Mehmet Göncü
13 Mart 2013
Kıymetli okuyucularım, bildiğiniz gibi insanda güzel olan yüzdür. Yüzde güzel olan ise gözdür. Ama insanı insan eden de bir güzel sözdür.
Şiir ise sözün özüdür. Yani sözün terfi makamıdır. Hem yazanı, hem dinleyeni ve hem de okuyanı hakiki manada biraz düşündürür. Biraz hüzünlendirir, biraz da sevindirir ama çok büyük boyutta yüceltir.
Gerçekten şiir hangi dilde hangi kimlik ve hangi cinsiyet sahibi kimse tarafından yazılmış olursa olsun, o eser evrensel bir ruh ve evrensel bir anlam ifade eder.
Örneğin; İranlı büyük Şair Şadi Şirazi’nin şu an Newyork’ta Birleşmiş Milletler binasının duvarında yazılı olan ve insanlık âlemini tarif eden şu güzel şiiri bakın nasıl evrensel bir anlam taşıyor:
Beni adem azay-ı yok digerent
Ki der aferi neş zivek Geuherent
Çu uzvi bider averet Rizigar
Diğer uzuv hara nament karar
Tu kes Mihmeti Digeran bi ğemi
Ne Şayet ki Namet nehen ademi
ŞADİ ŞİRAZİ
Özetle; Şadi Şirazi bu gerçeği şöyle anlatmaya çalışıyor:
“Bütün organlar birbirinin organı mesabesindedir.
Çünkü yaradılış itibarı ile bir tek cevherdendir.
Günün birinde bu organlardan biri hastalanırsa
Diğer organların da huzuru kalmaz, onlar da rahatsız olur”
Gerçek böyle ise ey insan, eğer sen başka insanların mihnetinden, ızdırabından habersiz yaşıyorsan, sana da insan demek doğru olmaz.
Sevgili okuyucularım, Yüce İslam dini inancına göre de, şiir sözün özüdür.
Şiirin üstü ve terfi makamı Resulü Ekrem olan Peygamber efendimizin söylediği ve uyguladığı hadisi şeriflerdir. Yani o yüce Peygamberin mübarek sözleridir.
Sözün en büyük terfi makamı ise, Halikı mutlak, kerimi mutlak ve Rahimi mutlak Yüce Allahın kelamı kadim-i olan KU’RÂN-I AZİMÜŞŞANDIR.
Sevgili okuyucularım, bizim kuşaktakilerin tahsil hayatlarına başladıkları dönemde böyle internet, televizyon ve cep telefonu gibi aletler olmadığı için işimiz gücümüz hep kitap okumaktı.
Benim dediğim 1950’li yıllarda bu günkü kahvehanelerin ismi kıraathanelerdi. O mekânlara yaşı müsait olanlar kitap, gazete ve mecmua okumak için giderlerdi.
Biz gençler de öğretmenlerimizin tavsiye ettikleri ders ve şiir kitaplarını okur, önemli oranda da şiir ezberlerdik. Ben şahsen hâlâ elime geçen şiir kitaplarını okur ve ezberlemeye çalışırım.
Bu manada geçen gün sevindirici bir olayla karşılaştım. Aziz bir dostum şiir kitabını ismime göndermiş. Kitap bana takdim edilince, kitabın ilimiz Urfa’nın yetiştirdiği güzide şahsiyetlerden Şair ve yazar Misbah Hicri beyefendiye ait olduğunu anladım.
Kitabından ve bu nazik jestinden dolayı kendisini kutluyor ve teşekkür ediyorum.
Şairin “Tarihsiz ve Talihsiz” şiirler isimli kitabı, üstadın ona yakın yayınlanmış birbirinden güzel kitapları içerisinde bu eser şairin ustalık döneminin bir kanıtı ve başarısının bir belgesi gibidir. 157 şiir içerikli kitap bir gizemli güzelliğe sahiptir. Okuyucusunu hem sevindiren, hem düşündüren, hem de heyecanlandıran bu kitabı ben iki defa okudum, okudukça da bu güzel eserin tadına yeniden bir başka varıyorum.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla..