İbrahim Halil Okuyan
9 Ağustos 2011
Yazı Dizisi Devamı..
Afrika Halkı binlerce yıldır Kabileler halinde yaşamıştır.
Afrika’da gerçek sınırları Kabilelerin Yaşam Alanları belirler.
İşte Somali’de de; Daarood Ana Kabilesinden Siad Barre
1969 yılında Devrim ile başa geçti.
Tarih boyunca Somali ülkesini paylaşan her Sömürgeci,
Kendi bölgesinde kendi dilini kullanmaktaydı.
Siad Barre ilk iş olarak yönetimi altında bulunan bölgede
Eğitim Dili olarak Somaliceyi zorunlu kılarak halkın dili ile farklı bölgelerde sömürgecilerin farklı dilini kullanan yöneticilerin dili arasındaki uçurumu kapatmak istedi.
Latin alfabesini kullanarak Somaliceyi ilk defa yazılı hale getirdi. 1972 yılında bütün memurların altı ay içinde Somaliceyi okuyup yazar hale gelmeleri zorunlu tutuldu ve kısa zamanda okuma yazma oranı % 1 den % 20’ye çıkartıldı.
Bu arada Siad Barre bir taraftan da sömürgeciler tarafından üstlerine yer hazırlamak için bölünmüş bulunan (Somali’den alınan?) Somali ülkesinin kuzeyindeki Cibuti Bölgesi ile Etiyopya’daki Ogeden Bölgesinde ve kuzeydoğu Kenya’da yaşayan Somali Halklarını ve topraklarını birleştirmenin planlarını yapıyordu.
Sovyetlerin desteğini alan Barre, Ogeden’in çoğunu ele geçirdi.
Bu arada Sovyetlerin kendilerine daha iyi üs imkânı sağlamayı vaat eden Etiyopya’yı destekleme kararı alması üzerine,
Komünist blok Etiyopya’nın yanında yer aldı ve on bin Kübalı Askerin yardımı ile Somali ordusu Ogeden’den çıkartıldı.
Barre’nin savaştan sonra Sovyet danışmanlarını ülkeden çıkarması üzerine ABD, Askeri ve Ekonomik Yardımla (!) devreye girdi.
Fakat zamanla, yardımlarına rağmen ülkenin çıkarlarını ön planda tutarak taraf değiştiren Siad Barre’nin kendisine mutlak olarak itaat etmeyeceğini anladı.
ABD ve Sovyetler arasındaki mücadele, destekledikleri kabileler arasındaki mücadeleye dönüştü.
Sovyet yardımı alan Etiyopya’nın desteklediği Isaaq Kabilesi Reisi Abdullah’i Yusuf’un Somali Ulusal Hareketi başkaldırmaya dönüştü ve Siad Barre 1991 yılında iktidardan uzaklaştırıldı.
Uygulanan IMF politikalarıyla yeni gelişmekte olan Sanayi yok edildi
Kamu kurumlarının ABD şirketlerine satılması olarak yapılan Özelleştirmeler Serbest Girişimi yavaşlattı ve Tarım Ürünlerini ihraç eden bir ülke,
İthalatçı konumuna düştü. (Tanıdık geliyor mu bu kısım.!!! ?)
Ülkede başlayan iç karışıklık ticareti ve iş dünyasını karmakarışık bir hale soktu,
Yerli sermaye canını kurtarmakla meşgulken piyasa sadece çok uluslu şirketlere kaldı.
Yok olan tarımın yerine Avrupa ve ABD şirketlerinin ithalatı girdi ülkeye.
1991 yılında, kötü giden gidişi durdurmaya çabalayan Muhammed Farah Aidid bir darbe girişiminde bulundu, yönetimi ele geçirse de darbe başarılı olamadı ve ülkede büyük bir kaos başladı.
BM’nin ağababası konumundaki ABD, 1992 yılında Restore Hope adlı operasyonla Siyad Barre’yi geri getirmek istedi ancak başaramadı ve ülkedeki kargaşa daha da büyüdü.
Bu defa da ülke yönetimini ele geçirmek isteyen muhalif grupların yol açtığı çatışmalarla karşı karşıya kaldı.
Farah Aidid’in milislerine karşı mücadeleyi kaybeden ABD, Somali’den kısa süreli çekilerek sadece arka plandan iş yönetti, Halkı birbirine düşürmeye devam etti.
Gariban ve Çaresiz Halkı Yaşamak için Ekmek Bulamazken, Etiyopya’nın savaş ilanına aynı şekilde karşılık verdi Somali (!).
Hıristiyan Etiyopya, Somali’deki Laik hükümete destek veriyor
Ve bir İslam devleti kurulmasına karşı çıkıyordu.
Etiyopya’nın özellikle Mogadişu ve çevresinde Sivil – Asker demeden (zaten resmi bir ordu bile yok, her yer cephe, herkes gerilla) her yeri bombaladığı ülkede;
İslam adına savaştığını iddia eden gerillalar,
Mogadişu ve Çevresinde etkiliyken,
Ülkenin bir başka kısmı ABD destekçilerinin,
Bir kısmı İtalya taraftarlarının,
Bir kısmı da Demokrasi isteyenlerin elinde kaldı.
Ve bu ülkede bir hükümet de vardı,
İnsanlar birbirini canlı canlı keserken kime ne diyeceğini şaşıran ve Polisine,
Askerine söz geçiremeyen,
Yapabildiği tek şey ABD ve İngiltere şirketlerine ihalelerde “Yabancı Sermaye Desteği” sağlamak olan bir hükümet…
Yani görüntüde “Hıristiyan – Müslüman” çatışması var ortada,
Ancak biraz derine inildiğinde “Asıl Kazancın” konuyla resmi olarak hiçbir bağlantısı olmayanların elinde olduğunu görmek hiç zor değil.
Somali Halkı Laik, Demokratik veya Seküler bir devlet peşinde değil,
Somali halkı sadece karnını doyurmak istiyor.
Ama birileri o kadar dayatıyor ki,
Ülke iki parça halinde İslam ve Hıristiyanlık adına birbirini parçalıyor.
Elbette ki İsrail Menşeli (!!!) Silah ve Cephanelerle?
Aradan geçen 20 yıl süresince iç çatışmalardan mustarip olan Somali’nin şimdi de şiddetli Açlık ve Kıtlıkla boğuşuyor.
Devam edecek..
Saygılarımla.
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
8.Agustos.2011 Mersin