Halit Güllüoğlu
23 Aralık 2010
Yıllardır tartışıp durduk. İyi niyetli hemşerilerimizin temennisinden öteye adım atılmadı. Şanlıurfamızın Büyükşehir olması hayalinin nihayet gerçekleşmesi ihtimali doğdu. Durumun Başbakanlık gündeminde olduğu iddia ediliyor. Peki nasıl Büyükşehir olunur ve Kentin konumuyla nüfusu buna yeter mi? Kamu oyunun bundaki yeri ve rolü nedir?
Her halükârda İnşallah ciddi bir anlayışla ve siyasi bir amaca feda edilmeden gerçekleşir. Bizlere de görmek nasip olsun.
“Göçle kalabalıklaşmış Urfamız, çağdaş yol ve yapıya kavuşmadan bunu hak etmiş midir?” diyenlere de kulak asmamız gerekebilir.
Ben de elimizi vicdanımıza koyarak düşünelim derim. Çünkü; yolu caddesi sokağı meydanları parkları Kentsel Gelişime ne derece uygunluğunu tartışmadan açılan bu kapıdan yararımız ne olacak?
Bugün ki hevesimizin Büyükşehir olarak gerçekleştiğini var sayalım. Bunun mevcut ve gelecekteki sorunları nasıl kucaklayacağımızı hemşehri olarak uygulamalarına hazır mıyız?
Böylesi bir anlayışla nereye varılır diye bana da tenkit yöneltilebilir. Hatta bazı hemşerilerim bu iddiama kızacaktır. Şunu unutmamak gerekir ki, hepimiz Urfa için en iyiyi ve en güzeli istemekteyiz. Fakat daha şehirciliğin Yol Haritası ve şehirlileşmedeki yerimizi bilmeden Büyükşehir arzusu elbette geç kalmış bir tartışma konusudur. Sanılmasın ki Büyükşehir olunca her şey tamam demektir. Şehirlileşmenin neresindeyiz sorusunun cevabı kamu oyunda yeterince bilinmediği gerçeğini inkara gerek yok
Bakınız Belediye Meclisindeki bazı anlayış farkı Şanlıurfaya çok şey kaybettirmeye neden olduğuna dair kararları okuduk. Kim haklı kim haksız ifadesi neye yarar. Her şey Urfa için sloganı nerede kaldı. İş ve anlayış birliği şarttır. Bu aşılmadıkça başarı beklenmez. konularla ilgili Meclis karalarına. Ayrıca Valilik ve Belediye öncülüğünde bir çok sivil kuruluşun katılımıyla yapılan “Şanlıurfa’nın Geleceği Çalıştayı”ndan kimler haberdardır.
Çalıştaya katılan ve katkı sağlayan Türkiye Tarihi Kentler Birliği Danışmanı uzman Prof.Dr.Metin Sözen’in açıklamaları ve Şanlıurfa için önerileri dikkate değerdir. Bütün bu gelişmelerin yararlı olacağı şüphesizdir.
Ancak üzücü olan işin protokollere takılıp kağıt üzerinde kalmasıdır. Kamu oyunun medyalarda yazılı ve sözlü bilgisine yeterince sunulmamış olan Büyükşehir beklentisinin anlamının da neler ifade edeceğini taktirinize bırakıyorum.
Şimdi gelelim gerçeğimize.
Tarihi hazineye sahip kazılarla 15. yüzyıla uzanacağı anlaşılan Şanlıurfa aslında çok şeyi hak etmiştir. Fakat gönlün arzu ettiği Cumhuriyetten bu yana eski Urfamıza şehircilik anlamında kazandırılan eserlerimizden keşke bahsedebilseydik. Daracık sokaklarımız taş yapılı mimari güzellik ürünü evlerimiz han ve hamamlarla ibadethanelerimiz hakkıyla korunmamıştır. Beton eklemelerle perişan hale getiren SİT alanları meydanda.
İşte gerçek Tarih Abidesi olan bu eserleri korumuş olsaydık ne olurdu. Bunlara zarar vermeden cadde ve sokaklarımızla Bahçelievlerle-Yenişehirde son olarak Karaköprüde açılmış Bulvarlarımız olsaydı. Bunların kenarında kaldırımların kenarında yükselen güzelim binalar olsaydı Büyükşehir olmayı hakkettiğimize kim itiraz edebilirdi?
Hoşça kalın.