Deniz Güney
13 Mart 2013
Sene 1153…
İnsanlığın hizmetinde olmak, Allahın rızasını kazanmak için Urfa’da bir vakıf kurulmuş.
Ama daha çok bütçesi büyümüş,
Gayrimenkullü artmış.
Arsaları çoğaltmış.
Kiraya verdiği iş yerleri artan bu vakıf,
Gün gelmiş Urfa’nın sahibi gibi olmuş.
Sanki Vakıflar Bölge Müdürlüğü gibi olmuş.
Balıklıgöl’ün büyük bir kısmı, Gümrük Hanının tamamı, Hal Pazarının arsası, ŞUTİM’de 300 dükkânı, Bin civarında iş yeri, Yaklaşık 3 bin dönüm arazisi.
Bunların hepsi ve dahası.
Lütfen bu vakfı ticarethane gibi düşünmeyin
Adı üstünde vakıf.
İçinde rıza-i ilahi olan bir vakıf.
Toplumun hizmetinde olan bir kuruluş.
Peki bu vakıf Urfa’ya nasıl bir hizmet veriyor?
Kaç fakir fukaraya yardım ediyor?
Kaç öğrenciye burs veriyor?
Yada kimler bu vakıftan ne şekilde faydalanıyor?
Bu vakfın, ilim irfan anlamında ne tür çalışmaları var?
Toplumun ve Urfa’nın yararına ne tür hayır ve hasenatı var?
Kira geliri, gayrimenkul varlığıyla devasa bir vakıf olan bu vakıf Urfa menfaatleri, Urfa tarih ve kültürünü koruma adına ne yapıyor?
Yoksa gelirine yalnızca gelir mi katıyor.?
Vali bile bu vakfa söz geçiremiyor.
Belediye söz geçiremiyor
Vakıflar Bölge Müdürlüğü söz geçiremiyor.
Hatta bu vakıf, Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile bile davalık.
Bu vakfın sanki dokunulmazlığı var.
Sanki özerk bir yapısı var.
Bu vakfı 25 yıllık vakıfçılar bile anlayamamış.
Şimdi kalkıp biz mi anlayacağız.
Ama anlayan, çözen varsa izah etsin.
Aslında vakıf malının hassasiyetini en iyi bilenler cehennem azabından en çok korkanlardır.
Ama Urfa’da Vakıf mallarıyla ilgili öyle şeyler duyuyorum ki; Vakıf mallarını birilerine peşkeş çekenler, Vakıf mallarını kendi menfaatine kullananlar, Vakıf malından hava parası alanlar…
Dahası… Ve dahası…
Aslında vakıflarla ilgili Türkiye’de bir düzenleme şart.
Vesselam…