerle; Haleplibahçe mozaikleri, Balıklıgöl, Harran, Şuayıp şehri, Hanel barur, Soğmatar, Bazda mağaraları ve Suruç’ta bulunan mozaikler ve saklı kent harabeleri, Hazreti İbrahim, Eyüp ve Eylese Peygamber makamları ile dünyanın cazibe merkezi haline gelebilecek zenginlikte tarihle yıkanmış ve tarihe tanıklık eden bir kenttir.
Bu nedenle; bu şehir çok görkemli ve çok amaçlı kullanılabilen bir Kültür Sarayı’na ve çok büyük bir Arkeoloji Müzesine sahip olmayı çoktan hakketmiştir.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla…