Halit Güllüoğlu
4 Haziran 2009
Hükümetin seçim sonrası kan kaybının nedenleri tartışıldı.Sadece Hükümet üyelerindeki değişikle ekonomik kriz nedeniyle kamu oyunda fazla yankı bulmadı.Aksine muhalefetleri hızlandırdı.Artık halk Başbakanın bir açıklamasıyla yetinmez oldu.Ancak olaylar öylesine gelişti ki,iktidarın taktik hatası mı ne desek siyasi partilerin birleşik mücadelesine tanık olduk.Almanyadaki Vakıf olayı derken Zahit Akmanın direnmesi son olarak mayınlı arazi eksi puvanlara örnek gösterilebilir.Yani bunları polemik konusu yapmamak gerekirdi.
Sayın Başbakanın asabiyet tavrında samimi olduğu iddiasına inananlar vardır elbette..Hiç yoktan Muhalefeti birlikte harekete neden olan tavrına ne demeli.Mayınlı arazilerin geleceğiyle ilgili olarak Siyasi Partilerde diyaloğun sağlanması beklenmelidir.Çünkü artık kamu oyu işleri lafla geçiştirmeyi onaylamıyor.Ülkeyi ilgilendiren konularda belirsiz davranmak son zamanların hiç yoktan mayınlı araziler hakkındaki İsraile peşkeş çekileceği iddiasının gerçekçi olmadığını geç açıklamak tansiyonu yükseltmiştir.Vatandaş doğru ya da yanlışları yetkili ağızlardan öğrenmek istiyor.
Dünyadaki ekonomik krizin Türkiyede yansınmaları çok ağır olmadı demek yeterli değildir.Elbette ki işsizlik iflaslar sıkıntıları artmıştır.Fakat Tarıma dayalı Ülke olduğumuzdan açlık ve sefaletin içinde kaldığımız iddiasına da itibar etmemek lazım.Özelikle Şanlıurfamız bunun bir örneğidir.Sanayi alanındaki sarsıntıları inkar etmemek lazım.
Yani bu şartlar altında polemik yaratan konulara ilişmeden yola devam etmek dururken muhalefetin hırçınlığını mazeret göstermek hal yolu değildir..
Bu bakımdan Şanlıurfamızın mayın temizleme işinde başta gelen yöre olduğunun bilincinde tartışması gerekir. Bu gerginlik içinde Şanlıurfa adı gündemden düşmez oldu.Olay bir Uluslar arası sorun haline geldi adeta.Biz turizm derken tanıtım derken Şanlıurfa adı bu kez medyalarda mayınlı arazilerle geçmektedir.Hükümetin mayın temizleme ve sonrası için yapacakları yasa tamamlanmadı amma siyasetteki mayınlar patlamaya başladı.Hemşehrimiz Cenap Beyin başkan vekilinin kürsüsüne kadar uzananlar oldu.
Meselenin nasıl ve nereden kaynaklandığı tam anlaşılmadı.İsraile verilme iddiası her kesimi rahatsız etmiştir.Yap işlet devret usulüyle üstelik yarım asırlığına.Bunun üzerine siyasiler yazar çizerlerden tutun sıradan vatandaşlar dahi tepki göstermiştir.İlgili Bakanlık yahut Başbakanlığın inandırıcı açıklaması gecikince ortalık kaynar kazana döndü.Deniz Baykal Devlet Bahçeli sonradan Ahmet Türk temizlenen arazilerin eski sahiplerine ya da topraksız çiftçilere dağıtımını iddia etmeleri Hükümete ayrı bir rahatsızlık verdi.
Şimdi artık Hükümeti savunanlar veya sempati duyanlardaki sessizliğin sebebini AK Partisi değerlendirmelidir.Diğer benzeri olaylarla bu mayın tarlaları polemiği siyasi krizi arttırmamalıdır.Değerli okurlar,sürekli bu konuyu işlememizdeki esas neden Şanlıurfanın geleceğiyle yakından ilgilidir.Ayrıca geçmişi anarak “bu topraklar nice Urfalının canına kıymıştır” .Gerek sınır muhafızı askerin ateşi ve gerekse mayın patlamasıyla.Şimdi mayınsız ölümsüz huzurlu bir yer olmasını temenni ederek.Hoşça kalın