Ali H. Demir
11 Temmuz 2007
Sistem kavramı karmaşık toplumsal yaşayış şeklinin gelişmesi ile birlikte ortaya çıkmıştır. Endüstri inkılâbı makineleşmeyi, makineleşme ise sistem düşüncesini doğurmuş veya bu anlayışın daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmasına da neden olmuştur denebilir. Astronomi çalışmaları güneş sistemi, gök cisimlerinin ilişkileri de sistem anlayışını çağrıştırmaktadır. Dolayısıyla eskiden de sistem anlayışı vardı diye düşünülebilir. Birbiri ile ilişkili parçaların düzenli bir şekilde işlemesi, işletilmesiyle ürün elde etme sistem kavramının içinde yer alır. Mekanik sistem anlayışı canlılar dünyasındaki sistem anlayışını ve en sonunda da sosyal sistemler, toplumsal sistemler veya örgütsel sistemler anlayışına ulaşılmıştır. Bu anlayışın bir sonucu olarak kamusal hayatın düzenlenmesinde de sistemli bakış ortaya çıkmıştır. Devletin kurumsal yapılarının sistemli işletilmesinin gerekliliği artık tartışma götürmez bir gerçeklik olarak kabul edilmektedir.
Sistem kavramını eğitime uyarlarsak eğitim sistemine, sağlığa uyarlarsak sağlık sistemine, adalete, güvenliğe uyarlarsak adalet ve güvenlik sistemlerine ulaşılır. Eğitime dair bir köşede doğal olarak eğitim sistemine yönelik değerlendirmelerin yapılması beklenir. Eğitim sistemi toplumun eğitim alanına yönelik gereksinimlerini karşılamak için oluşturulur. Sisteme dair değerlendirmeler yapanlar mevcut sistemlerin çevreleriyle bir bütün oluşturduklarını, çevresel etkilere her zaman açık olduklarını söylerler.
Sistem kavramının tanımında farklı parçalar arasındaki uyumlu çalışmadan ve sonuçta ürün elde edilmesinden söz ettik. Sistemli çalışan parçalar somut yapılar şeklini alır. Bu somut yapılar için belirlenen fonksiyonların uyumlu bir şekilde gerçekleştirilmesi sonucunda ürün elde edilir. Bu tanımdan hareketle sistemi kendi içinde sorunsuz işleyen bir süreç olarak anlamak gerekir. Buraya kadar sisteme dair yaptığımız tespitler sağlıklı sistemler için geçerlidir. Sağlıklı bir sistemde parçalar arasında uyum vardır. Bu uyumun sonucunda ise istenen niteliklere sahip ürün ortaya çıkar. Sistemin varlık nedeni istenen niteliklere sahip ürünü ortaya çıkarmaktır. Sistemdeki bu iç tutarlılık sağlandıktan sonra çevresel faktörlere yönelik çalışmalar yapılabilir. Sistem eğer iç tutarlılığa sahip değilse çevresel faktörlere yönelmek boşuna bir çabadır.
Eğitime dair yaşanan sorunlara bakılırken sistemin iç tutarlılığındaki eksikliklerden kaynaklanan sorunlarla çevreden kaynaklanan sorunların birbirinden ayrılması gerekir.
Toplumsal bir hizmet sunma sorumluluğunu taşıyan eğitim sisteminin kendisinden kaynaklanan sorunların sıfıra veya en aza indirgenmesi gerekir.
Eğitim sisteminin iç tutarlılığının sağlanması için niteliğe yönelik bir seçme sistemi konulmalıdır. Kritik noktaların çok iyi belirlenmesi ve bu noktalarda görev yapacak kişilerin de çok iyi yetiştirilmesi gerekir. Sistemi işletenler, sistemi ayakta tutanlar nitelik itibariyle ne kadar yetkin olurlarsa sistemin istenen ürünü verme oranı da o kadar artar. Sağlıklı bir işleyişe sahip olmayan bir sistem çevresine yarar yerine zarar verir.
Tüm okullar eğitim sistemi tarafından kurulup oluşturulur. Eğitim sistemi içinde düzenleme yetkisine sahip olan makamlarda bulunanlar, eğitim sisteminin işletilmesinde gerekli kararları alanlar, bu kararları uygulayanlar, eğitim denilen bilimsel mantığa, temele dayalı faaliyeti yürütenler tümden eğitim sisteminin insan gücünü oluşturur.
Eğitim sistemimizin sorunlarına dair değerlendirmeler yapanlar ise eğitimin yüz yüze geldiği sorunları tartışırken sistemin içinden çok dışından, çevresinden kaynaklanan sorunlardan söz ederler. Ülkemiz şartlarında eğitimin pek çok sorunu vardır. Mevcut sorunlara çözüm bulabilmek için bu sorunların net ve doğru bir şekilde ortaya konulması gerekir.
Eğitim sistemi tek elden yönetilmeye çalışılıyor. Devasa bir yapıdaki eğitim sistemini derli toplu bir halde tutabilmek için kararlı bir yapı kurulması gerekir. Basit, şeffaf bir yapı kurulması gerekir. Kurulan bu yapıda niteliği ön plana alan bir seçme sistemi kurulup işletilmelidir. ış başarım oranı yüksek olanların etkin bir şekilde ödüllendirilmesi ve yükseltilmesi yapılırken düşük olanların da etkin bir şekilde belirlenmesi, geliştirilmesi, sisteme katkı sağlar hale getirilmesi veya herhangi bir katkı sağlamıyor veya sağlayamıyorsa sistem dışına atılabilmesi gerekir. Etkin bir denetim ve değerlendirme sistemi kurulup işletilmelidir. Eğitim sistemi gelişmeye açık, gelişmeye zorlayıcı bir yapıda olmalıdır.
Oysa mevcut eğitim sisteminde yıllarca hiç denetim ve değerlendirme yapılmayan kurumlar, kişiler vardır. Büyük çoğunluğu etkin bir denetim ve değerlendirmeye tabi tutulmamaktadır.
Personelin iş başarım düzeyi konusunda hiçbir veriye bakılmaksızın uygulanan bir istihdam politikası vardır. Bu durum kimin verimli, kimin verimsiz olduğuna bakmaksızın sisteme bir şekilde giren herkesi en üst düzeyde başarılıymış gibi görmektedir ki eğitim sistemini düzenleyenler, adeta hesabını bilmez tüccar durumundadır. Böylesi bir sistemde verimliğin, niteliğin ortaya çıkması imkânsıza yakındır.
Sistemin kritik noktalarında görev yapan kişileri seçmeye yönelik, nitelikli kişileri bu makamlara getirmeye, bu makamlarda tutmaya yönelik etkin bir kariyer ve liyakat sisteminin işletilmesinde büyük sorunlar yaşanmaktadır.
Sistemin içinde kendini geliştirenlere sahip çıkan, gelişmeye zorlayan bir itici güç de yoktur. Her şey şahısların kendi inisiyatifine bağlı gibi görünmektedir. Sistem verimlilik odaklı değildir.
Seçimlerin yaklaştığı şu günlerde eğitime dair iddialı söylemler ortaya koyanların bu temel sorunlara çözüm bulmadan eğitim konusunda başarılı olmaları imkânsızdır. Selam ve Saygılar