Köşe Yazısı

Para nedir?

Mehmet Göncü

Mehmet Göncü

Tüm Yazıları Gör

     Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi insanoğlu paolitik çağdan neolitik çağa. Yani
avcı toplayıcı sınıftan yerleşik düzene geçtikten sonra üretmeye, ürettiklerini
de takas ederek, yani değiştirerek yaşamaya başladı.

Örneğin;
bir kimse erik üretip toplamışsa, ötenin elde ettiği elma ile değiştirmeye
başlamış.

Bu
işlem çok zahmetli ve külfetli bir iş olduğu için zamanla bu takas işinden
vazgeçilmiş, değiştirme yerine çok küçük ama çok kıymetli madeni nesne ve
taşlarla alış-veriş yapmaya başlamışlar.

Bilahare
de toplum çok geliştikçe organize olmuş; halklar, devletler kurmuşlar, onun
güvencesinde demir, bakır, gümüş paralar ve bilahare de kâğıt paralar basmış ve
kullanmaya başlamışlar.

Bu
anlatımla paranın tarihi gelişimini kısa bir özetten sonra isterseniz biz
gelelim paranın ne olduğuna; “Paranın en gerçekçi tarifi; Eşittir dondurulmuş
enerjidir.

Örneğin
bin liraya iki bin ekmek aldık diyelim.

Bu
ekmeği taşımaya kamyonet lazımdır. Halbuki bin lira bir kimsenin saat cebine
sığacak kadar ufak ve küçüktür.

Onunla
her istenilen satın alınamaz.

Mesela;
parayla onur, haysiyet, şeref satın alınmaz.

Dermansız
bir hastalığa ve ölüme de çare olmaz.

Kazanmasından
ziyade harcaması zordur.

Kazanmaya
ne kadar bilgi ve çalışma gerekiyorsa harcama içinse o kadar çok bilgi, çalışma
ve tecrübe gerekiyor.

Ben
şahsen, yaşamım boyunca kendisine kalan çok miktardaki bir mirası çok kısa bir
zaman içerisinde har vurup harman savurmuş ve sıfır noktasına gelmiş o kadar
çok insan tanıdım ki..

O
nedenle emek ve alın teriyle çalışarak zor elde edilen helal paranın böyle bir
riski yoktur.

İnsanlık
tarihini inceliyorum. Akıllı insanlar her zaman alın teriyle ve el emekleri ile
kazandıkları ile yetinmişler.

Harcaması
çok zor külfetli olan fazla para elde etme çabasına düşmemişlerdir. Bu akıllı
örnek insanların ebedi mekânları cennet olsun.

Bu
manada; Yüce mevlâm bizlere de beden ve ruh sağlığımızla onur ve şerefimizi
koruyacak kadar, çalışarak üreterek elde edeceğimiz helal kazançlar ve sonsuz
bir hazine olan kanaat nasip etsin.

 

Paolitik
çağ: Kaba taş devri, Yontma taş devri

Neolitik
çağ: Cilalı taş devri

 

Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; engin gönüllü dostlarınızın çok olması dileği ile kalın
sağlıcakla…

1.121 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazısı

PARA NEDİR?

Mehmet Göncü

Mehmet Göncü

Tüm Yazıları Gör

 

Normal
0
21

false
false
false

MicrosoftInternetExplorer4

Kıymetli okuyucularım, bildiğiniz
gibi insanoğlu paolitik çağdan neolitik çağa. Yani avcı toplayıcı sınıftan
yerleşik düzene geçtikten sonra üretmeye, ürettiklerini de takas ederek, yani
değiştirerek yaşamaya başladı.

Örneğin; bir kimse erik üretip
toplamışsa, ötenin elde ettiği elma ile değiştirmeye başlamış. Bu işlem çok
zahmetli ve külfetli bir iş olduğu için zamanla bu takas işinden vazgeçilmiş,
değiştirme yerine çok küçük ama çok kıymetli madeni nesne ve taşlarla
alış-veriş yapmaya başlamışlar. Bilahare de toplum çok geliştikçe organize
olmuş; halklar, devletler kurmuşlar, onun güvencesinde demir, bakır, gümüş
paralar ve bilahare de kâğıt paralar basmış ve kullanmaya başlamışlar.

Bu anlatımla paranın tarihi
gelişimini kısa bir özetten sonra isterseniz biz gelelim paranın ne olduğuna;
“Paranın en gerçekçi tarifi; Eşittir dondurulmuş enerjidir.

Örneğin bin liraya iki bin ekmek
aldık diyelim. Bu ekmeği taşımaya kamyonet lazımdır. Halbuki bin lira bir
kimsenin saat cebine sığacak kadar ufak ve küçüktür.

Para çok şeydir ama her şey
değildir.

Onunla her istenilen satın
alınamaz.

Mesela; parayla onur, haysiyet,
şeref satın alınmaz.

Dermansız bir hastalığa ve ölüme
de çare olmaz.

Kazanmasından ziyade harcaması
zordur.

Kazanmaya ne kadar bilgi ve çalışma
gerekiyorsa harcama içinse o kadar çok bilgi, çalışma ve tecrübe gerekiyor.

Ben şahsen, yaşamım boyunca
kendisine kalan çok miktardaki bir mirası çok kısa bir zaman içerisinde har vurup
harman savurmuş ve sıfır noktasına gelmiş o kadar çok insan tanıdım ki..

O nedenle emek ve alın teriyle
çalışarak zor elde edilen helal paranın böyle bir riski yoktur.

İnsanlık tarihini inceliyorum.
Akıllı insanlar her zaman alın teriyle ve el emekleri ile kazandıkları ile
yetinmişler.

Harcaması çok zor külfetli olan
fazla para elde etme çabasına düşmemişlerdir. Bu akıllı örnek insanların ebedi
mekânları cennet olsun.

Bu manada; Yüce mevlâm bizlere de
beden ve ruh sağlımızla onur ve şerefimizi koruyacak kadar, çalışarak üreterek
elde edeceğimiz helal kazançlar ve sonsuz bir hazine olan kanaat nasip etsin.

 

Paolitik çağ: Kaba taş devri, Yontma taş devri

Neolitik çağ: Cilalı taş devri

 

Dürüst ve şeffaf bir toplumda;
lütufta geride, kahırda önde olan engin gönüllü dostlarınızın çok olması
dileğiyle kalın sağlıcakla..

 

 

 

 

 

772 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir