Mehmet Göncü
3 Mart 2016
Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi insanoğlu paolitik çağdan neolitik çağa. Yani
avcı toplayıcı sınıftan yerleşik düzene geçtikten sonra üretmeye, ürettiklerini
de takas ederek, yani değiştirerek yaşamaya başladı.
Örneğin;
bir kimse erik üretip toplamışsa, ötenin elde ettiği elma ile değiştirmeye
başlamış.
Bu
işlem çok zahmetli ve külfetli bir iş olduğu için zamanla bu takas işinden
vazgeçilmiş, değiştirme yerine çok küçük ama çok kıymetli madeni nesne ve
taşlarla alış-veriş yapmaya başlamışlar.
Bilahare
de toplum çok geliştikçe organize olmuş; halklar, devletler kurmuşlar, onun
güvencesinde demir, bakır, gümüş paralar ve bilahare de kâğıt paralar basmış ve
kullanmaya başlamışlar.
Bu
anlatımla paranın tarihi gelişimini kısa bir özetten sonra isterseniz biz
gelelim paranın ne olduğuna; “Paranın en gerçekçi tarifi; Eşittir dondurulmuş
enerjidir.
Örneğin
bin liraya iki bin ekmek aldık diyelim.
Bu
ekmeği taşımaya kamyonet lazımdır. Halbuki bin lira bir kimsenin saat cebine
sığacak kadar ufak ve küçüktür.
Onunla
her istenilen satın alınamaz.
Mesela;
parayla onur, haysiyet, şeref satın alınmaz.
Dermansız
bir hastalığa ve ölüme de çare olmaz.
Kazanmasından
ziyade harcaması zordur.
Kazanmaya
ne kadar bilgi ve çalışma gerekiyorsa harcama içinse o kadar çok bilgi, çalışma
ve tecrübe gerekiyor.
Ben
şahsen, yaşamım boyunca kendisine kalan çok miktardaki bir mirası çok kısa bir
zaman içerisinde har vurup harman savurmuş ve sıfır noktasına gelmiş o kadar
çok insan tanıdım ki..
O
nedenle emek ve alın teriyle çalışarak zor elde edilen helal paranın böyle bir
riski yoktur.
İnsanlık
tarihini inceliyorum. Akıllı insanlar her zaman alın teriyle ve el emekleri ile
kazandıkları ile yetinmişler.
Harcaması
çok zor külfetli olan fazla para elde etme çabasına düşmemişlerdir. Bu akıllı
örnek insanların ebedi mekânları cennet olsun.
Bu
manada; Yüce mevlâm bizlere de beden ve ruh sağlığımızla onur ve şerefimizi
koruyacak kadar, çalışarak üreterek elde edeceğimiz helal kazançlar ve sonsuz
bir hazine olan kanaat nasip etsin.
Paolitik
çağ: Kaba taş devri, Yontma taş devri
Neolitik
çağ: Cilalı taş devri
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; engin gönüllü dostlarınızın çok olması dileği ile kalın
sağlıcakla…