Halit Güllüoğlu
3 Kasım 2010
Oldum olası Siyasette dün bugün ve yarın için olacakların hesabı tahmin edilebilir. Ancak bazen bunun aksine yani beklenmedik olaylara da rastlanır. Milletvekillerinden birisinin gidişiyle diğerinin gelişinde olduğu gibi. İşin hiçte dikkati çekmeyen bir yönü vardır. Görüleceği gibi AKP nin başarılarındaki payın Başbakana aidiyetinin unutulmadığıdır. Şanlıurfamızın toplum yapısı malumdur. Türkü Türkmeni Kürdü Arabı kardeşçe birlikte yaşamaktadır.
Feodal yapının tenkidi bir yana Aşiretçiliğin Bölge gerçeği olduğunu inkara gerek yok sanırım. Tarımla uğraşan toplumun sosyal yapısı gereğidir. Şimdilik, Sanayileşmekle yaşam şeklinde değişim olacağı yarının işidir diyelim.
İşte Seydi Eyyüpoğlu bu gerçeğin açık bir örneğidir. Çok idealist geçinmenin gereği yok. Yarınlar için beklentilerimiz temenni edilerek bugün için düşündüğümüzde en iyi hizmeti vermiş veya verecek olanları tercihimiz söz konusudur. Seydi Eyyüpoğlu’nun gelişine karşı duranların gerekçesi yetersiz kalacaktır. Milletvekillerinin ve yönetimin gözle görülür şekilde kısa zamanda hareketlenmesinin bir anlamı vardır. Milletvekili seçimleri ve Referandum sonuçlarındaki başarıyı Başbakanda görmekten başka seçeneği savunabilmemiz için Şanlıurfalı olarak seçen ve seçilenlerin karşılaştırılmasını değerlendirmemiz gerekiyor. Parti mahalli yönetimin bir bürokrasi uygulayıcısı gibi davranmaktan uzak toplayıcı ve üyelerin devamını sağlayıcı tavrı kullanmaları gerekiyor. Çünkü bir protokol havasında kaldıkça ve Sayın Başbakanın etkisine katkılı olmadıkça başarı payına sahiplenmek mümkün olmayacaktır.
Komşumuz Gaziantep, Diyarbakır illerine bir bakın. Her dönem kabinede Bakanları var. Bizde neden olmasın derken; bir köşeden kendimize de başarı payı gösterme şansını yitirmekle Genel Merkez nazarındaki prestijimizi düşünün. Eyyüpoğlu’nun gelişindeki İl Başkanının bilgilendirilmemiş olmasında olduğu gibi. Belediye Başkanlık seçimini kaybetmemiş olsaydık İl İlçe Yönetimlerimizin başarılarına tanık olsaydık Başbakana karşı varlığımızı ispat etmiş olurduk. Kendimize eleştiriler getirmeden medet ummak yeterli değildir. İl ve İlçe Yönetimlerinin etkinliklerinden söz edilmesini gönül arzu eder.
Aslında Milletvekillerimiz Seydi Eyüboğlu ile Selahattin Cevheri beylerle ilgili haberlere değinmek istedim.
Şöyle ki; İl Başkanı Av.Ahmet Düşünür’ün 27.10.2010 tarihli Gazetemizdeki bir beyanatında “Genel Merkez her konuda düşüncemizi alır ama bu konuda almadı” demesi Eyüpoğlu’nun gelişinden bihaber olduğunu eklemesi kamu oyunda yanlış yorumlara sebep olabilir Bu durumun açıklığa kavuşturulması beklenir. Her katılımın Partiye güç vermesi unutulmadan.
İki Milletvekilimizi de yakından tanıyan birisiyim. Seçmen tabanları biribirine yakındır. İkisi de bağımsız seçilerek gelen performans sahibidirler. Şimdi Parti Mahalli yönetiminin bu değişimi desteklemesi Parti yararınadır. Çünkü Seydi Eyüpoğlu, Şanlıurfalıya hizmetin sınavını vermiş geniş tabanlı bir seçmene de sahiptir. Ayrıca Cenap Gürpınar’ın referansı da bahis konusudur. Selahattin Cevheri için fazla şeyler söylemeye gerek yok. Çünkü onun istifası da “onurlu” bir davranıştır. Önceki açıklamalarındaki vaadine uymuştur.
Kim ne derse desin, Seydi Eyyüpoğlu toplumumuzun yapısında en iyi hizmeti verecek birisidir. Ona ulaşmak zor değildir. Devlet kapısında bir işiniz mi var? Sonuna kadar takip eder. Medeni cesaretiyle Ankara’da Şanlıurfalıların sorununu kimseden çekinmeden takip eder. Gerekiyorsa barındırır ve ihtiyaç sahiplerinin yeme içmesini dahi temin eden bir hemşehrimizdir. Zaten seçmenin istediği bu ilgi değil midir?.
Ayrıca geçmişteki karşılıklı suçlamaları bir kenara itmek keşke mümkün olsa da, Belediye Başkanının da gelişi sağlansa. Bunun için Başbakanı ikna etmek Seydi Eyyüpoğlu ve Parti Yönetimine düşüyor. Önemli olan yakınlaşan Genel Seçimin sonucuyla “köklü Anayasa değişiminde” kardeşçe yaşama şansının Adalet ve Kalkınma Partisine nasip olmasıdır. İşte bütün bu oluşumlarda Yönetimde görev almış hemşerilerimizin katkılarının iyice değerlendirmesinde başarı payları büyük olacaktır.
Lütfen, maksadımızın birilerini incitmek olmadığı bilinsin. Sadece “dost acı söyler” diyerek hoşça kalınız.