Ömer Elçi
12 Aralık 2007
Yazışma ve sunumlarda saygı belirtisi olarak isimlerin önüne getirilen sayın kelimesi her gün daha bir sözelleşiyor; üstüne üstlük çoğu zaman yalakalıktan veya mecburiyetten kullanılıyor…
Sayın kelimesini sunumlarda, yazımlarda, karşılıklı hitaplarda duyduğumda, sayın sözcüğünü kullananı ve sayın tabiri ile yansıtılanı bir başka gözlemlerim.
Meslek yaşamımda, yazılarımda defalarca kullandığım “Sayın” kelimesini ise artık hiç kullanmıyorum…
*
Batu hana halkı tarafından sevgi ve saygının göstergesi olarak verilen unvan sonrasında Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekilleri, valiler, üst düzey bürokratlar için ve de çoğunlukla mecburiyetten kullanılmış.
Yazımsal alanda ve ikili iletişimlerde nezaket, incelik, mesafe için sayın kelimesi yine mecburiyetten kullanılır olmuş.
Hırsız, rüşvetçi, dalavereci tacizci, iş bilmez, soytarı, onun bunun çocuğu denilemeyen birine de mecburiyetten çoğunlukla sayın denir…
Yağcılar, yalakalar, kişiliğini bulamayıp; mesleksel başarısı olamayanlar sayın ile hitap etmekten ve sayın kelimesiyle hitap edilmekten bir başka haz duyar…
Sayın kelimesi çoğunlukla mikrofonda kullanılır ve isminin başına sayın kelimesi getirilen kişi oturduğu yerde bir anda kabarıverir ve “hele bir kalkayım da çevrem nasıl bir sayın olduğumu görsün” dermişmiş…
Kalburüstü tabaka her hangi bir ortamda, halktan birine sayın denilmesini ise yadırgar, sayınlığın kendi tabakalarının hakkı olduğuna inanır…
Adam gibi adama sayın denilmesi gerektiğini bilmeyiz, bilmek istemeyiz her nedense.
*
Nice Cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili, belediye başkanı, muhtar seçimle; nice vali, bürokrat, kurum amiri ve memur atamayla Türkiye Cumhuriyetinin çağdaşlaşması, yaşam seviyesinin yükselmesi için görev yaptı…
Kimi de hiçbir şey yapmayıp, gün geçiştirmeli, göz boyamalı işler yaptı…
Adam gibi adam olarak veya diğer şekliyle insan olarak sayını hak etmek en doğrusu
Birey olarak günü geçiştirici, ikilikçi, ayrılıkçı, ufuksuz, değerlerle oynamayı alışkanlık edinmişe, satılmışa; oy vermediğim veya atamayla işgal ettiği makamı dolduramadığına inandığım, gördüğüm birine sayın demem yersizdir ve saçmalıktır…
şanlıurfa’da da sayın saçmalığı, zırvalılığı ise almış başını gidiyor…
Geçenlerde Avukat Eren Akalın aynı konuyu farklı açıdan irdelemiş ve güzel tespitlerde bulunmuştu.
Adamsızlık, hak etmeyene sayınlık Türkiye’nin komik açmazlarından birisi halen…
*
Türkiye’de ve haliyle şanlıurfa’da sayını hak etmeyenler çoğalıyor ama işin kötü yanı sayın yağdanlıkçıları da çoğalıyor. Sayınlığı gerçekten hak edenleri ise halk biliyor…
Bir kurumda yöneticinin üst makamından gelen telefonuna yanıt verirken ayağa kalkması, telefonla konuşurken önünü iliklemesi ve üstüne üstlük peş peşe “buyurun efendim, tabi efendim” derken öne doğru eğilmelerini gördükten sonra “vah Türkiye, vahhhh Urfa ” demişimdir yıllarca…
Sayın kelimesi sevgidir, saygıdır ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığı ve güçlülüğü için her türlü özveride bulunanlara, insana, adam gibi adama kullanılır…
Sayın sözcüğünü kullananı ve sayın tabiri ile yansıtılanı bir başka gözler oldum artık..
Peki ya siz?