Halit Güllüoğlu
20 Şubat 2009
Sivil Anayasa deyince bir tuhaflık zihnimizde canlanır.Çünkü Anayasaların hep kanlı canlı savaşlar veya devrimlerle yapıldığı var sayılır.Bizde de askersiz Anayasa düşünülmediği gibi.Bundan dolayı da Sivil Anayasa olur mu diyenlere şaşmamalı.Bundan dolayı Anayasalarımızda hep askeri anlayış ağırlıklı hükümlere rastlarız.Çünkü rejimlerimiz asker önderliğinde kurulmuştur.Halka malolması için bu kabuğu yırtmadıkça sivilleşemeyiz.Anayasaları Osmanlı olan ceddimiz; çok uzaklardan duyardı da neden dikkatlerini çekmemiştir acaba?.1876 lara kadarda Anayasayla tanışmadı.1839 Gülhane Fermanıyla “Hattı Humayun” bazı haklardan söz edilmişltir.Bu da gerçekte azınlıklara tanınan haklardır..
İşte İnsan Haklarının vaz geçilmez Evrensel Haklarıyla halen yeterince ilgilendiğimiz söylenemez Tabiidir ki İslamın din kon usundaki tebliğlerini bu konuda dikkate almadan,batıdaki süreci ifadeye çalışmaktayız.İngilizlerin Kralları“Yurtsuz Jana”kabul ettirdikleri 1215 tarihili“1 Makna Karta” ile özgürlük kıvılcımları başlamıştır.1776 larda Amerikalıların İngiliz Kralına baş kaldırmasıyla İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi.1789 daki Büyük Fransız İhtilalinde İnsan Hakları Beyannameleri giyotinlerle akıtılan kanlarla elde edilmiştir.Mutlakiyet rejimler tarihe gömülmeye mahkum olurken bu kez diktatörlükler hortlamaya başlamıştır.
Bizdeki Anayasaların tarihçesi çok ayrı bir seyri takip etmiştir.1876 tarihli 1.Meşrutiyet,derken 2.Meşrutiyet ve Cumhuriyetle Anayasalardan söz edebiliriz.Bunlar hep meşruti ve tek Parti rejiminin ürünleri olduğundan İnsan Haklarını yeterince koruyamamıştır.Derken askeri darbelerle Anayasamız yaz boz tahtasına dönüşür oldu.1980 sonrasında değişikliklere ve ilavelere rağmen çağdaş sivil bir Anayasayı var saymak mümkün değildir.Yakın tarihte Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine imzamızı koyduk, Anayasa ve yasalarımızda özgürlüklere yer verilmeye başlandı.İşte Sivil Anayasa isteği bu ihtiyaçlardan doğmuştur.Şimdi AKP sivil Anayasayı seçim sonrasında ele alalım diyor.CHP şiddetle karşı çıkıyor.Her şeye rağmenSivil Anayasa konusunda Devlet Hükümet ve Sivil Kuruluşlar asgari müştereklerde birleşmek zorundadır.İnat edenler tarihteki töhmetten paylarını alacaklardır.
Kim ne derse desin.AKP yönünden seçim yatırımı amacıyla olsa dahi “Sivil Anayasa” mükemmel bir düşüncedir.Bakınız şimdi;“eğri oturalım doğru konuşalım” derler.Öyleyse,Anayasaya evet diyelim.Fakat yöntemini ileride tartışalım denirse daha doğru olacaktır.Bölgemizde yeterli sayılmayan kültürel ve sair haklar tartışılıp durmaktadır.Kürt sorunu diyenler gene İnsan Hakları çerçevesinde talepte bulunmaktadırlar.Bakınız;Kanal 6 (Şeşin) yayınları rahatlatıcı olmuştur.Amma özgürlükler halen yeterli midir?Elbetteki evet denmesede bir aşamaya gelindiği gerçektir.Demek ki mevcut Anayasa ile bu kadar olabiliyor,yeni bir Anayasa ihtiyaç var..Bütün bunlar Sivil Anayasada teminat altına alınmakla.Türkü,Kürdü,Arabı,Çerkezi,Lazı ve daha nice etnik kültürün kardeşliği yurttaşlığı dahada pekiştirilecektir.Diğer yandan “Alevi Açılımı” bir başka vatandaşlık hukukunu sağlamıştır.Böylece Sivil Anayasaya karşı olmak CHP ye mahsus ise Türkiyenin Kurucu Partisinde endişe verici bir eksiklik var demektir.Bu ve benzeri düşünceler bir yana “herkesin her kesimin haklarının ve özgürlüklerinin güvencesi” Yeni Sivil Anayasadadır.Bunun reddi en azından “Demokrasimizin Ayıbıdır”.
.
Hoşça kalınız.