Mehmet Göncü
6 Nisan 2015
Kıymetli
okuyucularım, kendimi bildim bileli, bazı insan davranışları beni şaşırtmıştır.
Kuzu
gibi sessiz, münis ve zararsız bildiğim kimi insanlar bir bakmışsınız ki,
kurnaz bir tilki gibi daleveracı, dolandırıcı olarak, planlı bir sahtekârlığın
faili olarak karşınıza çıkmış olabiliyorlar.
Zaman
zaman toplumun dürüst, namuslu ve şerefli bildiği bazı kimseler, emsali
görülmemiş boyutta bir hırsızlığın veya namussuzluğun faili sanığı olarak
kamuoyu önüne deşifre olarak çıkabiliyorlar.
Keza;
toplum yaşamında çok güvendiğimiz, mazbut işi gücü olan saygın bir kişi, bir
gün bakmışsınız ki adam öldürmüş, cinayetler işlemiş veya ırza geçmiş, hatta en
yakınlarını bile boğazlamış ve şiddetin en ilginci ve yalnız insana özgü olan
intihar olayını gerçekleştirmiş olabiliyor.
Özetle;
çok ilginç ve karmaşık bir yapıda davranış sergiliyor insan denilen bu canlı.
Doğada
bu şekilde davranan ve yaşayan başka bir canlı yok.
Meşhur
sözdür; “Her sorunun yanıtını doğada ara” diye.
Ben
de çok araştırdım, şu çarpıcı ve ilginç sonuca vardım:
Antropoloğlar,
anotomistler ve bu konunun uzmanları ne der, de demez bilmiyorum ama bu benim
düşüncemdir ve düşüncemi de yazıyorum:
Şöyle
ki; doğadaki tüm otla beslenen canlıları çok müthiş ve hiç şiddet göstermeyen,
ekolojik dengenin zararsız sakinleri olarak tanırız.
Bir
kuzunun, bir ceylanın veyahut otla beslenen iri cüsseli bir devenin, zürafanın
veya bir filin savunma dışında, ne kadar sakin bir davranış sergilediğini
biliyoruz.
Evcil
hayvanlarımızın büyük çoğunluğunu otçul hayvanlar teşkil etmiyor mu?
Bu
gerçeği kimse yadsıyabilir mi?
Yani
otla beslenen tüm canlılar kuzu gibi zararsız oluyor.
Öte
yandan tahıl tohumları ile beslenen kimi tür memeli hayvanlarla, bazı tür
kuşlarda aşağı yukarı otçul hayvanlar gibi sakin ve zararsız olmakla beraber,
zaman zaman kavgacı bir karakter taşıdıklarına da şahit oluyoruz. Boğalarda,
hint horozlarında olduğu gibi…
Doğanın
yaşayan en acımasız, en vahşi ve en şiddet gösteren canlıları ise, karada,
havada ve denizde hayatlarını sürdüren ve tamamen etle beslenen hayvanlardır.
Kartal,
şahin, akbaba, aslan, kaplan, sırtlan, tilki, çakal, kepek balığı, katil
balina, timsahın vahşetini, şiddetini, saldırganlığını, zeka ve kurnazlık
performanslarını bilmeyen var mı?
Bana
göre ve özetle; canlıların yaşam için aldıkları besin türlerine göre davranış
sergiledikleri gerçeği ortaya çıkıyor.
Gıdalarla
alınan karbonhidratlar, hayvansal ve bitkisel proteinler, minarel ve vitaminler
bir çok asit türleri ve yağlar,
canlıların metobolizmalarında çeşitli kimyasal reaksiyonlara uğrayarak yaşam
güdüsünün enerjisini sağlayarak hayat motorunu harekete geçiriyorlar.
Canlılar
da alınan gıdaların türüne göre, yukarıda izah ettiğimiz gibi davranış
sergiliyorlar.
Yazımızın
konu başlığı olan insanın bazen kuzu, bazen tilki, bazen de sırtlan gibi neden
davrandığı sorusunun yanıtı ise; bana göre hem otla, hem tahılla, hem de
ağırlıklı olarak etle besleniyor olmasındandır.
İnsanın
fiziki yapısı pek hayvani gıdalar, yani etle beslenmeye uygun gibi gelmiyor
bana. Ama bu güzel canlının gösterdiği şiddetin nedenini başka bir türlü de
kendime açıklayamıyorum ki ikna olayım.
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda, lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok
olması dilegiyle kalın sağlıcakla..