Cihat Kürkçüoğlu
9 Temmuz 2014
Köylerimizde köyün ortak mülkiyetinde bulunan ve vakıf eseri olmayan bazı önemli yapılar bakımsızlıktan oldukça harap bir durumda bulunuyor.
Merkez ilçeye bağlı Çamurlu Köyü Camii ve Betik Köyü Camii, Bozova ilçesine bağlı Çar Melik köyündeki Çar Melik Camii ve Ağviran köyündeki Hüseyin Paşa Camii, Birecik İlçesi Kural Köyü (Asman) Camii, Halfeti İlçesi Saylakkaya köyünde eski bir kiliseden dönüştürülen İbrahim Halilullah Camii, Suruç İlçesi Çengelli (Alizera) Köyü Camii vakıf eseri olmadıkları için restore edilemeyen camilerimiz arasındadır.
Bunlardan biblo güzelliğinde olan ve şehirde dahi bir benzeri bulunmayan Çamurlu Köy Camii maalesef yıllardan beri kaderine terk edilmiş bir durumdadır. Kapısı penceresi olmayan, duvarları ve kubbesi çatlaklar içeren, döşemesinde yabani otlar bitmiş durumdaki bu caminin içerisinde koyunlar otlamaktadır.
Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde adından söz ettiği 17. Yüzyıl başlarından kalma Çar Melik Camii, kubbelerindeki yalıtım sorunları ve duvarlarındaki çatlaklar nedeniyle yıkılmak üzeredir.
Caminin hemen yanı başındaki Çar Melik Kervansarayında restorasyon çalışmaları devam etmektedir. Dileriz bu proje planlandığı gibi bu yıl sonuna doğru tamamlanır.
Roma dönemine ait bir yapı olan, ancak konumunun uygun olmasıyla Emeviler döneminde mescit olarak kullanıldığı düşünülen Betik Camii, uzun yıllar saman deposu olarak kullanıldıktan sonra kaderine terk edilmiştir. Bu tarihi yapı restore edilerek tekrar cami olarak kullanılması gerekirken hemen yakınına daha büyük masraflarla betonarme yeni bir cami yapılmıştır.
Diğer camilerin de durumları farklı olmayıp, köylülerin kısıtlı olanaklarıyla restorasyon ilkelerinden uzak bir biçimde bakımları yapılmaya çalışılmaktadır. Bu tarihi yapıların hemen tamamının köyün ortak mülkiyetinde olması, bakımları konusunda kaynak sorunu yaşanmasına neden olmakta ve önemli bir kısmı harap olmakla karşı karşıya bulunmaktadır.
Harran ilçesine bağlı Han el-Ba’rür köyündeki Eyyubi döneminden kalma Han el-Ba’rür Kervansarayı da vakıf eseri olmadığı için kaderine terk edilmiş bir durumdadır. Güneydoğu Anadolu bölgesinde Ortaçağ’dan kalma tek kervansaray olan ve Şanlıurfa’nın Harran-Soğmatar turizm kuşağında yer alan bu önemli kervansarayın restore edilerek turizme kazandırılması gerekmektedir.
Tüm bu yapıların düzenli bir biçimde bakım ve restorasyonlarının yapılabilmesi için köy ortak mülkiyetinden çıkarılıp Vakıflar Genel Müdürlüğü himayesine alınması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca Köylere Hizmet Götürme Birlikleri ile İl Müftülüğümüzün konuyla acil olarak ilgilenmelerini diliyorum.