İbrahim Halil Okuyan
31 Mart 2011
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre 31 Aralık 2010 itibariyle Türkiye’nin toplam nüfusu 73 milyon 722 bin 988 kişi olarak belirlenmiştir.
Şanlıurfa’nın nüfusu ise 1.613.737 kişi olarak belirlenmiştir. Şanlıurfa; Türkiye’nin nüfus olarak 9.büyük ilidir.
Şanlıurfa ili; yapımı devam eden “Güneydoğu Anadolu Projesi” nin önemli bir parçasıdır.
Geçenlerde; DEVLET Bakanı Cevdet Yılmaz, 2010 yılı sonu itibariyle 33,6 milyar lira harcama yapılarak yüzde 80 düzeyinde tamamlanan GAP Projesinin 2012 sonunda bitirileceğini söylemiştir.
Bölgenin refah düzeyini artıran projenin binlerce insanın ekmek kapısı olduğunu söyleyen Bakan Yılmaz,
“GAP aynı zamanda ileri teknoloji kullanılan eşsiz bir kalkınma projesidir. Türkiye’de her dört haneden biri GAP sayesinde aydınlanmaktadır. ”Demiştir.
Son zamanlara kadar GAP denildiğinde akla hep barajlar
Ve sulamaların gelmesi temel olarak GAP’ın bu geçmişinden kaynaklanmaktadır.
Ancak,
GAP Master Planı’nın hazırlanmasından sonradır ki,
Proje tüm gelişme alanlarını içeren bir Bölgesel Kalkınma Projesi kimliğini kazanmıştır.
Proje 1995 yılında yeni bir paradigma değişikliğine gitmiş ve sürdürülebilir insani gelişme projesi olarak tanımlanmaya
Ve ele alınmaya başlanmıştır.
Bu noktadan sonra temel hedef olarak “Bölge insanının yaşam kalitesinin yükseltilmesi” benimsenmiş ve ekonomik sektörler yanında,
Sosyal-insani boyut ve çevre boyutu proje planlaması
Ve uygulamalarında dikkate alınmaya başlanmıştır.
Artık,
Temel yönelim ekonomik büyüme olmayıp,
Çevre duyarlı,
Katılımcı ve eşitlikçi bir yaklaşımla insanların yaşam kalitesini yükseltmek olmuştur.
Bu daha bütüncül bir proje yaklaşımını gerektirmiş ve beraberinde getirmiştir.
Bu durumda; “Güneydoğu Anadolu Projesi” de yeterli geri dönüşün olması kaliteli ve eğitimli insan gücü ile olacaktır.
Bunun içinde; Şanlıurfa Milli Eğitim Müdürlüğünün buna uygun yapılanması ve çalışması gereklidir.
Ama nerede???
İl Milli Eğitim Müdürlüğü 2011 Şubat verilerine göre;
Şanlıurfa’da 540.000 öğrenci vardır.
Öğretmen mevcudu 13.740 olup, 2010-2011 döneminde 7.071 öğretmene ihtiyaç vardır.
Derslik mevcudu 9.486 olup, 7.627 dersliğe ihtiyaç vardır. Şanlıurfa YGS 2010 il sıralamasında 69.
LYS 2010 il sıralamasında sayısalda 74,
Sözelde 69,
Eşit ağırlıkta 78. Olmuştur.
Derslik başına düşen öğrenci sayısı ise;
İlkokul öncesi Şanlıurfa 44, Türkiye ortalaması 29,
İlköğretim 53, Türkiye ortalaması 34,
Ortaöğretimde Şanlıurfa’da 42, Türkiye ortalaması 35’tir.
İlimizde kız çocuklarının okutulmaması yaygındır.
“Eğer bir ilde yani Türkiye’nin geleceği ve kaderi ile bağlı olan Şanlıurfa’da 200 bin kişi okuryazar değilse bundan birinci derecede ben sorumluyum.
Eğer 650 bin insan ilkokul mezunu değilse bundan ben sorumluyum.
İstanbul, Ankara, İzmir’den sonra Türkiye’nin en büyük öğrenci kitlesine sahibiz.
