Mehmet Göncü
13 Ağustos 2010
Bu köşede defalarca yazdım. Lütfen çöpe ekmek atmayalım diye..
Ama nafile, görünen o ki kimse günümüzdeki çok boyutlu israftan vazgeçmiyor. Adeta son yıllarda bir tüketim toplumu haline geldik. İlgililerin bütün uyarılarına rağmen hala sabah çöp bidonlarının yanına bırakılmış poşetler dolusu ekmek parçalarına rastladıkça ben şahsen çok üzülüyor ve büyük ızdırap duyuyorum.
Bana göre; çöpe ekmek atanlar kıtlık nedir bilmiyorlar ve aile büyüklerinden de bu konuyla ilgili gerçek yaşanmış olayları dinlememişler.
Bu manada rahmetli Validemden yaşanmış bir öykü dinlemiştim.
1915 yıllarında Çarlık Rusya orduları doğu illerimizi işgal edince, o bölgede yaşayan Müslüman ahalinin bir kısmı ülkenin güneyine, yani Musul ve Kerkük’e, bir kısmı da güney, batı illeri olan Diyarbakır, Urfa, Antep ve Adana illerine göç ettiler.
Bu illerin ahalisi, ilkin gelen Muhacirleri misafirler gibi karşılayıp yiyeceklerini paylaştılar. Sonra savaş koşullarında yeterli üretim olmayınca, mevcut stoklar tükendi ve halen unutulmamış olan o acı kıtlık yılları başladı. Dolayısı ile hem yerli ahali ve hem de Muhacirler çok zor günler yaşadılar.
İsterseniz elem verici o günlerden birini annemin anlatımıyla dinleyelim…
“Babam bir gün Mezbahada kesilen bir öküzün kanını fesinin içine dolduran bir Muhacire rastlar ve o kanı ne yapacaksın diye sorar. O da kanı pıhtılaştırıp, ailesine götüreceğini söyler. Babam adamın fesindeki kanı yere döktürür ve kendisine yarım çuval kuru üzüm pestili verir”
Kıymetli okuyucularım, son yıllardaki bu israf ve aymazlık yüzünden et ve buğday ihraç eden bir ülke konumundan, Et ithal eden bir hale geldik. Üretimi artırmaz ve israfı önleyemezsek, korkarım Buğday ithal eder bir konuma düşebiliriz. Öte yandan çok boyutlu israfın zararlarını eğitim kurumlarının ve din adamlarımızın da halka anlatması lazımdır. Kaldı ki “Menni israfat kanunu” gereğince isterlerse Belediyelerimiz ve ilgili kurumlarımız çöpe ekmek atanları uyarmak için meskenlere ve işyerlerine el ilanları dağıtarak, halkı aydınlatabilirler.
Ayrıca Tüketici Haklarını Koruma Derneklerinin bu konuda çalışmalar yapmalarının da çok faydalı olacağına inanıyorum.
Bildiğiniz gibi; bugün mübarek Ramazan ayının ilk günüdür. Oruçlu iken bazı insanların maalesef mideleri gibi gözleri de aç oluyor.
Lütfen; ihtiyaçtan fazla yemek pişirip, sonra israf etmemeye dikkat edelim.
Bu güzel ayın tüm insanlık alemine huzur, barış ve bereket getirmesini Cenabı Allah’tan diliyorum.