Konuk Yazar
2 Nisan 2017
Seda Kaya GÜLER
şeyler öğrenmek, ya da ölümle yüzleşmek zorundalar…
diyorsunuz değil mi?
Anlatmaya çalışayım: Aynı yörede yaşayan bir de asalak guguk kuşları
bulunuyor.
Bu kuşlar annelik ve babalık yapmakla uğraşmak
istemiyorlar. İstiyorlar ki yavrularını başkaları büyütsün. Çit kuşlarını da
ideal anne ve baba olarak görüyorlar. O yüzden yumurtalarını, kuluçkadan çıkmalarına
birkaç gün kala çit kuşlarının yuvalarına bırakıyorlar.
Bakar mısınız olaya?
Tabii çit kuşları da akıllı. Yuvalarına birdenbire
başka yumurtalar konduğunu gören ve hangisinin kendi yumurtası olduğunu o an
anlayamayan çit kuşları, yumurtadan çıkan yavrulardan hangilerinin kendi
yavruları olduğunu anlamak için inanılmaz bir formül bulmuşlar.
ŞİFRELİ ANNE
ÖTÜŞÜ
Anne çit kuşları kuluçkaya yattıkları andan
itibaren kendilerine özgü şifreli bir ötmeye başlıyorlar. Yavruları da bütün
kuluçka süresinde bu ezgiyi öğreniyorlar.
Tabii sonradan yuvaya getirilen guguk kuşu
yavrularının bu şarkıyı öğrenme şansı yok.
Dolayısıyla anne çit kuşları, kuluçkadan çıkar
çıkmaz kendi şifreli ezgilerine katılmayan yavrularıyla ilgilenmiyor ve bir
anlamda onları ölüme terk ediyor.
Bu gözlemi Avustralya‘daki Finders
Üniversitesi‘nden Diane
Colombelli-Negrel yapmış.
Yaptığı bu deney, doğum öncesinde bilgi toplamanın
ne kadar önemli olduğunu anlatmaya yarıyor.
Bir başka öğretim üyesi kurbağa yavruları üzerinde
bir araştırma gözlemliyor. Bir başkası mürekkep balıklarını inceliyor.
Yıllar boyunca farklı canlı türlerinden yavru
hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar
öğrenme sürecinin bilinen başlangıç
noktasını daha gerilere götürüyor.
EDİNİLMİŞ
BİLGİLER
Bütün bu araştırmalarda karşımıza çıkan şaşırtıcı
gerçek şu: Yumurtadan çıkmamış kuşlar annelerini dinliyorlar. Kuzulara da,
tıpkı insan yavruları gibi yiyecekler konusunda da birtakım bilgiler doğumdan
önce öğretilebiliyor. Kimi embriyolar henüz gelişmekte olan gözleriyle dünyayı
izliyorlar.
Yani pek çok canlı müthiş bir bilgi dağarcığı ile
doğuyor. Bu bilgileri daha dünyaya gelmeden önce anne karnında veya yumurtada
yani fetüs evresinde öğreniyorlar.
Dahası, tüm bunlar, içgüdüsel olmayıp, edinilmiş
bilgiler. Dolayısıyla yönlendirilebilirler ve müdahaleye açıktırlar.
Ben bu bilgileri, yayın hayatında birinci yılını
dolduran Herkese
Bilim Teknoloji Dergisi‘nde okudum. Onlar danewscientist. com sitesinden almışlar.
Dergide ilginizi çekeceğine inandığım pek çok
haber ve makale yer alıyor. İlgimi çeken haberlerden biri de Erzurum Karakaya tepelerinde kurulmakta olan 4 metre çaplı dev bir aynaya sahip Doğu Anadolu Gözlemevi (DAG) projesi. Bu proje sayesinde astronomlarımız uzayın
derinliklerine hem gözlerini dikecekler hem de derin bur kulağa sahip
olacaklar. Ülkemizin en büyük ve ilk kırmızı öte teleskobu doğrusu beni çok
heyecanlandırdı. Yoğun gündem arasında haberiniz olsun istedim.