İbrahim Dülger
23 Nisan 2008
Nelerden?
Baskıdan, zulümden, totaliter yönetimden, karanlıktan, kötü yönetimden, hastalıktan, mahrumiyetten, kuraklıktan, kötülükten, selden, afetten, yangından, depremden, zorbadan, yok olmaktan, ölümden, bu dünyadan…
Ve Urfa gibi haksız yere uğranılan işgalden, sömürüden kurtulmak.
Hayır! işgal etmiyoruz. Bir süreliğine himaye altına alıyoruz. Petrol zengini Ortadoğu coğrafyasını aralarında paylaşırken oldukça zorlanmışlardı, sömürgeciliğe alışkın bu Avrupa Milletleri.
Kendi aralarında anlaşıp, yönettikleri uluslara bağımsızlık tanıma ve kışkırtmayı yasaklarken; şark Sorunu sayıp, topraklarını gizli antlaşmalarla paylaştıkları Osmanlı ımparatorluğunu çökertmek için, ”Uluslara bağımsızlık tanı, yoksa müdahale ederim” tehditlerini savurmakta. Ama elinde başka önemli bir kozları daha vardı. Boğazına kadar borçlandırıp ele geçirdikleri maliyesi ile Osmanlıya her istediklerini eni sonu yaptırıyorlardı, bugün de olduğu gibi ”Yoksa borç vermem! Düşmanın olan Rusya ile anlaşırım” korkusu, Demokles’in kılıcı gibi sallandı durdu Osmanlı devletinin başında.
Son çare; Sanayileşip güçlenen, taze sömürgeci Almanya ile ittifak bir kurtuluş çaresi gibi geldi devleti yönetenlere. Bir büyük kumardı ki bu tercih, ödülü; adına Turan denen hayali imparatorluk..
Zamanın koşullarına uyum sağlayamamış Osmanlı’nın; son umutları, çırpınışlarıydı bu oyun.
Anadolu insan kaynaklarının yok oluşunun öyküleri ile doludur 1.Dünya Savaşı.
”Giden gelmiyor acep ne iştir’
”Ölmeden mezara koydular beni’’
Bir kurtlar sofrasıdır savaş sonrası paylaşım. Savaşta ele geçmemiş topraklar alel acele işgal edilir. Kurbanın en lezzetli etleri kendilerine gelsin homurtuları içinde Urfa önce ıngilizlere düşerse de, ıngiliz kurnaz, sorun çıkabilecek, kurtulma mücadelesine hazırlanan yöreleri Fransa’nın önüne bırakır kibarca. Kendisi petrolce zengin bölgelere yönelir sessizce.
Anadolu insanının başlattığı kurtulma mücadelesine karşı Batıda; Yunan Gençlerini heba ettirir Büyük Helen Devleti hayalleri ile..
Doğuda önce kışkırtıp sonradan yüzüstü bıraktıkları Ermenileri kullanırlar. Yaşanan trajedilerden hiç sorumlu değilmiş gibi şimdilerde de meclislerinde aldıkları karalarla günah çıkartmaya çalışsalar da, asıl amaç; Bölgede hükümran olmak
Müslüman Kürtlerle Türkleri düşman kılmak isterler birbirlerine, güdümlerinde bir Ermeni devleti çıkarlarına daha uygundur Doğu ve Güneydoğuda..
Kurtulmak eylemi; mücadele etmeyi, akılcı davranmayı gerektirir. Kendini kurtaran Urfa şehri bunu başararak böyle bir sonuca ulaşır 11 Nisan 1920 de.
Kurtuluş savaşı da halktaki bu mücadele azmini iyi yöneten, başında Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu ekiple; akılcı planlamalar ve aşamalardan sonra, hem de ölümüne bir savaş ve yokluklarla mücadele edilerek, halkın gönderdiği temsilcilerden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi ile gerçekleştirilir, demokrasi dersi verilircesine
Kazanılan bağımsızlık; sömürülen devletler için ışık olur Afrika’da, Asya’da..
Bugün çeşitli bahanelerle işgal ettikleri Irak’da aynı ulustan insanları mezhep farklılıklarını kullandırıp birbirine katlettirirken; binlerle ifade edilen ölümler bile önemsiz kalıyor, üstün silahları ile savaşırken ölen birkaç işgalci askerlerinin yanında.
Günümüzde; Irak halkının mücadelesi kurtuluşu sağlamak için değil mi? Petrol denen zenginliği talan edilip gökten ateş olarak üstlerine yağdırılır. Ortadoğu’da Allahın verdiği gazaplar gibi. Hem de aynı dili, coğrafyayı paylaşan çok sayıda Müslüman devletin tepkisiz bakışları arasında.
Kurtarılmayı bekliyorlar şimdi, bir zamanlar acımasız diktatörden kurtarılmayı bekledikleri gibi ama nafile…
Bedel oldukça pahalı ve umutsuzca
Ardından ıran, Türkiye, Hindistan, Çin, Japonya… Kendilerine rakip bir güç kalmamalı. Bölüp bölüp ufaltılmalı. Yapay sorunlarla sağlanmalı parçalanmalar. Kimi zaman etnik, kimi zaman dinsel, bazen su sorunu, nükleer bomba tehdidi veya ıslami terör, ılımlı ıslam gibi bahanelerle. Her şey gerçekleştirmek istedikleri Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) uygun olmalı adım adım.
ınsan Hakları ihlalleri, amaçlarına ulaşmada çok da önemli sorun değil önlerinde. Zaman zaman kullandıkları araca dönüşür, rakip saydıkları milletleri bölmekte…
Bilimsel ve çağdaş gelişmeleri yakalayamayan uluslar için; Teknolojinin hızla geliştirdiği günümüz yok edici silahları karşısında; sömürüden kurtulmak mümkün olamazken, kurtarılmayı beklemek anlamsızlaşacak, küreselleştirdikleri dünyada…