Kentimizdeki güzel insanlarımızın yanında,
3 bin saate varan güneşimizin,
Sulanan tarım arazilerimizin,
Peygamberler şehri olmamızın
Ve manevi birikimimizin yanında,
Böyle genç bir kitleye sahip olmak bizim için ayrı bir güzellik.
Ama bu insanları eğitemezsek,
Bunu yönlendiremezsek bu gençlik bizim için büyük bir sosyal sorun ve yara olarak karşımıza çıkabilir.”
Bu sözlerin tarihi 27.5.2010 ve Şanlıurfa Valisi Nuri Okutana ait.
Bu sonuçlara bakarak GAP için eğitimli insanımız olduğunu düşünebilir miyiz? Tabi ki hayır.
Daha şimdiden topraklarımız tuzlanmaya başladı.
Derslik sayısı yetersiz olabilir, öğretmen sayısı yetersiz olabilir ve her zamanda olacaktır ki bu mazeret olamaz, bunu düşünen varsa bu görevi yapmamalıdır..
Eğer “Şanlıurfa halkının zekâ seviyesi” düşük değilse bize göre derslik ve donamını daha zayıf olup ta daha başarılı öğrencilerin olduğu illeri nasıl izah edeceğiz.
İnsanların diğer insanlarla ve çevreleriyle etkileşimlerinin maddi ve manevi ürünlerine kültür dendiği dikkate alınırsa,
İnsanın, Çevresiyle etkileşimi sonucunda kültürlenmeye uğradığı söylenebilir.
Çevresiyle etkileşerek öğrendiklerini,
Diğer insanlara da öğretmeye kalkışan kimse ise,
Belli bir amaca yönelik olarak o insanları kültürlemeye çalışıyor demektir.
”İnsanların diğer insanları belli bir maksatla kültürlemelerine
Ya da kasıtlı kültürlenme sürecine ise EĞİTİM denilmektedir.”
Günümüzde daha çok tercih edilen tanım:
“Bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istenilen yönde ( eğitimin amaçlarına uygun ) değişme meydana getirme sürecidir.”
Bu tanıma göre;
Eğitim bir süreçtir.
Eğitim sürecinde, bireyin davranışlarının istenilen yönde değiştirilmesi amaçlanmaktadır.
Davranışlarındaki değişme kasıtlı olarak gerçekleştirilmektedir.
Eğitim sürecinde bireyin kendi yaşantıları esastır.
Burada istenilen yönü tespit edilip, öğrencilerin o yönde değişime uğramaları ise “ÖGRETMEN” yoluyla olacaktır.
Hani nerde? Ben buna uygun fazla öğretmen göremiyorum.
Ve Bu kötü durumun “SORUMLULARINI” arıyorum.
Bu başarısızlığın sebebi Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri olmalıdır.
Bu başarısızlarına rağmen hala görevlerine devam edebilmektedirler.
Nedir? Onlara bu dokunulmazlığı sağlayan özelikler:
Öğretmen ve yönetici atamaları,
Toplu taşım ihaleleri,
Okul kantinleri,
Okul onarımları,
Çocuk sahibi velilerin bazı okulların belirli hocalarının olduğu sınıflarda çocuklarının okuma ayrıcalığı,
Dershanelerle ilgili konular vb pek çok sebep var.
Özellikle ilimizde Dershane sahipleri Milli Eğitim Müdürüne şükran duymalılar.
Bütün bu olanaklar varken Eğitim için Kafa yormak olur mu?
İşte bu sebeple sizleri sevemiyorum.
Şanlıurfa’nın geleceği sizin o koltuklarınızdan daha önemlidir.
Kendi rızanızla boşaltın da o koltukları genç idealist öğretmenler doldursun.
O koltuklarda oturmak eğitimde başarı getiren öğretmenlerin olsun.
Sizlerle bilgi ve deneyimlerinizle iş adamı olun artık.
İyiler ve iyilikler hep sizinle olsun..
Saygılarımla.
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
29.Mart.2011 Şanlıurfa
Yasal Uyarı: Yayınlanan haberin tüm hakları URFAHIZMET.COM’a aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın