Necla Cevheri Saatçi
16 Temmuz 2007
Dünyaya geldikten sonra tüm insanlar öğrenmeye başlar ve zaman zaman öğrendikleriyle sınava tâbi tutulurlar .
Bu imtihanlar yaşamın ilk evresi olan bebeklikte başlar, zorluk derecesi yaş büyüdükçe doğru orantılı olarak artış gösterir
Bebek alkış çalmayı öğrendikten sonra hadi yavrum alkış çal görsünler deriz, bu aslında bebek için bir imtihandır. Biraz daha büyüdükten sonra öğrendiği şarkıyı söyleterek imtihana tâbi tutarız.
Bu imtihanlar zamanla zorlaşır. Okula başladıktan sonra öğrendiklerimizi sürekli başkalarına ispat etmeye çabalarız.
Bu ispatlarda çok iyi bildiğimiz konuları bile ufak bir dikkatsizlik sonucu veya o günkü ruh halimizle bağlantılı olarak doğru aktaramayabiliriz.
Okulda yapılan sınavlarda başarısız bile olsak dersin öğretmeni sınıf içindeki durumumuzu göz önüne alarak insiyatifini kullanabilir
Lisedeyken fizik dersine karşı ilgili ve başarılıydım. Derste ilgili ve sorgulayan bir öğrenci olmama rağmen ilk iki sınavda 10 üzerinden 4 aldım. Dersin öğretmeni ikinci sınavın sonunda beni çağırdı ve niye çalışmadığımı sordu. Çünkü derste problemleri çözmeme rağmen sınavlarda başarısızdım. Son sınavda 7 aldım, öğretmenimde karneme 7 notunu verdi. ıki sınavın başarısız olduğumu göstermesine rağmen öğretmenim öyle olmadığını bildiğinden uyardı ve notumun yükselmesini sağladı.
Fakat üniversite giriş sınavlarında böyle bir insiyatif kullanılmamakta. Bunun neticesinde de lise hayatı sınava hazırlanma sürecinde kaybolup gitmekte.
Elbetteki sınava tâbi tutulmadan bir yerlere gelmek olmaz .Ama okul derslerini öğrenmeden sınava odaklanan çocuklar çok fazla strese maruz kalmaktalar. Yaşları itibariyle zaten zor bir dönem geçiren çocukların omzuna hep lise öğrenim hayatı hem de üniversite giriş sınavları yükü yüklenmekte .
şimdi geriye dönüp baktığımda lise hayatında birçok bilgiyi kaçırdığımın farkına varıyorum. Örneğin divan edebiyatını sevmemiş ve öğrenmek istememiştim. Oysa ki edebiyat dersinde onun ruhunu, ahengini bize öğretselerdi de tüm öğrenciler öğrenebilseydi.
Lisede okutulan dersler sınava yönelik değil de öğretmeye yönelik anlatılsa, her ders yılının sonunda sınav yapılsa daha verimli olur.
Üniversiteye yerleştirmede de yıl sonunda yapılan sınavlar ve ders notları dikkate alınarak yerleştirme yapılsa, öğrenciler daha bilgili mezun olurlar.
Lisede öğretilen tüm konular hayatta bilinmesi gereken bilgileri içermekte. Kaç öğrenci öğrenerek liseden mezun olmakta .Türk ve dünya yazarlarını tanımadan, çok bilinen matematik ve fizik kurallarını bilmeden mezun olan birçok öğrenci var.
Öğrencilerin lise hayatlarını sınava odaklı yaşamaları herkes için önemli bir kayıp. Liseden mezun olan ama cahil bir diplomalı toplum olma yolunda ilerliyoruz.
Refah düzeyi yüksek, iş imkânları çok olan bir toplum istiyorsak eğitim ve öğretim kurumlarımıza daha fazla önem vermeliyiz. Geçmiş yıllarda liseden mezun olan insanlar daha kültürlü ve bilgiliydiler.
Seçim arefesinde olan ülkemizin bu konuyla çok ilgilenmesi lazım. Bu konuda daha itinalı çalışmalar yapıp, fikirler üretmeli ve bu fikirleri uygulamaya geçirmeliyiz.
Eğitimi daha bilinçli yapılan bir ülke olmamız dileğiyle.
Haftanın Sözü: Tahsil ve terbiyesi mükemmel olan bir toplumun idare edilmesi kolay, fakat esir edilmesi zordur.
Haftanın Kitabı: Dinle Küçük Adam Wilhem Reich