Ömer Elçi
29 Kasım 2006
FEODALıTE Puştluk köylülerin poşusunda Yiğitlik döllerine dayanır Yalan ekmek peynir ağızlarında Tanrı yalnız kurak günlerde Ve yağmur dualarında… Törenin bağıdır kör eden gözlerini Oysa sözlerim, törelerinden onurlu… Kutsanır kadın saçı, At kuyruğu Ve ölüme susamış silah… Döl ve kan kokar rüzgarları köylerin Loğusa ve hayız kadınlardan öte… şeref kazandırmaz inandıkları kitap ıçtikleri sigaraya yemin ederler Esmer tenleriyle zenciler gibi Benzerler birbirlerine Töreleri ve törenleriyle… Köylüler güce iman Yalnız açlığa isyan ederler… II. Bağrımın en çıplak yerinden Damıtarak getiriyorum mısralarımı Eril bir uzuv gibi Mabetlerinizin orta yerine… Sevdalar acıya dayanarak büyür Buğulu gözler Titrek dudaklar Çarpan yürekler Bilebilir aşkı ve hüznü Eşkıyalık yapan erkeklere çağrılır türküler Anılmaz adı kadının ağıtlar olmazsa…. III. Yürekleri namludan fırlayan bir mermi gibi / ateşli / köylü kızları Samanlık seyranları ıki gözün gördüğü yerde namlu Görmediği yerde namuslu… Varsa görülmesi gereken hesap Güdülen kan Ya bir ağa yamağıdır yahut gariban IV Sararmış bıyıklarında törelerin kiri saklı Çirkin suratlarıyla Arabi bir resim gibi dururlar şehrin aydınlık yerinde Asabiyet damarlarında dolaşan yılan şeyhin fetvası ferman Eşkıya dağlara dost-evlere şivan şahsiyet bir ağa sofrasında kul Ağasız Hizmetkar biz ağa siz Ölürse kullar ölsün Kul kalmasın ağasız V1 Zılgıt Kadınların çığlığı yüzyıllar Savaşan erkeklere güç Sevişen gençlere heyecan Yaşam ve ölüm arasında durur zılgıt Süslenir telli duvaklı tabutları Gerdeği görmeden giden kızların Yükselir göklere şivan Ve kanı yerde kalan aşiret çocuklarının Siyah bağlar kadınları Ağlamaz Oturmaz erkekleri taziyede ve kahvede Denilmez başın sağ olsun Sabır dilenir kısık sesle Kanı yerde kalmadan Töre feodalitenin öz oğlu *** ıl Kültür Müdür yardımcısı sayın Mehmet Kurtoğlu’nun “puştlukla”,”yalancılıkla”,“çirkin suratlarıyla Arabi bir resim gibi dururlar/şehrin aydınlık yerinde” olarak göstermek istediği köylü kesimine yapılan hakaretleri kabul edemiyorum… Hem köylü kesimine hem de Arap kesimine hakaret söz konusu… Dilleri, dinleri, ırkları ve cinsiyetleri nedeniyle insanların aşağılanamayacağını ve önce insan felsefesini savunan; köylüye hakareti kabul etmeyen biri olarak; Mehmet Kurtoğlu’nun, ıl Kültür Müdürü Selami Yıldız’ın ve haliyle şanlıurfa valisi Sayın Yusuf Yavaşcan Beylerin açıklamalarını, yaklaşımlarını merak ediyoruz… *** ıl Kültür Müdür yardımcısı Mehmet Kurtoğlu’nun yazdığı “Kültür şehri Urfa” kitabını ıl Kültür Müdürlüğü mü finanse etmiştir? Yazara telif hakkı ödenmiş midir? “Kültür şehri Urfa” kitabındaki “Feodalite” şiirini defalarca okudum. Bazı gerçekler dile getirilirken puştluk, yalancılık,şerefsizlik,imansızlık,namussuzluk,çirkinlik,yılanlılık ithamları ile köylüye aleni şekilde hakaret edilmiştir… Düşüncelere pranga vurulamaz ama, şiir yoluyla da hakaret kabul edilemez… “Ümmetçi” olduğunu savunan sayın Kurtoğlu köylü kesiminden özür dilemek zorunda… Ümmetçilik, köylüye ve bazı yazılarında kadınlara hakaret etmek değildir…. *** ıl Kültür Müdürü sayın Selami Yıldız kitabı yayınlamadan önce incelemiş midir? Yayın koordinatörü olduğu kitabı incelememiş veya inceledikten sonra hakaret içerikli şiire tepki göstermemişse, kendileri de köylüye hakarete ortak olmamış mıdır?…. *** Olmadı sayın Mehmet Kurtoğlu… Puştluk,yalancılık, tanrıyı yalnızca kurak günlerde anımsama,içilen sığara üzerine yemin,ateşli köylü kızları, samanlık seyranlığı,çirkin suratlılık ithamlarınızı ve eril bir uzuv gibi/mabetlerimizin orta yerine nasıl geldiğiniz yönündeki açıklamalarınızı ve özür dilemenizi en kısa zamanda bekliyoruz.. “eril bir uzuv” cümlesinin ne manaya geldiğini özellikle açıklamanızı rica ediyorum… “Feodalite”şiirinizle yaptığınız hakaretlerinizi şahsım,kamuoyu;köylü kesimi kabullenemiyor…