Hakkı Savunan
19 Aralık 2008
Türkiye genelinde yerel seçim rüzgârları en etkili şekilde esmeye başladı. Adaylar, aday adayları, nöbetçi aday adayları, reklâma ihtiyaç duyanlar, parası fazla olanlar ve iktidarın nimetlerinden ziyadesiyle yararlanmak isteyenler sıraya girmiş durumda. Siyasi partilerde büyük bir yoğunluk yaşanmakta.
Yerel seçim rüzgârı, çok etkili olmasa da Urfa’yı da kapsama alanına almış durumda.
Basın bu konuyla ilgili haberleri açık oturumları, mevcut Belediye başkanlarını değerlendirme toplantılarını, arz-ı endam eden Belediye Başkan aday adaylarıyla ilgili bilgileri halkımıza ulaştırıyor. Bu konuda bir Urfalı olarak bir kaç cümle söyleme hakkımız var sanırım.
Öncelikle Urfa’nın Belediye ve Belediyecilik hizmetleriyle ilgili önemli problemlerinin olduğu son çeyrek yüzyıldır net bir biçimde görülmekte. Altyapı, üstyapı, ulaşım, trafik, kültürel mirasın korunması, tanıtım faaliyetleri, temizlik, sanayi sitesinin taşınması gibi sorunlar hep gündemde olan sıkıntılarımız. Bir kaçı dışında, bu sorunların kısa vadede çözülmesini beklemek pek akılcı bir yaklaşım değil. Yani Urfa’nın sorunları, Belediye başkanının o veya bu olmasıyla doğrudan ilintili değil. Yani kim olursa olsun, farklı bir yönetim anlayışı, konusunda uzman bir ekip oluşturmadığı ve Urfa’nın çıkarlarını parti, teşkilat ve dost-ahbap çıkarlarının üzerinde tutmadığı sürece bu sorunların çözülmesi mümkün değil.
Urfa’da politikanın, oy almanın şablonlaştığı ve çoğunluk yararına olmadığı bir politik yapı mevcut. Bu politik şablon da Urfa’nın pek çıkarına değil. Bu ne şablonu biliyor musunuz? “Değneğin var’mı” şablonu. Aşiretim var, değneğim var, bir de param var. Ne duruyorsun aday olsana. Evet, formül bu kadar basit aslında.
Son dönemde bu şablonda kırık değilse bile bir çatlak oluşturmayı başaran bir Belediye Başkanı gördü bu şehir. Kim ne derse desin mevcut Belediye Başkanı bu şablonda bir çatlak oluşturmayı başardı bana göre.
Halkla diyalogu güçlü olan, halkın desteğini almış (burada sadece oy verenleri kastetmiyorum) ve halkın ağzına düşmüş (olumlu yönleriyle) Belediye Başkanlarımızın sayısı inanınki fazla değil.
Urfa son dönemde belediyecilik anlamında farklı bir yönetim anlayışıyla idare edildi. Urfa şehir olduğunu fark etti ve şehire benzedi. Şanlıurfa Belediyesi Belediyeye benzedi ve en önemlisi de Belediyenin kurumsal kimliği oluşturuldu. Tanıtım faaliyetleri zirve yaptı. Urfa meydanlarına kavuştu. En önemlisi aşiret bağı olmayan, diğer bir tabirle arkası olmayan değneği olmayan bir insan yaptı bunu.
Fakıbaba, Urfayı kuşatan feodal güç kalkanında bir çatlak oluşturdu. Tam da bu çatlaktan yüklenme zamanıdır. Değişimi belki bu çatlaktan başlatabiliriz.
Fakıbaba’nın eksiklikleri yanlışları olmadı mı elbette ki her insan gibi onunda hataları olmuştur. Örneğin düşüncelerim “laleler” konusunda pekte net değil. Belki Urfa’ya lale devrini yaşatmayı istedi ama tarih bilgim beni yanıltmıyorsa lale devri bir değişim yenilik devriydi ama Osmanlıyı çokta iyi bir yere götürmedi.
Fakıbaba’ya yöneltilen en önemli eleştirilerden biri teşkilatla arasının iyi olmaması konusu. Açıkçası bunu da pek anlamış değilim. Yani teşkilat Fakıbaba’ya önemli bir proje götürdü de ret cevabımı aldı? Ya da teşkilatın yapmayı düşündüğü önemli bir sosyal projeye Fakıbaba destek olacağına köstek mi oldu? Teşkilat iki adım yaklaştı da Fakıbaba on adım geriye mi kaçtı?
Eğer teşkilat bu konuyu Urfa halkıyla paylaşırsa bizde Fakıbaba’nın teşkilatla niye papaz olduğunu anlayıp ona göre oylarımıza yön verebiliriz.
Sonuç itibariyle şablon dışı bir insan olan Fakıbaba şablona uymadı sorun aslında bundan ibaret.
Nazım H.R.