Remzi Mızrah
6 Şubat 2008
Tarihsel süreç içerisinde şehirler dış tehlikelere karşı korunmak amacıyla şehri içerisine alacak şekilde, bir anlamda şehrin yerleşme sınırını da belirleyen duvarlar örmüşlerdir. Sur adı verilen bu korunma duvarları; bir şehrin geçmiş dönemlere ait düşünce sistemi, sanat zevki, bitki ve hayvan zenginliği bakımından önemli verilerini bugüne taşıyan kalıtlar olmuşlardır. Bu mimari unsurlardan Anadolu’da yüzlercesi mevcuttur.
Dünyanın en uzun sur duvarı Çin seddidir. (Yıkılmış kısımlarıyla birlikte toplam uzunluğu
Kültür başkenti adayımız ıstanbul’un sur duvarları
Ve komşumuz Diyarbakır. Çin Seddinden sonra dünyanın en uzun, en geniş ve sağlam surlarından birine sahip bir il. Diyarbakır Surları yapıldıkları dönemden (Roma ımparatorluğu, II. Konstantinus. M.S. 349) bu güne, fazla tahrip olmadan gelebilmiştir.
Urfa şehrimiz de savunma duvarlarıyla tahkim edilmiş önemli şehirlerden biridir. Urfa şehir surlarının inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber V. Yüzyılın başlarında mevcut olduğu kimi kaynaklara dayanılarak söylenmektedir. VI. Yy.da yaşayan tarihçi Procopius’un surlardan söz etmesi, yapının daha önceden var olduğunu kanıtlamaktadır.
şehir surları çeşitli dönemlerde depremler sel baskınları ve savaşlardan dolayı büyük zarar görmüştür. Çeşitli dönemlerde onarımlarda geçiren Urfa şehir surlarından, Bey kapısı’ndaki Mahmutoğlu Kulesi ve Harrankapı, Bedendibi, Samsat Kapısı ve el-Ruha Oteli’nin hemen önünde bulunan ve birçok kimsenin ne olduğunu bile bilmediği yer yer duvar kalıntıları günümüze gelebilmiştir.
Sağlamlığıyla ünlü ve hakkında Selçuklu sultanı Alparslan’ın ıran’a götürmek üzere surdan bir taş koparanı ödüllendireceği şeklinde bir rivayet bile anlatılan bu surlardan günümüze kalan tek burç olan Mahmutoğlu Kulesi sonunda kurtuluyor gibi. Belediye Başkanlığının girişimiyle, sur duvarlarımızın ayakta kalan tek yapısı olan bu yapıda Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mimari Restorasyon Bölümünden 20 kişilik bir grup tarafından rölöve çalışmalarına başlandı.
Sayın Belediye Başkanı, bu yapıyla ilgili mülkiyet sorunun halledildiğini, yapının güzel bir yenilemeden geçirilerek yeniden fonksiyon kazandırılacağını şanlıurfa Vakfı Fikir Edebiyat Grubu toplantısında dile getirmişti.
Urfa’nın önemli bir kültürel mirasının daha ayağa kaldırılma çabası tüm Urfalılar gibi beni de çok sevindirdi. 880 yıllık bu tarihi mirasın Urfa turizmine de çok şeyler katacağına inanıyorum.
Ama bu arada Sayın Başkanıma bir şeyi daha hatırlatmak istiyorum. Bahsettiğimiz gibi Urfa surları bir bütün olarak çok önemli. Hemen hemen tamamı ortadan kalkmış olsa bile, Mahmutoğlu Kulesi’nin ardından yer yer duvar kalıntıları olarak kalmış sur kalıntılarının en azından kaldığı şekliyle korumaya alınmasının da önemli bir hizmet olacağı görüşündeyim.
Duvarları koruyup ta ne yapacağız diyenlere Konya şehrinin tam orta yerinde Alaaddin Tepesi’nin hemen yanında beton korunaklarla sağlama alınmış “Alaaddin Sarayı’nın tek bir duvarını” örnek vermek istiyorum.
Sur duvarlarının son kalıntıları yıkılıp otopark yapılıyor. Otopark yapılacak çok yerimiz var, lütfen Urfa surlarının son izlerinin bu kadim şehirden silinmesine izin vermeyelim.