İbrahim Dülger
1 Mayıs 2007
Belki de çocukluğumda bir şekilde kazandığım okuma alışkanlığından, ilgim ve duyarlılığım kütüphanelere, kitaplara,
Maalesef yıllardır, sayılılarını bir türlü arttıramadığımız var olanları zenginleştirip güncelleştiremediğimiz, personel yetersizliğinden mi, önemini çok kavrayamadığımız dan mı bilinmez, bazılarını kapatmaya çalıştığımız, kitapları raflarda yer darlığı bina yetersizliği nedeniyle sıkışık ilçe ve semt kütüphaneleri. Kimi yerde bir sınıfa hapsedilmiş denetimden denetime kapıları göstermelik açılan, okul kütüphanelerimiz.
Okul müdürü olan rahmetli babam; oyun oynayıp bütün günümüzü haylazlık ve aylaklıkla geçirmemize kızarak, ben ve ağabeyimi cezalandırmak amacıyla okulun kütüphanesine hapis etmişti. Ağlama ve boş oturmanın boşuna olduğunu görüp farlardaki kitap ve dergilere gözlerim takılmıştı. Sayfaları çevirmeye başladığım çizgilerle anlatılan bir masal kitabını bir solukta bitirmiş; ardından başka kitapları da peş peşe okumuştuk ağabeyimle.
Saatlerin nasıl geçtiğinin farkında olmadık. Kapıyı aralayan babamı fark etmemiştik bile. Başımıza dikilmiş tebessüm ederek gitme zamanının geldiğini söylediğinde kitapların sayfalarını hala aceleyle çeviriyorduk.
ıyi bir eğitimci olan babam sanırım bu cezayı bizlere bilinçli olarak vermişti. Sofra üzerinde bile vazgeçemediğim kitap okuma tutkum hayatım boyunca devam etti. Bu günkü Kızılay Çay Bahçesi’nde iki dükkandan oluşan çocuk kütüphanesine gidişim, kendine özgü yuvarlağımsı pencereli taş bir binada faaliyet gösteren halk kütüphanesini gidip saatlerimi burada geçirmem benim için bir hazineyi keşfetmek gibiydi.
Çocukluğumda oturduğumuz, Bıçakçı Mahallesi’nden babamın iznini de alarak daracık sokaklardan biraz da sakınarak, yağmurlu soğuk havalarda bir hayli uzak olan kütüphaneye gidişimi hiç unutmam. Kütüphane penceresi önünde duran akıl hastası ve tikleri olan, beyaz giysili “Kir Casus” lakaplı kişinin hareketlerini korkuyla izleyip; fırsatını bulunca kütüphaneye dalardım.
Bugün edinmiş olduğum genel kültür ve bilgilerin temelinde bu yıllarda okuduğum kitapların çok katkısı vardır. Kitap okumanın dışında, mevcut üç sinema çığırtkanlarının omuzda taşıdığı afişlerini en ayrıntılarına kadar incelemek; benim için müthiş bir zevkti.
Bize uzak dünyaları ve insanları beyaz perdede canlı gibiymiş gibi veren filmlerin büyüsüne kapılır gider; filmlerin model aldığımız yenilmez, güçlü, jönü olduğumuzu rüyalarımızda görürdük.
Hafta sonları, bir punduna getirip babamın iyi bir yanından yararlanıp çıkan sinemaya gitme iznini duyunca bayram ederdik dört kardeş. Hele geceleri; yazlık sinemalarda ailecek izlemeye gittiğimiz sinema mutluluğumuzu kat kat arttırırdı.
Çoğunlukla sinema izni çıkmayan günlerde çaresiz kütüphanenin yolunu tutar, okurken kahramanlarını kendi usumuzda yaratıp ,şekillendirip film haline getirdiğimiz kitaplara dalmak en iyisiydi çoğu zaman.
Bazı günleri de taş kaldırımlarda oturup, vücudumuza işleyen soğuğa aldırmadan 5 kuruşa kiralayarak heyecanla okuduğumuz Texas Tomiks çizgi romanlarıyla geçirirdik.
Yıllar sonra ilkokulu bitirdiğim Ellisekiz Meydanı’ndaki Kurtuluş ılköğretim Okulu’nun yanı başında restore edilip; kültür merkezi haline getirilen Reji Kilisesi denilen yapının içinde bir kütüphanenin de kurulmasına çok sevinmiştim. O yıllarda öğretmenlerimizin verdiği ödevler için okulumuzdan uzak kütüphaneye giderdik.
Sayın Valimiz Muzaffer DıLEK döneminde açılan kültür merkezi ve kütüphane kısa sürede bu eski kent mahallesine canlılık getirmişti. Sık sık yapılan kültürel etkinlikler mahalle sakinlerini de memnun ediyordu. Mahallede mevcut iki okulun yararlandığı semt kütüphanesi, çocuklar için bir kolaylıktı, kitaba ulaşma noktasında…
500 bini geçen nüfusuyla şehrimizin uzak semtlerindeki yoksul çocuklarımızın merkezdeki kütüphaneye gelmeleri oldukça zordur. Hizmetin yerinden verilmesi esastır. Ve yeni semt kütüphanelerinin açılmasına ihtiyaç vardır. Açılacak kütüphanelerde konulacak bilgisayarlarla filtrelenmiş Internet hizmetlerinden de yararlandırılabilir bu çocuklar. Böylece eletronikleşen dünyaya uyum sağlamaları da kolaylaşır.
Özendirmelerle kütüphanelere yönlendirilecek çocuklar kötü alışkanlıklardan ve madde bağımlısı olma gibi tehlikelerden uzak tutulacaklardır.
Kültür Bakanlığı’nın kütüphane sayısını artırmada vatandaşın katkılarını sağlamak için gazetelere verdiği ilanlar, bu nedenledir,herhalde…
Sayın Valim ve Yetkililer, şehrimizdeki iki semt kütüphanesinin personel yetersizliğiyle kapatılması için kütüphaneler genel müdürlüğüne teklifte bulunulduğunu öğrenmiş bulunmaktayım. şehrimizin merkezinde daha büyük ve zengin bir kütüphanenin yapılması takdir edilecek bir projedir.
Zaman zaman gelen misafirlerimi gezdirdiğim özgün yapılı Kemalettin GAZEZOğLU Kültür Merkezi kütüphanesinden faydalanan küçük, kızlı erkekli öğrencileri görmek beni ve misafirlerimi çok mutlu etmiştir. Bu kütüphanelerin kapatılması ile öğrenciler kütüphaneden yoksun kalacak ve merkeze kadar gelip büyük kütüphaneden faydalanamayacaktır.
Sayın Valim, eğitime verdiğiniz önemi ve bu konudaki çalışmalarınızı izliyorum. Personel yetersizliği yerel imkanlarla aşılabilir. Semt kütüphanelerinin kapatılması çocuklarımıza bilgiye ulaşmada zorluk yaratacaktır. Eyyubiye gibi bir ucu dağlara kadar tırmanmış semtte de kütüphane kurulması belkide buradan faydalanacak çocukların yurdumuza yararlı insan olmasını sağlayacaktır.
Toplumun temeli kültürdür. Bu kültürün depoları durumunda olan kütüphanelerin çoğaltılması, kitap okuma alışkanlığının kazandırılması çağdaş bir toplumun oluşmasında önemli bir etkendir.