Şimdi bu yazımın başlığını okuyanlar, içlerinden bana gülecekler ve diyecekler ki bunu bilmeyecek ne var. Tabi ki su altından kıymetlidir. Bir damlası bile hiçbir maddi kıymetle ölçülemez bir öneme sahiptir.

 

Gerçekten, hayatın başlangıcı olan su, devamı içinde vazgeçilmez ve olmazsa olmazdır.

 

Yer kürenin dörtte üçü su geri kalanı ise kara parçasıdır. Ancak bu kadar bol suyun ancak yüzde 2,5 kadarı içme ve kullanma suyu olarak kullanılabilecek tatlılıktadır.

 

Yani, bitkiler, hayvanlar ve biz insanlar ancak bu yüzde 2,5’luk suyla yaşam olgusunu sürdürüyor ve devamlı olmasını sağlıyoruz.

 

Bu anlamda, bitkiler ve hayvanlar ekolojik denge içerisinde var oluşlarının gereği olan görevlerini yerine getirirken, suyu israf etmeden ve kirletmeden kullanıyorlar.

İnsan ise diğer canlılardan farklı olarak tatlı suyu, içme, kullanma, endüstri ve tarım gibi faaliyetlerde kullanırken, kaynakları alabildiğince israf ederek ve kirleterek, doğal dönüşümü zorlaştırmaktadırlar.

Nasıl mı?

 

A) Tatlı suyun ana kaynağı olan denizleri kirleterek,

B) Dünya ormanlarını büyük bir hızla yok ederek,

C) Küresel ısınma sonucu meydana gelen iklim değişikliğine bağlı olarak, mevsim yağmurlarının yer küreye dengeli dağılımını engelleyerek ve dolayısı ile nehirlerin ya taşmasına ya da kurumasına sebep olmayı neden olarak sayabiliriz.

D) Daha bir çok olumsuz faaliyeti burada belirtmek mümkün ama ben diyorum ki birazda, dünya tatlı su kaynaklarını nasıl temiz  ve azaltmadan kullanabilirizi konuşalım.

 

A) Ağaç yetiştirerek,

B) Karbon kökenli fosil yakıtları kullanmaktan vazgeçerek,

C) Atmosfere karbon ve metal salınımı olmayan güneş, rüzgar, dalga, hıdrojen ve biyogaz gibi yenilenebilen enerji kaynaklarını kullanarak,

D) Katı atık bertaraf tesisleri kurarak, organik atık sızıntılarının yer altı sularına karışımını önleyerek ..  Bu manada Urfa Belediyesi Katı Atık Bertaraf Tesisi  kurarak biz çevrecileri mutlu etmiştir. Kendilerini yürekten kutluyorum.

E) En önemlisi de, mevcut kaynakları israf etmeden ve kirletmeden iyi bir şekilde kullanmaktadır.

 

Güzel yurdumuz Türkiye’nin tatlı su kaynaklarının envanteri bildiğim kadarı ile şu şekildedir:

 

A) 26 Nehir havzası

B) 45 Adet on kilometrekare yüzey alandan büyük göl havzaları

C) Yıllık takriben 510 milyar metreküp yağış

D) Kuzey yarım kürenin en fazla yer altı suyuna sahip bir coğrafi yapı..

Ben şahsen gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya ve içilebilecek evsafta tatlı su kaynaklarını bırakmak niyetinde olanlardanım. Eğer aksine davranırsam, gelecek nesillerin yaşam kaynaklarını haksız olarak ellerinden alıp, kullanmanın acısını ve ızdırabını ölünceye kadar yüreğimde ve vicdanımda hissedeceğim. Bu nedenle; konuyla ilgili olarak; çeşitli yayınlar yapan  Çevre ve Orman Bakanlığına, TEMA Vakfı’na ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüze sonsuz teşekkürler ederim.

Ayrıca çevre dostları olarak da bilinen ve  ilimizde engel tanımadan ağaçlandırma faaliyetlerinde bulunan  Dsİ Bölge Müdürümüz Sayın Sait Umucu beyle, Çevre ve Orman Bölge Müdürümüz Sayın Selahittin Aydın’ı bu güzel çalışmalarından dolayı yürekten kutluyorum.

 

Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…