Necla Cevheri Saatçi
14 Ağustos 2006
Sizinle zaman tünelinde bir yolculuğa çıkalım mı? Zaman içinde canlı veya cansız tüm varlıklar değişime uğramakta. Bazı değişimlerin farkına varamıyoruz. Hep öyle kabul edip, eski halini unutuyoruz. Bir konuşma arasında veya bir kitap satırında fark edersiniz. Yazmamızı sağlayan kalemin zaman içindeki yolculuğunu düşünün. ılk zamanlar sert kayalar üzerine taşlarla yazılıyordu. Bu şekilde bizlere ulaşan birçok eser bulunmakta. Yazının sonra ki basamağı kanatlı hayvanların tüyü olmuştur. ınsanlar büyük bir özenle seçtikleri kuş tüylerini mürekkep yardımıyla yazı yazma aracı olarak kullanmaya başlamışlardır. Yazma işlemi o zamanlar da başlı başına bir itina gerektiriyordu. Bu dönemin ardından insanların yazı hayatına dolma kalemler girdi. Kalemin içine dikkatle mürekkep doldurularak kullanmaya hazır hale getirilirdi. Dolma kalem bir prestij unsuru sayılırdı. Dolma kalem kullanmanın kendine özgü zorlukları da vardı. Sonuna gelinen bir yazıda kalemin ucundan mürekkep damlayabiliyordu. Ayrıca konulduğu gömlek cebine veya çantanın içine mürekkep damlattığı çok oluyordu. Bu ufak kazalar başına gelen insanların sinir harbi yaşamalarına etken oluyordu. Dolma kaleme zaman içinde rakip olarak tükenmez kalem çıktı. Artık mürekkep doldurma zahmeti mürekkebin olur olmaz zamanlarda kirletme sorunu da kendiliğinden ortadan kalkmıştı. Ayrıca dolma kaleme göre daha ekonomikti. Buraya kadar bütün yazılar karekteristikti. Her insanın kendine özgü yazma stili vardı. Yazılanlara bakılarak kime ait olduğu anlaşılabiliyordu. Birey el yazısıyla yazıyor böylece yazısına kendisine has özellikler katıyordu. ınsanlar yazısı iyi, idare eder ve kötü olarak kategorilere ayrılıyordu. Önemli bir yazı yazılırken yazısı en güzel olan kişi devreye girerdi. Böylelikle okunamama problemi bertaraf ediliyordu. Sonra hayatımıza daktilolar girdi. Tuşlara dokunduğumuzda kulağımıza gelen tık sesleriyle tanışmış olduk. Bu evreden sonra tüm yazılar aynı olmaya başladı. Kendi yazınızın güzel ve okunaklı olmasının bir önemi kalmadı. Herkes harfleri aynı şekilde ve büyüklükte kullanır oldu. şimdi ise hayatımıza bilgisayarlar girdi. Bu makina bir zamanların en büyük yardımcısı daktiloların rafa kaldırılmasına sebep oldu. Hayatımız da daktilo tuşları yerine artık bilgisayar klavyeleri girdi. Özlemlerimizi yazdığımız mektupları artık internet aracılığıyla e-mail olarak göndermeye başladık. Hayatımızın giderek kolaylaştığı aşikâr. Her ne kadar kişiye has özellikler kalmasa da. Bilgisayar ve internetin karşısına nasıl bir rakip çıkacak şimdilik bilinmemekte. Muhakkak birileri bir yerlerde rakibini düşünmeye başlamıştır. Ne olursa olsun hayatımız da dolma kalemlerin yeri halen çok özel. Öyle olmasaydı değer verdiğimiz insanlara dolma kalem hediye etmekten vazgeçerdik. Haftanın kitabı : şıBUMı Trevanıan: Biliyor musunuz?: M.Ö. 1500 yılındaki Mısır’dan kalma kalem fırçanın boyu 6-9 inç arasında değişmekte idi. Yani günümüzdeki kurşun kalemin boyuna, 7 inç yakındı.