İbrahim Dülger
6 Şubat 2008
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” 2007 Nüfus Sayımı Sonuçları, yetkililer tarafından açıklandı.70 milyon 586 bin 256 kişiydik. TUıK’in özenle yapmaya çalıştığı bu tespit, evlerde tıkalı olmadan yapılacak nüfus sayımının ön çalışması oldu.
Toplumumuzda yetkili olanların sayısal değerleri yukarıya doğru biraz da abartarak açıklamaları toplum olarak da alışkanlıklarımızdan olup, siyasi nutuklar atılırken, yapılan işin abartılı olarak topluma anlatılması sırasında; 75 milyon insan, bazen de 80 milyona bir çırpıda ulaştırılan nüfusumuzla güçlü olduğumuzu dost, düşman konu-komşu herkese belirtme psikolojisi içinde yapılmakta sanırım.
Oysa günümüzün küreselleşen dünyasında gelişmişliğin, gücün ölçütü; nicel değerlerden çok, ekonomik durum, nüfusun nitelikleridir (yaş, cinsiyet, işsizlik, yaşam standardı, eğitim öğretim durumu Vb)
Kişi başına düşen milli gelirin 6 bin dolarlara ulaştığı önemli bir gelişme gibi gözüküyorsa da
Bölgeler. arası dengesizlik,
Gelir dağılımındaki adaletsizlikler
Fakirlik sınırının 600 YTL civarında tespit edilen ülkemizde, nüfusun büyük bir bölümünün 480 YTL olan asgari ücretle çalışmaya razı olması, bununla geçinebilmesi ..
Bu ücrete razı milyonlarca işsizin (Çalışabilecek yaştaki nüfusumuzun yüzde 10’nu yaklaşık 7 milyon insan) yaşamını sürdürebilmesi, toplumumuzda var olan dayanışma ve mucize yarata bilme becerisiyle açıklanabilir ancak.
Ülkemizde 1950’li yıllardan sonra başlayan kentleşme, tarımda makineleşme, arazilerin miras nedeniyle küçülmesi eğitim ve sosyal nedenlere bağlı olarak hızını arttırarak devam etmektedir. Bugün yüzde yetmiş oranına yükselen kentlerde yaşayan nüfus, sanayileşme sonucu oluşmadığı için birçok sorunu da beraberinde getirmiştir
şehirlerin kenarlarında oluşan gecekondular, göç ile gelen nüfusu pek de elverişli olmayan şartlarda barındırırken, beraberinde altından kalkılamayacak büyüklükte sorunlar doğurup sağlıksız ve niteliksiz bir nüfus yaratmaktadır.
Gelişmiş olmanın ölçütlerinden biri de sanayi ve hizmet sektöründe çalışan nüfusun tarımda çalışanlardan fazla olmasıdır.
Son yıllarda; ekonomik kriz, bazı tarım ürünlerinin taban fiyatlarla devlet tarafından desteklenmemesi, AB ile imzalanan Gümrük Birliği ölçütleri, tarım ürünleri üretiminde girdi maliyetlerinin yüksekliği, ürünlerin dış pazarlarda rekabet edememesi, yanlış destekleme politikaları gibi nedenler köyden kente göçü daha da arttırmıştır. Tarım arazilerinin boşta kalması işsizliği arttıran nedenlerden biri olmuştur.
GAP gibi bir projeyle yarım yamalak sulamaya açılan bereketli tarım topraklarına rağmen köyden kente göç olgusu ilimizde kendini abartılı sayılarla göstermektedir. Geçen sayımda 385 bin olan kent nüfusu, Belediye Başkanımızın pek bir keyifle açıkladığı gibi 472.238’e ulaşmış olup bu sayıya yazılamayanlar ve saklı nüfus dahil değildir.
il nüfusu, doğal nüfus artışı ve çevre illerden alınan göçler nedeni ile 1 Milyon 523 bin olurken nüfusu en fazla 10 il arasında yer almıştı.
Hızla artan nüfusla ılimizin; sağlık, eğitim, gecekondulaşma altyapı hizmetleri, işsizlik, gelir düzeyinin düşüklüğü gibi sorunları büyümekte, çözümü için büyük yatırımlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Çoğalan nüfus nedeniyle ıller Bankası’ndan gelecek desteğin 1 milyon YTL artacağını açıklayan Belediye Başkanımızın şehrin sorunlarının aşılması konusunda rahatladığı apaçık görülürken: Başkan’ın çalışmalarında şehir makyaj düzemelerine önem vermesinin yanı sıra, artan elektrik ihtiyacı sonucu meydana gelen kısıntıları önlemek, donanımları yenilemek halkının kışın soğuk günlerini karanlıkta, üşüyüp hasta geçirmesine engel olacak yatırımları ve girişimleri yapmak görevleri arasındadır bence.
Artan nüfusun iş, aş, okul, hastane, yol, altyapı, güvenlik gibi ihtiyaçlarını karşılamak, yatırımlar ve planlamalar yapmak, yerel ve merkezi yönetimin birlikte çalışmalarını gerektirirken, sorunların ortaya çıkması ve bunlara gerekli çözümlerin zamanında bulunamaması halk arasında görüntüde bu iki yönetimin uyumlu çalışmadığını, güçlü bir iktidarla birlikte belediye yönetiminin ilk kez birlikte görevde olmasına rağmen ilin bundan yeterince yararlanamadığı kanısı uyanmakta.
Futbol takımı sayısı kadar olan vekillerimizin, ilin sorunlarının çözümünde birliktelik sağlayamadıkları düşüncesi yaygın olup Artan nüfus sonucu 12. milletvekilinin de seçilebileceği ancak bu sayısal artıştan her dönem olduğu gibi Urfa’ nın yarar sağlayamayacağı düşünülmekte.
Bu düşünceyi tersine çevirmek elinizde sayın vekiller; Bu, içinden çıktığınız toplumu anlayarak, onlarla konuşarak, sorunlarına derman olarak gerçekleşir ancak. . Halk unutmaz kendine yararlı olanı, çocuklarına adını verir, diker anıtlarını.
Yaşadığımız çağda; gelişmişlik düzeyinin ölçütü: Yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların; Çorba evleri, aş evleri, sosyal hizmet merkezleri, gıda bankaları önlerinde oluşturdukları kuyrukların uzunluğu ile ters orantılı olduğu apaçık bir gerçektir.
Yoksullara yardım etme konusunda yarışmak bir erdemdir Asıl olan insanların üretimlerini yapabilecekleri organizasyonunu gerçekleştirip, onların; onurlu, sadakaya muhtaç olmadan insanca yaşamalarını sağlamaktır.
Konfiçyus’un dediği gibi;
“Balık verirsen halka bir öğün doyar karnı, balık tutmasını öğretirsen halka hep doyar karnı..”
ınsanca, huzurlu, karanlığa mahkûm olmadan yaşama dileklerimle