Ceylan Pala Karadağ
8 Eylül 2010
Bu yılki KPSS sınavındaki kopya skandalının ardından, ÖSYM; 2010 yılının sonuna kadar yapılması planlanan 12 sınavın sorularının gizliliği kalmadığını belirterek Önlisans KPSS dâhil 12 sınavın ertelendiğini açıkladı. Böylece bu sınav için aylarca belki de birkaç yıldır hazırlanan, kurslara devam eden ve umudunu bağlayan insanların iş bulma umutları da ertelendi.
Malum, İlköğretimden başlıyoruz artık sınavlara girmeye. Yıllar geçiyor, üniversiteyi bitiriyoruz ama yine yetmiyor kadrolu bir iş bulabilmemiz için. Bu kez de KPSS’ye girmemiz gerekiyor. Sonra bir sene bir sınava giriyoruz öbür sene, arkamızdan gelen mezunlar başka ad altında yeni bir sınava tabi tutuyorlar. Bu olmadı başka sınav deneyelim deniyor, biz giriyoruz, onlar deniyor biz deneniyoruz, onlar deniyor ve biz eleniyoruz!.. İnsan sürekli sınavlara girmek zorunda kalınca, devlet kendi açtığı veya açılmasına icazet verdiği okullarının yetiştirdiği mezunlarına güvenmiyor mu diye düşünmeden de edemiyor. KPSS örneğin, hani şu Beden Eğitimi dersi öğretmeniyle kimya öğretmeninin aynı soruları çözmek koşuluyla girdiği sınav! Hukuk da bitirsek, matematik de bitirsen bir şekilde gireceğimiz sınav! Sonra da bunun bir sıralama sınavı olduğunu fark ederek yarış atı misali en öne geçmek için koşturuyoruz. Kimi zaman yazılı sınavları bile geçsek bu kez mülakat engeliyle karşılaşıyoruz! Genel olarak halk arasında mülakatlarda torpilin olmazsa şansın da olmaz şeklindeki söylentilere kulağımızı tıkayarak giriyoruz bir sınava, sonra bir sınava daha…
Aslında sistem zaten başlı başına topal ve aksak! Şeriatın kestiği parmak acımaz sözü misali, bilenle bilmeyenin 3 saat içinde ayıklanmaya çalışıldığı bu sistemi de sinemize çekmiş, canımızı dişimize takmış çalışıyorken, Temmuz ayında gerçekleşen KPSS sınavındaki kopya skandalı da nereden çıktı? Hatırlıyorum benim üniversiteye gireceğim sene de ÖSS soruları çalınmıştı (1999) ve ÖSS sınav arifesinde iptal edilerek ertelenmişti. Bu tarz durumlar kurumların aciziyetini gösteriyor kanımca. Kendi elleriyle hazırladıkları soruları yeterince koruyamadıklarını düşünmüyor değilim!
Peki, sınav komisyonunda bir KPSS eğitimi de veren bir dershanenin sahibinin de yer alması sizce ne derece güven veriyor? Kimseyi itham etmiyorum ancak kanımca böyle bir dershane sahibinin komisyonda yer almaması daha doğru ve yerinde olurdu.
Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenler için ayrı bir sınav açılabileceğinin sinyallerini verdi. Bu KPSS için öngörülen çözüm. Peki ya diğer sınavlar için ne tür bir çözüm yolu öngörülmeli? Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı(TUS), Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES), Adalet Bakanlığı Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavı ve daha bunun gibi kaderimizi çizen onlarca sınav daha… Polyannacılık yapmanın hiç gereği yok!
Bence esasında bu sınav sistemini ortadan kaldırmanın vakti geldi de geçiyor. Başka bir köklü çözüm bulunmalı. Teknoloji bu kadar gelişmişken ve emek hırsızlığı gönüllüsü pek çok kopyacı zihniyet varken, kabul edelim ki artık bu sınavlar hiç de adil olamıyor! Fiili imkânsızlık gün gibi ortada. Ne demişler anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az! Saygılarımla.